3- Üzerine Vâcib Olan Keffârette Âciz Olan Fakire Yardım Eden Kimse Bâbı6795 Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a bir adam geldi ve: — Helak oldum, dedi. Rasûlüllah: — "Seni helak eden nedir?" diye sordu. O zât: — Ramazânda oruçlu iken eşimle cinsî münâsebette bulundum, dedi. Rasûlüllah: — "Hürriyete kavuşturacak bir köle bulabilir misin?" buyurdu. O: — Hayır (bulamam), dedi. Rasûlüllah: — "Arka arkaya iki ay zincirleme oruç tutmaya gücün yeter mi?" dedi. O: — Hayır (buna gücüm yetmez), dedi. Rasûlüllah: — "Altmış fakiri doyurmaya gücün yeter mi?" buyurdu. O: — Hayır, diye cevâb verdi. Bu sırada Ensâr'dan bir adam bir arak dolusu hurma getirdi. -Arak, mıktel de denilen (onbeş sâ' ölçeği alan) bir zenbîldir.- Rasûlüllah o fakîre: — "Bu hurmayı al götür de, bunu fakirlere sadaka et!" buyurdu. O fakîr kimse: — Bizden daha muhtâc olanlara mı vereceğim yâ Rasûlallah? Seni hakk ile Peygamber gönderen Allah'a yemîn ederim ki, Medine'nin kara taşlı iki yanı arasında bizim aileden daha muhtâc bir ev halkı yoktur! dedi. Sonra Rasûlüllah: — "Bunu götür de kendi aile halkına yedir!" buyurdu. |