23- el-Mu'minûn SûresiRahman ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle Sufyân ibn Uyeyne şöyle dedi: "Seb'a tarâık" (Âyet: 17 ) "Yedi semâ" demektir; "İşte bunlardır ki, hayırlarda çabukluk yarışı yaparlar ve bunlar hayırlar için tâ önde gidenlerdir" (Âyet: 61 ), (Allah tarafından) bunlar için saadet geçmiştir de, onun için bunlar hayırlarda öne geçicidirler. "Rabb'lerinin huzuruna döneceklerinden kalbleri korkarak vergilerini verenlerdir" (Âyet: 61 ) buradaki "Veciletûn" "Korkanlar olarak" demektir. Ibn Abbâs da şöyle dedi: "Heyhâte heyhâte", "Uzaktır uzaktır" demektir. "Sayıcılara sor" (Âyet: 113), " (İnsanların amellerini sayan) meleklere sor" demektir. "Karşınızda âyetlerimiz okunuyordu da sizler gerisin geri dönüyordunuz" (Âyet: 66), buradaki "Tenküsûne", "Geri geri gitmek istiyordunuz" demektir. "Âhirete îmân etmez olanlar mutlakaa doğru yoldan sapanlardır" (Âyet: 74), buradaki "Le-nâkibûne", "Elbette doğru yoldan sapanlar" demektir. "Ateş yüzlerine vurup yakacak, orada onlar dişleri sırıtıp kalacaklardır" (Âyet: 104), buradaki "Kâlihûne", "Çirkin yüzlü olanlardır" ma'nâsınadır. İbn Abbâs'tan başkası da şöyle dedi: "And olsun biz insanı çamurdan (süzülmüş) bir hulâsadan yarattık" (Âyet: 12-14); burada "Sülâle", "Çocuk"tur (Çünkü babasından sıyrılmıştır), "Nutfe" de "Sülâle", yani "Süzülmüş bir hulâsa"dır "Yoksa 'Onda bir delilik var' mı diyorlar? Bil’akis o peygamber, onlara hakkı getirmiştir. Fakat onların çoğu hakkı çirkin görenlerdir" (Âyet: 70), buradaki "Cinnet" ile "Cunûn" bir ma'nâya olup "Delilik" demektir. "İşte onları o müdhiş sayha adalet olmak üzere hemen yakalayıverdi de kendilerini bir çerçöp hâline getirdik. Artık uzak olsun zâlimler güruhu" (Âyet: 41 ), buradaki "Ğusâ", "Köpük ve suyun üstüne yükselen ve kendisiyle faydalanılmayan çerçöp" ma'nâsinadır. |