Geri

   

 

 

 

İleri

 

95- Mü'minlerin Birbirlerile Yardımlaşması ve Başkalarile Alakayı Keserek Onlardan Uzak Kalmaları Bâbı

541- Bana Ahmet b. Hanbel rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Câ'fer rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be, İsmail b. Ebî Hâlid’den, o da Kays'dan, o da Amr b. Âs'dan naklen rivâyet eyledi.

Dedi ki: Resulullâh (sallallahü aleyhi ve sellem)'i gizli değil açıkça şöyle buyururken İşittim:

«Dikkat edin!.. Ebû... oğulları (yani, Ebû filân oğulları) benim velilerim değildirler. Benim velim ancak Allah ile mü'minlerin salihleridir.

Bu hadisi Buhârî . «Kitabû-l' Edep» te tahriç etmiştir. Onun rivâyetinde sarahaten «Âl-î ebî filân» denilmişse de Müslim'in rivâyetinde yalnız «Âl'ebi »zikredilmiş sonunu «Yani filân» diyerek tamamlamıştır. Resulullâh (sallallahü aleyhi ve sellem) bununla kimi kasdettiğini ya kendi nefsi hakkında yahut eshabma ait bir fitne ve fesat mülâhaza ettiği için tasrih buyurmamiştır. Kürtûbî Müslim'in asıl nüshalarında »filân» kelimesinin yeri açık bırakıldığını sonradan bazı kimselerin tashih yolu ile oraya «fûlân» kelimesini yazdığını söyler. Bu kelime bir isimden kinayedis. Kâdî îyâz bununla Hakem b. Ebîl Âs’ın kasdedildiğini söylemiştir. Hadis-i Şeriften murad Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in velisi yalnız Allah ve salih mü'minler olduğunu bildirmektedir. Yani:

«Salih mü'minler akrabam olmasada benim içîn velîdirler. Salih mü’min olmayanlar akrabam dahi olsalar benim için velî olamazlar.» demek istemişlerdir.

İbn Tîn'in nakline göre bu sözden murad Resulullâh (sallallahü aleyhi ve sellem)'in akrabasından müslüman olmayanlardır. Binaenaleyh bu söz küllü itlâk cüz'ü murad kabilinden mecaz-ı mürsel olur. Hattabî:

«Burada nefyedilen vilâyet din hususundaki vilâyet değil karabet ve ihtisas ciheti ile olan vilâyettir» demiştir.

Kurtubî'ye göre; bu hadisin faidesi yakın akraba dahi olsa mü'minle kâfirin arasındaki vilâyetin kesildiğini anlatmaktır.

Tîybî'de şunları söylemiştir:

«Hadisin mânası: Ben hiç bir kimseye akrabalık sebebi ile muvâlât ve dostlukta bulunmam. Ben ancak Allah'ı severim. Çünkü O'nun kulları üzerine vacip olan bir hakkı vardır. Salih mü'minleri de Allah rızası için severim. Sevdiklerime iman ve Salâhlarından dolayı muvâlât eylerim. Bu hususta akrabam olup olmamaları mevzubahis değildir. Şu kadar var ki; akrabamın akrabalık haklarına da riayet eylerim. Bu tefsir büyük ulema tarafından söylenmiş büyük sözlerdir.»

Mü'minlerin salihlerinden kimlerin kastedildiği ihtilaflıdır. Bu hususta birkaç kavil vardır. Şöyle ki:

1- Taberî'nin Katade'den rivâyetine göre bunlardan murad Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dir.

2- İbn Ebî Hatîm'in Süddi'den rivâyetine göre murad sahabe-i kirâmdır.

3- Yine İbn Ebi Hatim'in Dahhâk'tan rivâyetine göre mü'minlerin salihleridir.

4- Yine İbn Ebû Hatim'in Hasan-ı Basrî'den rivâyetine göre Ebi Bekr, Ömer, ve Osman (radıyallahu anhüm) hazarâtıdır.

5- Taberî'nin İbn Mes'ud'dan merfu' olarak tahriç ettiği bir rivâyete göre Ebû Bekr ile Ömer (radıyallahü anhumâ)'dır. Fakat bu hadisin senedinde zaaf vardır.

6- İbn Ebi Hatim'in sahih bir senedle Sa'id b. Cübeyr'den tahriç ettiği bir rivâyete göre yalnız Ömer (radıyallahü anh) dır

7- Kurtubî'nin Müseyyeb b. Şerik'den rivâyetine göre hasseten Ebû Bekr (radıyallahü anh)'dır.

8- İbn Ebi Hatim'in Mücahit'ten rivâyetine göre yalnız Ali (radıyallahü anh)'dır.