Geri

   

 

 

 

İleri

 

97- Bu Ümmetin Cennetliklerin Yarısını Teşkil Etmesi Bâbı

551- Bize Hennad b. Seriy rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû'l-Ahvas, Ebû İshak' dan, o da Amr b. Meymun'den, o da Abdullah’dan naklen rivâyet etti.

Dedi ki: Bize Resulullâh (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Siz cennetliklerin dörtte biri olmanıza razı değil misiniz?» dedi.

Bunun üzerine biz tekbir aldık. Sonra (yine):

«Siz cennetliklerin üçte biri olmanıza razı değil misiniz?» buyurdu biz yine tekbir aldık. Bundan sonra Resulullâh (sallallahü aleyhi ve sellem)

«Ben sizin cennetliklerin yarısı olmanızı gönülden dilerim. Size bunun sebebini söyleyeyim: Küffâr arasında müslümanlar ancak kara öküz (ün cildin) deki beyaz bir kıl yahut beyaz Öküz (ün cildin) deki siyah bir kıl gibidir.» buyurdular.

552- Bize Muhammed b. El-Müsenna ile Muhammed b. Beşşâr rivâyet ettiler. Lâfız İbn Müsenna'nındır. Dediler ki: Bize Muham-. med b. Ca'fer rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be, Ebû Ishâk'tan, o da Amr b. Meymun'dan, o da Abdullah'tan naklen rivâyet etti. Abdullah Şöyle dedi: Resulullâh (sallallahü aleyhi ve sellem)'le bir kubbenin altında kırk kadar nefer beraber bulunuyorduk (Bize):

«Siz cennetliklerin dörtte biri olmanıza razı mısınız?» diye sordu. Biz «Evet» cevabını verdik. Sonra (yine):

«Cennetliklerin üçte biri olmanıza razı mısınız?» dedi. Biz de «Evet» dedik. Bunun üzerine:

«Nefsim yedi kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki ben, sizin cennetliklerin yarısı olmanızı cidden isterim. Çünkü; Cennete Müslümandan başka hiç bir kimse giremiyecektir. Sizler ehl-i şirkin içinde ancak kara öküzün cildindeki beyaz kıl yahut kırmızı öküzün cildindeki siyah kıl gibisiniz.» buyurdular.

Ashâb-ı kirâmın tekbir almaları bu büyük müjdeye sevin di ki erindendir. Resulullâh (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bir defa da:

«Cennetliklerin yarısı olmanıza razı mısınız?» demeyerek birincide ehl-i cennetin dörtte biri, ikincide üçte biri, üçüncüde yarısı olmaya razımısmız diye sorması pek güzel bir faydayı temin içindir. Bu fayda ashabın nefislerine sözün daha tesir etmesi ve kendilerine yapılan ikramın son dereceye baliğ olduğunu anlatmak içindir. Çünkü insana bir şeyi tekrar tekrar vermek ona verilen ehemmiyete delildir. Bunun ikinci bir faydasıda müjdenin tekrar tekrar verilmesi ashabı Allah'a karşı tekrar tekrar şükretmeye nimetlerine karşı hamdüsenada bulunmaya teşvik etmesidir.

Bu hadisin bir rivâyetinde:

«Siz cennetliklerin şatrı.» diğer rivâyetinde:

«Yansı olmaya razı mısınız?» buyurulmuştur. Başka bir rivâyette cennetliklerin yüzyirmi saf teşkil edeceği bunların sekseni bu ümmetten olacağı bildirilmiştir. Bundan da anlaşılıyor ki ümmet-i Muhammediyye cennetliklerin üçte biridir. Binaenaleyh Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) evvelâ büyük bir kısmı mânasına gelen şatr kelimesi ile müjdede bulunmuş sonra Teâlâ hazretleri lütf-u ihsanda bulunarak onların sayısını yarıya çıkarmıştır. Bunun bir çok hadislerde nazirleri vardır. Nitekim bir hadis-i şerifte: Cemaat ile kılman namazın yalnız kılınan namazdan yirmi beş derece; başka- bir rivâyette yirmi yedi derece faziletli olduğu beyan buyurulmuştur. Bu hadisleri inşallah yerinde görülecektir.

Ravi Resulullâh (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kara Öküzün cildinde bir ak tüymü yoksa beyaz Öküzün cildinde bir siyah tüymü buyurduğunda şekk etmiştir.

Kubbeden murad deriden yapılan çadırdır. Kelbî arap ikametgâhlarının altı şeyden yapıldığını bunların bir kısmının deriden bir kısmının taştan bazısının ağaçtan bazısının kıldan ve yünden yapıldığını beyan eder. Kubbe deriden yapılan çadırın ismidir.

«Cennete ancak Müslüman olan kimseler girer.» ifadesi kâfirlerin asla cennete giremiyeceklerine delâlet eden sarih bir nastir. Bunun üzerine İcmâ’ da münakid olmuştur.

553- Bize Muhammed b. Abdillâh b. Nümeyr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Malik — ki İbn Migvel’dir— Ebû İshâk'tan, o da Amr b. Meymun'dan, o da Abdullah'tan naklen rivâyet etti. Abdullah Şöyle dedi: Resulullâh (sallallahü aleyhi ve sellem) bize hutbe okudu sırtını deriden bir kubbeye dayiyarak:

«Dikkat edin, Cennete Müslümandan başka hiç bir kimse girmeyecektir. Ya Rabbi! Tebliğ ettim mi? Ya Rabbi şahid ol! Siz cennetliklerin dörtte bîri olmak ister misiniz?» buyurdu. Biz:

— «Evet Ya Resulullâh!» dedik Resulullâh (sallallahü aleyhi ve sellem) (Tekrar):

«Cennetliklerin üçte biri olmak ister misiniz?» dedi. Ashâb:

— «Evet Ya Resulullâh!» dediler. Resûlü Ekrem

«Ben sizin cennetliklerin şatrı olmanızı candan dilerim. Siz başka ümmetlerin içinde ancak ak Öküzün cildindeki kara kıl yahut kara öküzün cildindeki beyaz kıl gibisiniz.» buyurdular.

Bu hadisi Buhârî «Kitabut Rukak» ve «Kitabu'n-Nûzûr» da Tirmizî «Sıfâtü'l Cenne» de İbn Mâce «Kitabu'z-Zühd» te tahriç etmişlerdir. Bu da yukarı ki hadisin başka bir rivâyetidir. Resulullâh (sallallahü aleyhi ve sellem)'in:

«Ya Rabbi! Tebliğ ettim mi? Ya Rabbi! Şahid ol!» sözünün mânası;

«Tebliğ vazifesi benim üzerime farzdır. Ben bunu İfâ ettim. İfâ ettiğime sen şahid ol ya Rabbi!» demektir.

İbn Tin diyor ki: « (Bir kıl) denilmişsede burada hakiki birlik' murad değildir. Çünkü cildinde kendi renginden ayrı bir tek tüyü bulunan öküz yoktur. Maksad kendi rengine uymayan tüylerin azlığıdır.