Geri

   

 

 

 

İleri

 

33- Zâtu'r-Rıka Gazvesi Bâbı

Bu gazve Gatafân'dan bir şu'be olan Sa'lebe oğulları'ndan Hasafe ibnu Kays'ın başkanı bulunduğu Muhârib kabilesine karşı yapılan seferdir. Peygamber (bu seferde Medine'ye iki günlük mesafedeki Şadah vadisinde) Nahl mevkiine kadar gidip orada indi. (Bu vâdîde Fizâr, Eşca', Enmâr kabilelerinden birtakım soylar bulunuyordu). Bu gazve Hayber gazasından sonra olmuştur. Çünkü Ebû Mûsâ el-Eş'arî, Habeşistan'dan Hayber gazvesinden sonra gelmiştir.

4175- Ebû Abdillah el-Buhârî şöyle dedi: Bana Abdullah ibnu Recâ' şöyle dedi: Bize İmrân el-Attâr, Yahya ibn Ebî Kesîr'den; o da Ebû Seleme'den; o da Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh)'tan haber verdi ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yedinci gazvesi olan Zâtu'r-Rikâ' gazvesinde sahâbîlerine korku için de namaz kıldırmıştır.

Ibnu Abbâs da: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Zû Kared mevkiinde korku namazı kıldırdı, demiştir.

4176- Bekr ibnu Sevâde de şöyle dedi: Bana Ziyâd ibnu Nâfi', Ebû Mûsâ Alî ibn Rebâh'tan tahdîs etti ki, onlara da Câbir (radıyallahü anh) tahdîs edip: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sahâbîlerine Muhârib ve Sa'lebe günlerinde namaz kıldırdığını söylemiştir.

4177- Mağâzî sahibi Muhammed ibn İshâk şöyle demiştir: Ben Vehb ibnu Keysân'dan işittim (şöyle diyordu): Ben Câbir'den işittim (şöyle diyordu): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Gatafân arazîsinden olan Nahl denilen yerdeki Zâtu'r-Rıkâ' mevkiine doğru sefere çıktı. Zâtu'r-Rıkâ' mevkiine gelince Gatafân kabilelerinden bir cem'iyyetle karşılaştı. Fakat burada kıtal olmadı da insanların bâzısı diğer bâzısını korkuttu. İşte burada Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iki rek'at korku namazı kıldırdı.

Ve (Seleme ibnu'l-Ekvâ'ın âzâdlısı) Yezîd ibn Ebî Ubeyd de Seleme ibnu’l-Ekva'dan: Ben Kared günü Peygamber'in beraberinde gazve yaptım, dediğini söylemiştir.

4178  Ebû Mûsâ el-Eş'ârî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Biz (Eş'arîler), Peygamber'in beraberinde altı kişilik bir topluluk olarak bir gazveye çıktık. Bizim bir devemiz vardı. Ona nevbetleşe biniyorduk. Ayaklarımız (ın derileri) delindi. Benim de ayaklarım delindi ve tırnaklarım döküldü. Bizler ayaklarımıza bez parçalan sarıyorduk. Bizler ayaklarımıza bu suretle bez parçalan sardığımız için bu sefere Zâtu'r-Rıkâ' gazvesi ismi verildi.

Dedesinden rivayet eden Ebû Burde dedi ki: Ebû Mûsâ bu hadîsi tahdîs etti. Sonra (bunda nefis tezkiyesi bulunduğu için) bunu rivayet etmeyi sevmedi de: Bunu zikr etme işini yapacak değilim, dedi. O, bu sözü ile amelinden birşeyi açıklamış olmayı kerîh görüyor (yani hoşlanmıyor) gibidir.

4179- Bize Kuteybe ibnu Saîd, Mâlik'ten; o da Yezîd ibn Rûmân'dan; o da Salih ibn Havvât'tan; o da Zâtu'r-Rıkâ' günü Rasûlüllah'ın yanında hazır bulunup korku namazı kılan kimselerden şöyle tahdîs etti: Askerin bir kısmı Rasûlüllah'ın beraberinde (namaz için) saff bağladı. Öbür kısmı da düşman karşısında saff tuttular. Rasûlüllah kendisiyle beraber bulunanlarla bir rek'at kıldı. Sonra kendisi ayakta sabit durdu. Kendisiyle bir rek'at kılanlar, kendi başlarına diğer bir rek'at daha kılarak namazlarını tamamladılar. Sonra namazdan ayrıldılar da düşmanın yüzüne karşı saff bağladılar ve (düşman karşısında bulunan) öbür taife gelip Rasûlüllah'ın geri kalan bir rek'at namazını O'nunla birlikte kıldılar. Sonra Rasûlüllah (tahiyyâtta oturdu, namazdan çıkmayıp) oturmakta devam etti. Cemâat de bir rek'at kendi başlarına kılıp tamamladılar. Sonra Rasûlüllah bunlarla beraber selâm verdi.

