Geri

   

 

 

 

İleri

 

78- en-Nebe' Sûresi

Rahman ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle

Mucâhid şöyle dedi:

"Çünkü onlar hiçbir hesâb ummuyorlardı" (Âyet: 27), "Onlar hesaba çekilmekten korkmuyorlardı" ma'nâsınadır.

"Ona hitâbda bulunmaya mâlik olamazlar" (Âyet: 37). “Kendilerine kelâm hususunda izin vermesi müstesna, O'na kelâm edemezler” demektir

"O gün Rûh ve melekler saff saff ayakta duracaktır. Bir kelime söyleyemezler, ancak o Rahman’ın izin verdiği ve doğru söyleyen kimse müstesna" (Âyet: 38); buradaki "Savâben", "Dünyâda hakk söyleyen ve onunla amel eden" (yahut "La ilahe ille'llah diyen kimse) müstesna, demektir.

ibn Abbâs; "Parıl parıl parıldayan bir kandil astık. O sıkıcı mengenelerden de şarıl şarıl bir su indirdik. Onunla dâne, nebat ve sarmaşmış bahçeler çıkaralım diye" (Âyet: 13-16); buradaki "Seccâcen", "Şarıl şarıl dökülen"; ''Elfâfen", "Birbirine sarmaşmış" ma'nâsınadır, demiştir. Yine İbn Abbâs, buradaki "Vehhâcen", "Mudîen ( Ziya saçan)" ma'nâsınadır, demiştir.

İbn Abbâs'tan başkası da şöyle demiştir:

"Onlar orada ne bir serinlik, ne de içilecek birşey tatmayacaklar. Sâde bir kaynar su, bir de irin!" (Âyet: 24-25); buradaki "Gassâkan", "Seyyâlen" (yani"Çok akan") ma'nâsınadır. Çünkü bu "Gasağat aynuhu", "Gözü aktı, şibillendi" ve "Yağsıku’l-cerhu", "Yara akıyor" (yani "Ondan sarı su akıyor") "Seyelân ediyor" ma'nâsındandır. "Gassak" ve "Gasîk" bir şey gibidir.

" (Bunlar Rabb’inden bir mükâfat ve yeter bir bağış olarak (verilir)" (Âyet: 36); buradaki "Atâen hısâben", "Kâfî ve bol bir mükâfat olarak", "A'tânî mâ ahsebenî = Bana yeter dedirttiği şeyi verdi" denilir ki, "Bana yetecek şeyi verdi" demektir. (Burada "Hisâben", "Hasbu", yani "Yeter" ma'nâsındandır.)

1. Bâb

“O gün sûra üfürülecek de hepiniz bölük bölük geleceksiniz" (Âyet: 18).

4985-..... Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

— "Sûra iki üfleme arasında kırk vardır" buyurdu. Arkadaşlarından biri Ebû Hureyre'ye:

— Bu, kırk gün mü? diye sordu.

Ebû Hureyre dedi ki: Ben cevâb vermekten çekindim. O kimse:

— Kırk ay mı? dedi.

Ebû Hureyre dedi ki: Ben cevâb vermekten çekindim. O soran:

— Kırk yıl mı? dedi.

Ebü Hureyre: Ben yine cevâb vermekten çekindim, dedi. Rasûlüllah:

"Sonra Allah semâdan bir su indirir de (ölü olan) sizler yeşil otun bitmesi gibi -kabirlerinizden- bitersiniz. İnsan bedeninden herşey çürür, yalnız bir tek kemik parçası çürümez. O da kuyruk sokumu kemiğidir. Kıyâmet günündeki (ikinci) yaratma, bu parçadan terkîb olunur" buyurdu