Geri

   

 

 

 

İleri

 

70- el-Meâric Sûresi

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle

"Günahkârlar o günün azabından (kurtulmak için şunları) feda etmek ister: Oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini barındırmakta olan soyunu sopunu ve yeryüzünde kim varsa hepsini. Ki nihayet kendisini kurtarsın. Fakat ne mümkin! Çünkü hâlis alevdir, bedenin bütün uçlarını söküp koparandır" (Âyet: 11-16);

Buradaki "el-Fasîle" kendisine en yakın olan babalarının en küçüğüdür. Soyundan intisâb eden ancak ona intisâb eder (yani ona bağlanır);

"Li-şşevâ", "İki el, iki ayak, vücûdun etrafı, uçları ve başın derisi" ma'nâsınadır. Baş derisinin tekiline "Şevât" denilir. Vücûddan ölüm yeri olmayan kısımlar "Şevân"dır.

"Şimdi o küfredenlere ne oluyor ki, senin sağından, solundan halka halka hep gözlerini sana doğru dikip bakmaktadırlar? Onlardan herkes naîm cennetine sokulacağını mı ümîd ediyor?" (Âyet: 36-38); buradaki

"Izûn", "Cemâatler" ma'nâsınadır, bunun tekili "Izetun”dur

"O gün onlar, sanki dikili birşeye koşuşuyorlar gibi kabirlerinden fırlaya fırlaya çıkarlar" (Âyet: 43); buradaki "Yûfidûn", "Çabuk çabuk, hızlı hızlı, sür'atle hareket ediyorlar" demektir. Bunun masdarı olan "el-Iyfâd", "el-Isrâ"' (yani "Çabuk hareket etmek, sür'at eylemek") ma'nâsınadır.