46 - Yanaklara Vurmanın, Yakaları Yırtmanın ve Cahiliyet (Da'vetiyle Çağırmanın Tahrimi Bâbı) 296- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Muâviye haber verdi. H. Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet eyledi. Bunların hepsi A'meş'den, o da Abdullah b. Mürra'dan o da Mesruk'dan, o da Abdullah'dan naklen rivâyet ettiler. Abdullah Şöyle dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Yanaklarına vuran veya yakalarını yırtan yahud câhiliyet davetiyle çağıran bizden değildir.» buyurdular. Bu hadis Yahya'nındır. İbn Nümeyr ile Ebû Bekir ise elifsiz olarak (yani ev yerine ve harfini kullanarak) «ve yırtar; ve çağırırsa» dediler. 297- Bize Osman b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Cerir rivâyet etti. H. Bize İshâk b. İbrahim ile Ali b. Haşrem de rivâyet ettiler. Dediler ki; Bize İsa b. Yûnus rivâyet etti. Bu râvilerih ikisi birden A'meş'den bu isnadla rivâyet etti. Onlar da «ve yırtar; ve çağırırsa» dediler . Hadis muttefekun aleyhdir. Buhârî onu «Kitâbü'l-Cenâiz» ile «Kitâbü'î-Menâkib» da, Tirmizî Nesâî ve İbn Mâce'de «Kitâbü'l-Cenâiz» de tahric etmişlerdir. «Bizden değildir» cümlesinden muradın: Bizim yolumuzda değildir demek olduğunu az yukarıda görmüştük. Çünkü ehl-i sünnete göre günah işlemek bir mü'mini dinden çıkarmaz. Meğer ki3 günahın helâl olduğuna i'tikad ede. Kirmanı diyor ki: «Bu cümle tağliz içindir. Ancak «cahiliyet dâ'-veti» haramı helâl i'tikad etmek ve Allah'ın kazasına teslim olmamak gibi küfrü mûcib bir şeyle tefsir olunursa o zaman bu nefi hakikat olur.» Cahiliyetden murad: İslâmdan evvelki fetred devridir. Cahiliyet da'veti: harb için yardıma çağırmaktır. «Cahiliyyet devrinde araplar harbedecek olurlarsa bütün kabileleri dolaşır ve: «Ey filân oğulları!» diye bağırarak onları harbe da'vet ederlerdi. Kaatile —zâlim bile olsa — yardım ederlerdi. İslâmiyet bu âdeti yıkmıştır. Hazret-i Câbir (radıyallahü anh)'dan rivâyet edilen bir hadise göre bir zât şaka ederek ensardan birine dokunmuş. Ensari buna fena halde içerleyerek kavga etmişler ve Ensarî; «Yetişin ey Ensar!» muhacirde: «Yetişin ey muhacirler» diye harb da'vetinde bulunmuşlar. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yanlarına çıkarak: «Bu câhiliyet da'veti ne oluyor?» demiş, sonra kavgalarının sebebini soruşturmuş; muhacirin şakadan dokunması olduğunu anlayınca: «Bırakın onu! Çünkü o çirkin bir şeydir...» buyurmuştur. Kâdî Iyaz'a göre cahiliyet da'veti: Yas ederek ağlamak, ölünün iyiliklerini sayarak ağlamak gibi şeylerdir. Başına bir belâ gelince yanaklarına vurmak, yakalarım yırtmak, yüzünü tırmalamak, vay helâkim, vay başıma gelenler... gibi feryadlarda bulunmak câhiliyet âdetlerindendir. Hadisde yanakların zikredilmesi ekseriyetle onlara vurulduğu içindir. Yoksa vücudun sair yerlerine vurmak da ayni hükümdedir; ve hepsi haramdır. Bu hadisde üç şey zikredilmiş ve bunlar birbirlerine (yahud) ma'na-sına gelen «ev» edâtiyle atfolunmuşlardır. Binaenaleyh nefi bunların ayrı ayrı her biri ile hasıl olacak demektir. Vakıa rivâyetlerin bâzısında «ev» yerine atıf harflerinden «ve» kullanılmıştır. Bu edat mutlak surette cemi' için olup tertibe filân delâlet etmezse de burada o, «ev ma'nasında kullanılmıştır. Zira bir hadisin iki rivâyetinden biri «ev» diğeri «ve» ile gelirse «ve= ye de «ev» manası verilir. 298- Bize Hakem b. Mûsa el-Kantariy rivâyet etti. (Dedi ki)' Bize Yahya b. Hamza, Abdurrahman b. Yezîd b. Câbir'den rivâyet etti. Ona Kâsım b. Muhaymira rivâyet etmiş. Dedi ki: Bana Ebî Bürdete'bni Ebî Mûsa rivâyet etti. Dedi ki: Ebû Mûsa çok hasta oldu ve bayıldı. Başı kadınlarından birinin kucağında idi. Bunun üzerine kadınlarından biri bir çığlık kopardı. Fakat Ebî Mûsa ona bir şey söyleyemedi. Ayıldığı vakit: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in berî olduğu bir şeyden ben de beriyim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) va veylâcı, saçını yolan ve elbisesini yırtan kadınlardan berî idi.» dedi. 299- Bize Abd b. Humeyd ile İshâk b. Mansur rivâyet ettiler. Bediler ki; Bize Ca'fer b. Avn haber verdi (Dedi ki): Bize Ebû'Umeys haber verdi. Dedi ki: Ben Ebû Sahra'dan dinledim. Abdurrahman b. Yezid ile Ebû Bürdete'bni Ebî Mûsa'dan naklen anlatıyordu. Demişler ki: Ebû Mûsa bayıldı, da karısı Ümmü Abdillâh çığlıkla feryad ederek geldi. Sonra Ebû Mûsa ayıldı. Karısına: Bilmedin mi ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): (Ben saç yolan, feryad eden ve yaka yırtan kimseden beriyim) buyurdu? dedi. (Çünkü) Ebû Mûsa, karısına bu hadisi (daha önceden) rivâyet edermiş. 