47- Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) SûresiRahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle "O küfredenlerle muharebede karşılaştığınız vakit boyunlarını vurun. Nihayet onları mecalsiz bir hâle getirdiğiniz zaman artık bağı sıkı tutun. Ondan sonra ise ya iyilik yapın, yahut fidye alın. Yeter ki harb erbabı ağırlıklarını bıraksın..." (Âyet: 4); buradaki "Evzârahâ", "Asâmehâ" ma'nâsınadır ki, "Günâhlarını bıraksınlar da neticede müslimden (yahut musâlimden) başka kimse kalmaz olsun, yâni harb bitsin" demektir. "... Allah, yolunda öldürülenlerin amellerini asla boşa çıkarmaz. Onlara muvaffakiyet verir, hâllerini iyileştirir, onları, kendilerine tanıttığı cennete sokar" (Âyet: 4-6); buradaki "Arrafehâ", "Beyyenehâ" (yani "Kendilerine beyân ettiği") ma'nâsınadır. "Bunun sebebi şudur; Çünkü Allah şübhesiz îmân edenlerin velîsidir. Kâfirlere gelince onların velîsi yoktur" (Âyet: 11). Mucâhid, buradaki "imân edenlerin Mevlâsı", onların "Velîsi" (yardımcısı) ma'nâsınadır, dedi "Bunun için iş ciddîleşince derhâl Allah'a sadâkat gösterselerdi kendileri için elbet hayırlı olurdu" (Âyet: 21); buradaki “Fe-izâ âzamel-emru", "Cedde’l-emru" (yani "İş ciddîleşince") ma'nâsınadır. "Gevşek davranmayın" (Âyet: 35), "Zaîf olmayın" ma'nâsınadır. İbn Abbâs: "Yoksa kalblerinde maraz bulunanlar, kinlerini Allah'ın asla meydana çıkarmayacağını mı sandılar?" (Âyet: 29); buradaki "Adganehum (Kinlerini)", "Hasedlerini" ma'nâsınadır, dedi. "Muttakîlere va'd olunan cennetin sıfatı şudur: İçinde rengi, kokusu, hiçbir vasfı bozulmayan sudan ırmaklar, tadına asla çözülme gelmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şarâbdan ırmaklar, süzme baldan ırmaklar vardır.,," (Âyet: 15); buradaki "Gayri âsinin", "Gayri muteğayyirın" (yani "Değişip bulaşıcı olmayan") ma'nâsınadır, dedi 1. Bâb"Demek idareyi ve hâkimiyeti ele alırsanız hemen yeryüzünde fesâd çıkaracak, akrabalık münâsebetlerinizi bile parçalayıp keseceksiniz, öyle mi?" (Âyet: 22). 4879 Süleyman ibn Hilâl şöyle dedi: Bana Muâviye ibnu Ebî Muzerred, amcası Saîd ibn Yesâr'dan; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah, halkı yarattı. Bu yaratmayı yerine getirip tamamlayınca Rahim (Hısımlık) ayağa kalktı da Rahman'ın (azamet) ridâsının eteğini tuttu. Bunun üzerine Allah ona: — Ne istersin? Diye sordu. Rahim: — (Yâ Rabb!) Bu kalkışım, kesilmekten Sana sığınanın kalkmasıdır (yani Sana sığınıyorum), dedi. Allah: — Senin hakkını tanıyıp ilgiyi devam ettirene ben de mükâfatını vermeyi sürdürmemden ve seninle ilgiyi koparana ben de mükâfat verme ilgimi kesmemden razı olur musun? Buyurdu. Rahim de: — Evet, razıyım yâ Rabb, dedi. Allah-ü Taâlâ da: — İşte rahimle (hısımlıkla) ilgilenmeyi devam ettirenlerle, devam ettirmeyip bu ilgiyi kesip koparanların hâli böyle olacaktır, buyurdu." Ebû Hureyre: İsterseniz şu âyeti okuyunuz, dedi: "Demek idareyi ve hâkimiyeti ele alırsanız hemen yeryüzünde fesâd çıkaracak, hısımlık münâsebetlerinizi bile parçalayıp keseceksiniz öyle mi?" 4880 Muâviye ibn Ebî Muzerred şöyle demiştir: Bana amcam Ebu'l-Hubâb, Saîdu'bnu Yesâr, Ebû Hureyre'den bu hadîsi tahdîs etti. Sonra Ebû Hureyre: RasûlulIah (sallallahü aleyhi ve sellem): "İsterseniz ‘Fehel aseytum in tevelleytum' âyetini okuyunuz" buyurdu, dedi. 4881- Bize Bişr ibnu Muhammed tahdîs etti. Bize Abdullah ibnu'l-Mubârek haber verdi. Bize Muâviye ibnu Ebi'l-Muzerred bu hadîsi haber verdi. Burada da Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "İsterseniz ‘Fehel aseytum...’ âyetini okuyunuz" buyurmuştur |