Geri

   

 

 

 

İleri

 

16- İslamın Fazilet Yarışmasını ve Hangi Umurunun Daha Faziletli Olduğunu Beyan Bâbı

169- Bize Kuteybetü'bnü Said rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Leys rivâyet eyledi. H.

Bize Muhammed b. Rumh b. el-Muhâcir rivâyet etti.

(Dedi ki): Size Leys, Yezid b. Ebi Habib'den , o da Ebul-Hayr'dan o da Abdullah b. Amr'dan naklen haber verdi ki:

— Bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):e:

— İslâmın hangi hasleti daha hayırlıdır? diye sormuş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Yemeği yedirir ve tanıdığın tanımadığın herkese selâm verirsin.» buyurmuşlardır.

Bu hadîsi Buhari iman bahsinin müteaddid yerlerinde tahric ettiği gibi, Ebû Davûd Edeb bahsinde Nesai imanda, İbn Mâce et’ıme bahsinde rivâyet etmişlerdir. Bütün râvilerinin Mısırlı ve her birinin büyük birer İmâm olması ender rastlanan garâibdendir.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sual soran zâtın kim olduğu kat'iyetle ma'lûm değilse de Hazret-i Ebû Zerr el-Gıfârî olduğunu söyleyenler vardır.

İnsanların bir birlerini sevip saymaları islâmın bir nizamı ve şeriatın bir rüknü olduğu için Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mezkûr nizamın sebebini teşkil eden yemek yedirme, selâmı ifşa ve birbirine hediyye gönderme gibi şeylere teşvik etmiş; Bunların zıddı olan ku-şuşme, tecessüs, kovuculuk ve iki yüzlülük gibi şeylerden nehi buyurmuştur. Burada yalnız iki şeyi zikretmesi, soran kimsenin onları hakkıyla ifâ etmediğini bildiğindendir. Çünkü Fahr-i Kâinat (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimiz anladığı şekilde cevap verirlerdi. Yoksa yemek yedirmekle herkese selâm vermek mutlak suretde hayır sayılamazlar. Hadîsin ikinci rivâyetinde:

«Elinden ve dilinden müslünıanların emin oldukları kimsedir.» şeklinde cevap vermesi de soranın hâline nazarandır.

170- Bize Ebu't-Tâhir Ahmed b. Amr b. Abdillâh b. Amr b. Şerh el-Mısri rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Vehb , Ami b. el-Hâris’den , o da, Yezid b. Ebi Habib'den, o da Ebû'l-Hayr'dan naklen haber verdiğine göre Ebû’l-Hayr Abdullah b. Amr b. Âs'i şöyle derken işitmiş:

— Bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: Müslümanların hangisi daha hayırlıdır? diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem);

«Elinden ve dilinden müslümanların emin olduğu kimsedir.» buyurdular.

Bu hadîsi biraz ziyâde ile Buhârî, Ebû Dâvûd, Nesai İbn Hibban ve Hâkim tahric etmişlerdir.

Hadîsdeki (el)’den murad hakiki el de ma'nevi el de olabilir. Bir kimsenin malım haksız yere istilâ etmek onu ma'nen elinde bulundurmakdır. Hadîs-î şerif:

«Müslümanların en hayırlısı, bir müslümana sözle ve fiille eziyet vermeyen kimsedir.» ma'nasınadır. Elin zikredilmesi ekseri işler onunla görüldüğündendir.

Müslümandan murad da kâmil müslümandır. Yoksa bu sıfatta olmayan kimse müslümanlıktan çıkar demek değildir. Araplar:

«Âlim, Zeyddir; mal devedir.» derler. Bundan maksadları:

«Kâmil alim Zeyddir; makbul mal devedir.» demektir. Yani cümlede hasır değil tafdil vardır.

Bu hadîs dahi cevami'u'l-Kelimdendir. El ile dilin hassaten zikredilmeleri, çok kullanıldıkları içindir.

171- Bize Hasen el-Hulvânî ile Abd b. Huroeyd hep birden, Ebû Âsım'dan rivâyet ettiler. Abd dedi ki: Bize Ebû Âsim, İbn Cüreyc'den naklen haber verdi ki, İbn Cüreyc Ebû'z-Zübeyr'i şöyle derken işitmiş:

— Câbir'i dinledim: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’i: «Müslüman, elinden ve dilinden müsiürnanların emin olduğu kimsedir.» buyururken işittim diyordu.

172- Bana Said b. Yahya b. Said el-Emevi rivâyet etti.

Dedi ki: Bana babam rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Bürdete'bnü Abdillâh b. Ebi Bürdete'bni Ebî Mûsa, Ebû Bürde'den o da Ebû Mûa' dan naklen rivâyet eyledi. Ebû Mûsâ

Dedi ki:

— Ya Resûlallah! İslâm (a dahil olanlar)’ın hangisi daha hayırlıdır, dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Elinden ve dilinden Müslümanların emin olduğu kimsedir.» buyurdular.

173- Bana bu hadîsi İbrahim b. Said el-Cevheri dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Üsâme rivâyet etti.

Dedi ki:

— Bana Büreydü'bnü Abdüllâh bu isnâdla rivâyet etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e müslümanların hangisi daha efdaldır? diye soruldu diyerek bu hadîsin mislini anlattı.

Bu hadîsi Buhârî ile Nesâî'de iman bahsinde tahriç etmişlerdir. Buhârî onu aynen buradaki senediyle tahric etmiştir. Tirmizî ise Zühd Bâbında rivâyet etmektedir.

Senedinin hep Kûfe'li râvilerden müteşekkil olması ve bir seferde ayni künyeyi taşıyan iki tane râvi bulunması, isnadının letâifinden sayılır.

Burada Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e suâl soran Hazret-i Ebû Mûsa' el-Eş'arî'dir, Müslim'in bir rivâyetinde ve Hasan b. Süfyân ile Ebû Ya'lâ'nın «Müsned» lerinde soranların bir kaç kişi oldukları anlaşılıyorsada bu rivâyetlerin arasında birbirine muhalefet yoktur. Çünkü «Sorduk» şeklindeki cem'i rivâyetinde de Ebû Mûsa (radıyallahü anh) soranların içinde dâhildir.

Görülüyor ki hadîsin bir rivâyetinde:

«İslâmm hangi hasleti daha hayırlıdır?» diye sorulmuş; Buna: «Yemeği yedirirsin ve tanıdığın tanımadığın herkese selâmı verirsin» diye cevap verilmiş; diğer rivâyetinde:

«Müslümanların hangisi daha hayırlıdır?» denilmiş; buna da:

«Elinden ve dilinden müslümanların emin olduğu kimsedir.» şeklinde cevap verilmişt

Yukarıda da işaret ettiğimiz gibi «Müslümanların en hayırlısı kimdir?» suâline muhtelif cevaplar verilmesini ulemâ soranların hâline hamletmişlerdir. Meselâ; bir yerde yemek yedirmekle, selâm vermek ihmâl edildiğinden onları teşvike ihtiyâç hasıl olmuş; başka yerde müslümanlara eza etmekten sakındırmaya lüzum hasıl olmuştur.