300- Bize Abdullah b. Muti' rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hüseyni, Husayn'dan, o da Iyâz-i Eş'arî'den, o da Ebû Mûsa'nın karısından, o da Ebû Mûsa'dan o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet eyledi. H. 301- Bana bu hadisi Haccâc b. eş-Şair dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ab-düssamed rivâyet etti. Dedi ki; Bana Babam rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Dâvud ya'nî İbn Ebî Hind rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Âsim, Safvân b. Muhriz'den, o da Ebû Mûsa'dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet eyledi. H. 302- Bana Hasen b. Aliy el-Hulvânî de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdüssamed rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Abdülmelik b. Umeyr’den, o da Rib'î b. Hıraş'dan, o da Ebû Mûsa'dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadisi haber verdi. Şu kadar var ki Iyâz-ı Eş'arı hadisinde: «Bizden değîidir» demiş «Berî» dememiştir. Hadis müttefekun aleytir. Buhârî onu «Cenaze» bahsinde tahriç etmiştir. İbn Mace'deki rivâyetinde «hamişe» yani yüzünü tırmalayan, yakalarını yırtan, vay halime diye feryad eden kadına Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in lâ'net buyurduğu kaydedilmektedir. Mezkûr rivâyeti İbn Itbân sahih bulmuştur. Hadisin muhtelif rivâyetlerinden anlaşıldığına göre Ebû Mûsâ (radıyallahu anh)'ın hastalığı Hazret-i Ömer tarafından Basra'ya vâlî gönderildiği zamana tesadüf etmektedir. Nesâî'niri Sünneninde Hazret-i Ebû Mûsa'nın karısının Ümmü Abdillâh binti Devme olduğu bildiriliyor. Bazıları isminin Safiyye olduğunu söylerler; ve: «Ebû Bürdete'bnî Mûsâ'nın annesi bu kadındır.» derler. Berî olmak: ayrılmak demektir. Şu halde: «Ben ondan beriyim.» demek «Ben ondan ayrıyım ma'nasına gelir. El-Mühelleb bunun: yapılan işe razı olmamak manasına geldiğini söyler. Sâlika: Musibet zamanında yüksek sesle feryâd eden kadın demektir. İbn'l-A'râbî'den bir rivâyete göre «saîîka» yüzünü döğen kadındır. Halika: musibet zamanında saçını tıraş eden veya yolan kadındır. Şaakka: musibet zamanında yakalarını yırtan kadındır. Hadis-i şerif bunların üçüne de şâmil olduğu halde İmâm Buhârî jjbabın başında yalnız musibet zamanında saç yolmayı zikreder. Çünkü ka-ifdınlar hakkında bunların en çirkini saçını yolmaktır. Nevevî'nin beyânına göre: nüdbe (yanî Ölenin eyiliklerini sayarak ağlamak), niyâba (yani ölüye yas ederek sesle ağlamak), yüzünü döğmek, yakalarını yırtmak, yüzünü tırmalamak, saçlarını dağıtmak, «helâk olayım», «kahrolayim» diye bed duâ etmek bilittifak haramdır. Bazıları bunlara mekruh demişse de Aynî onun bundan kerahet-i tahrimiyye kasdettiğini, zira böyle şeylerin biz Hanefüerce de haram olduğunu söylemektedir. Hadisin Hasen el-Hulvânî tarikında Abdüssamed'in, Şu'be'den merfu' olarak rivâyetine Kâdî Iyâz i'tiraz etmiş; ve ulemânın bu hadisi Şu'be'ye mevkuf bulduklarını, Abdüssamed'den başkasının onu merfu' rivâyet etmediğini soylemişse de Nevevî kendisine şöyle cevap vermiştir: «Sahih ve muhtar olan mezhebe göre bu zarar etmez; çünkü bir hadisi râvilerden bâzısı mevkuf, bâzısı merfu' yahud bâzısı muttasıl bazısı mürsel rivâyet ederse o hadîse merfû' ve muttasıl hükmü verilir. Bazıları mevkuf ve mürsel hükmü verileceğini söylemişler. Bir takımları daha belleyişli râvilerin hadisile amel edilir demişlerdir. Ekseriyete göre hüküm verilir; diyenler bile olmuştur. Fakat sahih olan kavil, birincisidir. Bununla beraber Müslim merhum bu isnadı i'timad edilsin diye zikretmemiştir; o bunu ancak mütâbeat için zikretmiştir, ki bu hususta yakında söz etmiştik.» |