Geri

   

 

 

 

İleri

 

32- es-Secde Sûresi

Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle

Ve Mucâhid şöyle dedi: “Sonra O, bunun zürriyetini hakîr bir sudan yapmıştır" (Âyet: 8); buradaki "Min mâin mehîni", "Zaîf bir sudan" demektir ki, o da erkeğin menîsidir

"Biz yerde çürüyüp kaybolduğumuz vakit mi, hakîkaten biz mi yeni bir yaratılışta bulunacağız? dediler" (Âyet: 10); buradaki "Dalalnâ", "Helaknâ" (yânı "Helak olduğumuz vakit mi?") ma'nâsınadır.

Ve Ibn Abbâs şöyle dedi:

“Suyu kupkuru ve çorak yere sevkettiğimizi onunla gerek hayvanlarının, gerek kendilerinin kısmen yiyegeldikleri ekini çıkarmakta olduğumuzu da görmediler mi? Hâlâ da görmeyecekler mi?" (Âyet: 27); buradaki "el-Ardu'l-curuzu", "Kendisine hiçbir fayda vermeyecek olan tek yağmurdan başka yağmur yağdırılmayan (yahut kendisinden yağmur ve bitki kesilmiş olan) toprak" ma'nâsınadır.

"Biz onlardan evvel nice nesiller helâk ettik. Yurtlarında kendileri de gezip duruyorlar. Bu onları hidâyete sevketmedi mi?" (Âyet: 26); buradaki "eve lem yehdi", "Eve lem yubeyyin" (yani: "Onlara beyân edip açıklamadı mı?") ma'nâsınadır

1. Bâb

Yüce Allah'ın Şu Kavli:

"Artık onlar için, yapmakta olduklarına bir mükâfat olarak gözlerin aydın olacağı neler gizlenmiş bulunduğunu kimse bilmez" (Âyet: 17).

4826 Bize Sufyân ibn Uyeyne, Ebu'z-Zinâd'dan; o da el-A'rec'den; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)Men tahdîs etti ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): ''Mukaddes ve çok yüce olan Allah: Ben iyi kullarım için göz görmedik, kulak işitmedik ve insan kalbine gelmedik birtakım ni 'metler hazırladım, buyurdu" demiştir.

Ebû Hureyre (bunun ardından): İsterseniz şu âyeti okuyun, demiştir: "Artık onlar için, yapmakta olduklarına bir mükâfat olarak gözlerin aydın olacağı neler gizlenmiş bulunduğunu kimse bilmez"

4827 Bize Ebu'z-Zinâd, el-A'rec'den tahdîs etti ki, Ebû Hureyre, bundan evvel geçen hadîs gibi, Rasûlüllah'ın Allah şöyle buyurdu... dediğini rivayet etmiştir. Bunda Sufyân ibn Uyeyne'ye:

— Sen Peygamber'den mi, yahut kendi içtihadından olarak mı rivayet ediyorsun? Diye soruldu.

O da:

— Rivayet olmasaydı ben hangi şeyi söyleyebilirdim? dedi. Ve Ebû Muâviye, el-A'meş'ten; o da Ebû Salih'ten olmak üzere; Ebû Hureyre "Kurrâtı" şeklinde cemi' lâfzıyle okudu, dedi.

Bize Ebû Salih, Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den; o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şunu tahdîs etti: "Yüce Allah: Ben sâlih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insan kalbine gelmeyen birtakım ni'metler hazırladım ki, ey mü'min kulum, sen muttali' kılındığın (yani bildiğin) ni'metleri bırak (onlar Allah'ın gizli ni'metleri yanında çok hafiftir)"

Râvî Ebû Hureyre (yahut Peygamber), bundan sonra şu âyeti okudu: "Artık onlar için, yapmakta olduklarına bir mükâfat olarak gözlerin aydın olacağı nîmetlerden neler gizlenmiş bulunduğunu kimse bilmez"