76- Yüce Allah'ın Şu Sözlerinden Dolayı Öfkelenmekten Sakınmak Bâbı:" (Bu sevâblar) îmân edip de ancak Rabblerine güvenip dayanmakta, büyük günâhlardan ve açık kötülüklerden kaçınmakta, öfkelendikleri zaman bizzat kusurları örtmekte olanlara… mahsûstur" (eş-şûrâ: 36-37); "O takva sahibleri bollukta ve darlıkta infâk edenler, öfkelerini yutanlar, insanlardan afv ile geçenlerdir. Allah iyilik edenleri sever" (âlu İmrân: 134). 6182 Bize İmâm Mâlik, İbn Şihâb'dan; o da Saîd ibnu'l-Müseyyeb'den; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Çok kuvvetli pehlivan, birçok güreşçileri yere serip gâlib olan değildir. Asıl kuvvetli pehlivan, öfkelendiği sırada nefsine mâlik (ve irâdesine hâkim) olan kimsedir". 6183 Süleyman ibn Sured (radıyallahü anh) tahdîs edip şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında iki kişi sövüştüler, biz de yanında oturuyorduk. O ikisinden biri arkadaşına öfkelendirilmiş olarak sövüyordu, öfkesinden yüzü kıpkırmızı olmuştu. Bunun üzerine Peygamber: — "Ben bir kelime bilmekteyim ki, bu öfkeli olan kişi onu söylese, kendisinden öfkesi muhakkak gider: Eğer "Eûzu billahi mine'ş-şeytânir-racîm (= Ben taşlanmış şeytândan Allah'a sığınırım)1 dese" buyurdu. Oradaki sahâbîler o öfkeli adama: — Sen Peygamber'in söylemekte olduğu sözü (öfke reçetesini) işitmiyor musun? dediler. O adam: — Ben deli değilim, dedi. 6184 Bize Ebû Bekr -ki, o İbn Ayyâş'tır- Ebû Husayn'dan; o da Ebû Salih'ten; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den şöyle haber verdi: Bir adam -ki o Câriyetu'bnu Kudâme'dir- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: — Bana bir nasîhat tavsiye et! dileğinde bulundu. Peygamber ona: — "Gadablanma!" buyurdu. Bunun üzerine o kişi Peygamber'den tekrar tekrar nasîhat tavsiye etmesini istedi, her defasında Peygamber ona "Gadablanma!" öğüdünü verdi. |