Geri

   

 

 

 

İleri

 

29- Bâb: "Uhud bizi sever, biz de onu severiz".

Bu sözü Abbâs ibnu Sehl, Ebû Humeyd'den; o da Peygamberden olmak üzere söylemiştir.

4132 Katâde, Enes (radıyallahü anh)'ten şöyle dediğini işitmiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "İşte şu bizleri seven ve bizim de kendisini sevmekte olduğumuz bir dağdır" buyurdu.

4133 Bize İmâm Mâlik, el-Muttalib'in mevlâsı olan Amr ibn Ebî Amr'dan; o da Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)'ten şöyle haber vermiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kendisine Uhud göründüğünde: "Bu, bizleri seven ve bizim de kendisini sevmekte bulunduğumuz bir dağdır. Yâ Allah! Şübhesiz İbrahim Peygamber Mekke'yi harem kılmıştır. Ben de Medine'nin iki kara taşlığı arasındaki sahayı harem kıldım" sözlerini söyledi.

4134 Ukbetu'bnu Âmir (radıyallahü anh)'den (o şöyle demiştir): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) -vefatına yakın- bir gün çıkıp Uhud şehîdlerine ölü üzerine namaz kılar gibi namaz kıldı. Sonra (Medine'ye) gelip minbere çıktı ve bir hutbe yaptı da şunları söyledi: "Ben sizin Kevser havuzuna ilk erişeniniz olacağım. Sizin hakk yolundaki hizmetlerinize şâhidlik edeceğim. Şübhesiz ben şu anda (cennetteki) havuzumu görüyorum. Ve yine muhakkak şu anda bana arzın hazînelerinin anahtarları -yahut arzın anahtarları- verildi. Vallahi ben vefatımdan sonra sizin müşrikliğe gireceğinizden endîşe etmem, yalnız sizin dünyâ hırsı ile nefsâniyet güdüp didişmenizden korkarım".