Geri

   

 

 

 

İleri

 

45 - Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in «Bizi Aldatan Bizden Değildir.» Hadisi Bâbı

294- Bize Kuteybetü'bnü Said rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yakûb — ki İbn Abdirrahmân el-Kaarî'dir — rivâyet etti. H.

Bize Ebû'l-Ahvas Muhammed b. Hayyân da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Ebî Hazım rivâyet etti. Bunların her ikisi de Süheyl b. Ebî Salih'den o da babasından o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etmiştir ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Her kim bize karşı silâh taşırsa bizden değildir. Bizi aldatan da bizden değildir.» buyurmuşlar.

295- Bana Yâhyâ b. Eyyûb ile Kuteybe ve İbn Hucr toptan İsmail b. Cafer'den rivâyet ettiler. İbn Eyyûb dedi ki: Bize İsmail rivâyet etti.

Dedi ki: Bana El-Alâ' babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir ekin yığınına uğramış; ve elini onun içine daldırmış da parmaklarına ıslaklık dokunmuş. Bunun üzerine: «Ey ekin sahibi! bu ne?» buyurmuş. Ekin sahibi:

— Ona yağmur isabet etti ya Resûlüllah! demiş. Resülullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«O (ıslak) kısmı insanlar görsün diye ekinin üstüne koysa idin ya! Aldatan benden değildir..» buyurmuşlar.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in oraya uğraması ya pazar yerindeki müslümanlann hâllerini teftiş etmek yahut bir şey satın almak içindir. Böyle bir teftişi hükümet yaptırmalıdır.

«Subra» hapsetmek ma'nasına gelen «sabır»dan alınma olup yığın ma'nâsına gelir. Yığın da satmak için hapsedildiğinden ona bu isim verilmiştir.

«Islak kısmı üstüne koysa idin ya!» buyurulmasından anlaşılıyor ki sahibi o ekini toptan yahud ne kadar olduğunu ölçmeden ölçeği şu kadara...» diyerek satacakmış. Zira aldatma ancak bu şekil satışda olur. Üzüm, incir, elma ve armud gibi yemişlerin iyilerini sepetin üstüne dizerek sepet hesabiyle satmak da bu kabildendir. Sepetin üstündekilerle altındakiler arasındaki fark büyük olursa yapılan bu iş aldatma sayıla-cğından müşteri o malı kabul etmeyebilir. Fark az olursa kabulden imtina’ edemez; bunun hükmü yoktur. Çünkü alış verişler az miktar aldanmadan hâli kalmazlar.

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in o zâtı te'dîb veya pazardan koğduğuna dair bir ma'lûmat verilmemiştir. İhtimâl bu hal ilk defa vuku' bulduğu için te'dib hususunda söale iktifa etmiştir.

Hadis-i şerif ehl-i fazilet zevatın bir şey satın almak için pazara girme. lerinin rüchanına delildir. Zira Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ancak tercih edilecek bir şeyi yapar. Maamâfih caiz olduğunu göstermek için de gitmiş olabilir. Bu takdirde hadis ruchana değil, cevaza delâlet eder. İmâm Mâlik: «Eskiden insanların âdeti pazar yerlerine çıkmak ve oralarda oturmak idi. İbn Ömer çok defa pazara gelir; orada otururmuş, diyor. Yahya b. Saîd dahi: «Ben Said b. El-Müseyyeb ile Sâlim'in bir çok hadislerini ancak pazarda otururlarken almışımdır.» demiştir.