4180- Ve Muâz şöyle dedi: Bize Hişâm ibn Ebî Abdillah, Ebu'z-Zubeyr Muhamrned ibn Müslim'den tahdîs etti ki, Câbir (radıyallahü anh): Biz Gatafân arazisindeki Nahl mevkiinde Peygamber'in beraberinde bulunduk, demiş ve (Peygamber'in orada kıldırdığı) korku namazını zikretmiştir.

İmâm Mâlik: Bu Salih ibn Havvât hadîsinde rivayet edilen, benim korku namazı hakkında işittiğimin en güzelidir, demiştir.

Bu hadîsi Hişâm'dan; o da Zeyd ibn Eslem'den senediyle rivayet etmekte Leys ibn Sa'd, Muâz'a mutâbaat etmiştir. el-Kaasım ibn Muhammed, Zeyd ibn Eslem'e: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Enmâr oğulları gazvesinde korku namazı kıldırdı, diye tahdîs etmiştir.

4181 - Bize Müsedded tahdîs etti: Bize Yahya ibnu Saîd el-Kattân, Yahya ibnu Saîd el-Ensârî’den; o da el-Kaasım ibn Muhammed'den; o da Salih ibnu Havvât'tan tahdîs etti ki, Sehl ibn Ebî Hasme şöyle demiştir: İmâm korku namazında kıbleye yönelik olarak namaza durur. Askerden bir taifesi de imâmla beraber namaza durur. Bir taife de düşman cihetinde olup yüzleri düşmana doğru dururlar. İmâm beraberindekilerle bir rek'at kılar. Sonra bunlar ayağa kalkar, kendi başlarına bir rek'at kılar ve oldukları yerde iki secde yaparlar. Sonra bu namazı kılmış olanlar, düşman tarafında bulunan kimselerin yerine gider, düşman cihetinde bulunanlar da Peygamber'in yanına gelirler. Peygamber onlarla da bir rek'at kılar. Böylece Peygamber'in iki rek'at namazı olmuştur. Sonra bu yeni gelenler kendi başlarına rükû' yapar ve iki secde ederler.

4182- Bize Müsedded tahdîs etti: Bize Yahya ibn Saîd el-Kattân, Şu'be'den; o da Abdurrahmân ibnu’l-Kaasım'dan; o da babası el-Kaasım'dan; o da Salih ibnu Havvât'tan; o da Sehl ibnu Ebî Hasme'den; o da Peygamber'den olmak üzere, yukarıdaki hadîsin benzerini tahdîs etti.

4183  Bana İbnu Ebî Hazım, Yahya ibn Saîd el-Ensârî'den tahdîs etti ki, o, el-Kaasım ibn Muhammed'den şöyle derken işitmiştir: Bana Salih ibnu Havvât, Sehl ibn Ebî Hasme'den, korku namazı hakkında geçen sözünü haber verdi, demiştir.

4184  ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Salim, babası Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) 'in şöyle dediğini haber verdi: Ben, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Necd tarafına doğru gazaya gittim. Düşmanın hizasına geldik. Onlara karşı safflarımızı düzdük...

4185  Ma'mer ibn Râşid, ez-Zuhrî'den; o da Salim ibnu Abdillah'tan; o da babasından olmak üzere şöyle tahdîs etmiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) iki taifenin birine korku namazı kıldırdı. Bu sırada diğer taife yüzlerini düşmana doğru çevirmiş hâldeydiler. Sonra Rasûlüllah'ın namaz kıldırdığı kimseler çekilip arkadaşlarının yerinde durdular. Bu defa düşmana yönelik olanlar geldiler, Rasûlüllah onlara da bir rek'at kıldırdı. Sonra onların üzerine selâm verdi. Sonra bunlar kalkıp eksik rek'atlerini edâ ettiler. Şunlar da kalkıp kendi rek'atlerini edâ ettiler.

