75- Allah'ın Emri İçin Öfkelenip Şiddet Göstermenin Caiz Olacağı BâbıYüce Allah da: "Ey Peygamber kâfirlerle, münafıklarla savaş, onlara karşı sert davran... " (et-Tahrîm: 9) buyurdu. 6177 Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma girdi. Evde üzerinde suretler bulunan bir perde vardı. Peygamber onu görünce yüzünün rengi değişti. Sonra o perdeyi uzanıp aldı ve onu yırttı. Âişe: Peygamber: — "Kıyâmet günü azabın en şiddetli olanlarından bir nev'i işte bu resimleri yapan kimselerdir" buyurdu, dedi. 6178 Ebû Mes'ûd (el-Bedrî el-Ensârî-radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldi de: — Fulânca kimse bize namaz kıldırırken o kadar uzatıyor ki, vallahi sabah namazına gitmekten (adetâ) geri kalıyorum! dedi. Ebû Mes'ûd dedi ki: Ben Rasûlüllah'ı hiçbir mev'ızada o günkü kadar öfkeli görmedim. Yine Ebû Mes'ûd dedi ki: Bu şikâyet üzerine Rasûlüllah: — "Ey insanlar! İçinizden bâzı kimselerde cemâati dînden nefret ettirme hasleti vardır. Herhanginiz namaz kıldıracak olursa hafif tutsun. Çünkü cemâatin içinde hasta olanı var, yaşlı olanı var, iş güç sahibi olanı vardır" buyurdu. 6179 Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) cemâatin önünde namaz kıldırırken mescidin kıble tarafındaki duvarda bir tükürük gördü de onu eliyle kazıdı ve öfkelendi. Sonra namazdan çıkınca: — "Sizden herbiriniz namaz içinde olduğu zaman Allah onun yüzü mukaabilindedir. Onun için hiçbiriniz namaz içinde iken yüzünün karşısına doğru tükürmesin!" buyurdu. 6180 Bize Rabîatu'bnu Ebî Abdirrahmân, Munbeis'in âzâdlısından; o da Zeyd ibn Hâlid el-Cuhenî'den şöyle haber verdi: Bir adam RasûIullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a bulunmuş eşyanın hükmünden sordu. Rasûlüllah: — "Bir sene i'lân et, sonra bunun kabının ağız bağını ve içindekini iyi tanı, sonra bununla faydalan. Eğer sahibi gelirse, onu kendisine ver!" buyurdu. O zât: — Yâ Rasûlallah! Koyun yitiğinin hükmü nedir? dedi. Rasûlüllah: — "Onu sen al! Çünkü o ya senin, ya mü'min kardeşinin yahut da kurdundur!" buyurdu. O zât: — Yâ Rasûlallah! Yitik devenin hükmü nedir? dedi. Râvî dedi ki: Bu suâl üzerine Rasûlüllah öfkelendi, hattâ iki yanakları yahut yüzü kıpkırmızı oldu. Sonra: — "Ondan sana ne? O hayvanın gezecek tabanı var, karnında su tulumu var, sahibine kavuşuncaya kadar gezer, içer!" buyurdu. 6181- el-Mekkî de şöyle dedi: Bize Abdullah ibn Saîd tahdîs etti. H Bana Muhammed ibn Ziyâd tahdîs etti. Bize Muhammed ibn Cafer tahdîs etti. Bize Abdullah ibn Saîd tahdîs edip şöyle dedi: Bana Salim Ebu'n-Nadr Mevlâ Omer ibn Ubeydillah, Busri ibnu Saîd'den tahdîs etti ki, Zeyd ibn Sabit (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mescidde hurma yaprağı örgülerinden yahut hasırdan küçük bir hücre çevirdi. Rasûlüllah (ramazânda bir gece) çıkıp onun içinde namaz kılıyordu. Kendisini birtakım adamlar ta'kîb ettiler ve gelip onun namazına uyarak namaz kılar oldular. Sonra bir gece daha geldiler ve orada hazır oldular. Rasûlüllah onlardan gecikti ve onların yanına çıkmadı. Bunun üzerine seslerini yükseltip kapıya çakıl taşlan attılar. Bunun üzerine Rasûlüllah öfkelenmiş olarak onların yanına çıktı. Ve Rasûlüllah onlara: — "Yaptığınız bu namaz isimsizinle birlikte devam ettirdim. Fakat onun, sizin üzerinize farz yazılacağını zannettim.Onun için sizler bu gece namazını evlerinizde kılınız. Çünkü kişinin namazının hayırlısı, farz namazı müstesna, kendi evinde kıldığı namazdır" buyurdu. |