4186  ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Sinan (ibn Ebî Sinan ed-Duelî) ile Ebû Seleme (ibnu Abdirrahmân ibn Avf) tahdîs ettiler ki, Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh): Kendisinin Rasûlüllah’ın beraberinde Necd tarafına gazaya gittiğini haber vermiştir.

4187 Câbir ibnu Abdillah (radıyallahü anh) ed-Duelî'ye şöyle haber vermiştir: Câbir (Zâtu'r-Rıkâ' seferinde) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın beraberinde Necd tarafına gazaya gitti. Rasûlüllah bu gazadan döndüğü zaman Câbir de O'nunla beraber döndü. Dönüşte büyük ağacı çok olan bir vâdî içinde kaafileye gün ortası sıcağı erişti de, Rasûlüllah istirahat için bineğinden indi. Sefer halkı da ağaçlar altında gölgelenmek üzere ağaçlık içine dağıldılar. Rasûlüllah da bir sakız ağacı altına indi de kılıcını o ağaca astı.

Câbir dedi ki: Biz biraz uyumuştuk. Sonra bir de gördük ki, Rasûlüllah bizi çağırıyor. Hemen yanına gittik ve gördük ki, yanında (müşriklerden) bedevî bir Arab oturuyor. Bunun üzerine Rasûlüllah:

— "Şu bedevî Arab, ben uyurken kılıcımı alıp kınından çekmiş. Bu sırada ben uyandım. Kılıç kınından sıyrılmış olarak bunun elinde idi. Bu hâlde bedevî bana:

— Şu anda seni benden kim koruyabilir? Dedi. Ben de:

— Allah korur, dedim.

İşte bu vak'anın kahramanı şu oturan bedevidir" buyurdu.

Sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o bedeviyi cezalandırmadı.

4188- Ebân da şöyle dedi: Bize Yahya ibnu Ebî Kesîr, Ebû Seleme'den tahdîs etti ki, Câbir (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Biz, Peygamber'in beraberinde Zâtu'r-Rıkâ' seferinde bulunduk. Gölgeli bir ağaç altına geldiğimiz zaman bizler o gölgeli ağacı Peygamber'e bıraktık (kendisi onun altına indi). Peygamber'in kılıcı ağaçta asılı iken, müşriklerden bir adam gelmiş, o kılıcı sıyırmış ve Peygamber'e:

— Sen şimdi benden korkar mısın? diye sormuş. Peygamber de ona:

"Hayır, korkmam" diye cevâb vermiş. Bedevî:

— Benim hücumumdan seni şimdi kim koruyabilir? Demiş. Peygamber:

— "Allah korur" demiş.

Peygamber'in sahâbîleri o bedeviyi tehdîd edip korkuttular. Bu sırada namaza ikaamet nidası edildi. Peygamber (sahâbîleri ikiye böldü de) bir bölüğüne iki rek'at namaz kıldırdı, sonra da hem kendisi, hem de sahâbîler selâm verip namazdan çıktılar. Sonra bunlar düşmanın cihetine doğru geri çekildiler. Peygamber (nafile kılıcı olarak) düşman karşısında bulunan diğer bölüğe de iki rek'at kıldırdı (sonra hem kendisi, hem de bunlar selâm verip namazdan çıktılar). Böylece Peygamber'in (farz ve nafile olarak) dört rek'at namazı oldu. Cemâatin ise iki rek'at farz namazı oldu.

Ve Müsedded, Ebû Avâne'den; o da Ebû Bişr Ca'fer ibn Ebî Vahşiyye'den olmak üzere, o Peygamber'e kılıç çeken adamın adının Gavres ibnu'l-Hâris olduğunu, Peygamber'in bu gazvede Muhâribu Hasafe kabilesiyle harb ettiğini söyledi.

4189- Ebu'z-Zubeyr Muhammed ibn Müslim de Câbir'den; onun: Biz Peygamber'in maiyyetinde Nahl mevkiinde bulunduk. Peygamber orada korku namazı kıldırdı, dediğini söylemiştir.

Ebû Hureyre de: Ben Necd gazvesinde Peygamber'in beraberinde korku namazı kıldım, demiştir. Ebû Hureyre ise Peygamber'in yanına ancak Hayber günlerinde gelmiştir.