12 Kitap ve Sünneti Öğrenip Fıkhı İncelikleri Kavrama ve Kur'ân'la Amel EtmeKur'ân'ı ezberlemeden önce Kur'ân'la amel etmeye dair rivayetler. Ebu Amr ed-Dânî, "Kitabu'l-Beyan" adlı eserinde isnadını da kaydederek Hazret-i Osman, Hazret-i İbn Mes'ud ve Hazret-i Ubey'den şunu rivayet etmektedir: Rasû-lullah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara Kur'ân-ı Kerim'den on âyet-i kerime öğretirdi. Onlar ise bu âyet-i kerimelerde amel ile ilgili hususları öğrenmedikçe bir başka on âyet-i kerimeye geçmezlerdi. Böylelikle Hazret-i Peygamber, bizlere hem Kur'ân-ı Ke-rim'i ve hem de onunla amel etmeyi birlikte öğretirdi. Abdurrezzak'ın Ma'merden, onun Ata b. es-Saib'den rivayetine göre, Ebu Abdurrahman es-Sulemî şöyle demiştir: Biz, Kur'ân-ı Kerimden on âyet-i kerime öğrendik mi, o on âyetin helalini, haramını, emir ve nehiylerini öğrenmedikçe bir sonraki on âyeti öğrenmeye geçmezdik. İmam Malik'in Muvatta adlı eserinde belirttiğine göre Abdullah b. Ömer Bakara sûresini sekiz yılda öğrendi.[153] [90] Hafız Ebu Bekr Ahmed b. Ali b. Sabit, "Esmau men Reva an Malik" adını taşıyan eserinde şunu zikretmektedir: Mirdas b. Muhammed Ebu Bilal el-Eş'ari dedi ki: Bize Malik, Nafi'den, o İbn Ömer'den rivayetle dedi ki: Ömer Bakara sûresini on iki yılda öğrendi. Onu hatmedince bir deve kesti. Ebu Bekr el-Enbârî'nin zikrettiğine göre: Bana Muhammed b. Şehriyar anlattı, bana Hüseyn b. el-Esved anlattı, bana Ubeydullah b. Musa, İbn Ziyad b. Ebi Eşlem Ebu Amr'dan, o Ziyad b. Mihran'dan rivayetle dedi ki: Abdullah b. Mes'ud dedi ki: Kur'ân'ın lâfızlarını ezberlemek, bizim için zor, onunla amel etmek bizim için kolay olmuştu. Fakat bizden sonrakilere Kur'ân'ı ezberlemek kolay, onun gereğince amel etmek zor olacaktır. Bize İbrahim b. Musa anlattı, bize Yusuf b. Musa anlattı, bize el-Fadl b. Dukeyn anlattı, bize İsmail b. İbrahim b. el-Muhacir babasından, o Mücâ-hid'den rivayetle İbn Ömer dedi ki: Bu ümmetin ilkleri döneminde Rasûlul-lah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın ashabından faziletli olan bir kimse, Kur'ân-ı Kerim'den ancak bir sûre ya da ona yakın bir miktar ezberlerdi. Onlara Kur'ân gereğince amel etmek ihsan buyurulmuştu. Bu ümmetin sonrakileri ise, küçüğü de aması da Kur'ân-ı Kerim'i okuyacak, fakat onun gereğince amel etmek, onlara ihsan edilmeyecektir. Bana Hasan b. Abdülvehhab Ebu Muhammed b. Ebi'l-Anber anlattı, bize Ebu Bekr b. Hammad el-Mukrî anlatarak dedi ki: Ben Halef b. Hişam el-Bez-zar'ı şöyle derken dinledim: Kur'ân-ı Kerim bana göre ancak elimizde bulunan bir ariyettir. Şöyle ki bizler Ömer b. el-Hattab'ın Bakara sûresini on küsur yılda ezberlediğini yüce Allah'a şükür olsun diye bir deve kestiğini rivayet ediyoruz. Günümüzde ise şunun gibi bir çocuk benim önümde oturuyor ve bir harf dahi kaçırmaksızın, Kur'ân-ı Kerim'in üçte birini okuyuveriyor. O bakımdan ben Kur'ân-ı Kerim'in elimizde ancak bir ariyet (iğreti) olarak bulunduğunu zannediyorum. Hadis ilminde ehil kimseler de şöyle der: Hadis toplayan bir kimsenin onu bilmeden ve anlamadan hadis dinleyip toplamakla yetinmemesi gerekir. Böyle yapacak olursa, pek faydalı birşey ele geçirmeksizin kendisini yormuş olur. Bu kişinin hadis ezberlemesi, gece gündüz azar azar ve tedricen olmalıdır. Hadis hafızları arasında bulunup da bu tür ifadelerin kendilerinden rivayet edildiği kimselerden birisi de Şu'be, İbn Uleyye ve Ma'mer gibileridir. Ma'mer der ki: Ben ez-Zührî'yi şöyle derken dinledim: Her kim toptan ilmi elde etmek isterse, toptan onu elinden kaçırır. İlim birer ikişer hadis öğrenilerek elde edilir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Muaz b. Cebel de der ki: İstediğinizi biliniz. Allah, onunla amel etmediğiniz sürece sadece bilmekten dolayı size ecir vermez. İbn Abdi'1-Berr der ki: Abbad b. Abdüssamed yoluyla gelen rivayette, Mu-az'ın sözüne benzer Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan da rivayet edilmiştir. Bunda şu fazlalık da vardır: "İlim adamlarının gayreti, kavrayıp anlamaya, akılsızların gayreti ise çokça rivayete yöneliktir." Bu hadis, mevkuf olarak da rivayet edilmiştir ki mevkuf rivayet merfu rivayetten daha uygundur. Ayrıca Abbad b. Abdüssamed de sözü delil gösterilen kimselerden de değildir. İlmin faziletine ve Allah'ın aziz Kitabı ile yüce Sünnetin şerefine dair şu beyitleri yazan gerçekten güzel söylemiştir: "İlimlerin saymakla bitmez güzellikleri varsa da Baş taçları iman edilmesi farz olan: Allah'ın koruduğu Aziz Kitabıdır Bundan sonra da kederleri gideren ilim gelir İşte bu Mustafa'nın hadisi bilgisidir Ondadır peygamberlik nuru, ondadır şeriat, ondadır edeb Bunlardan sonra sonu yoktur ilimlerin İlim talebini tercih eden! Seç kendine uygun olanı İlim gizli bir hazinedir, madeninde bulursun ancak onu; Ey ilim talibi! Araştır ve incele kitapları Anlayarak oku Allah'ın Kitabı'nı Bütün ilimler vardır orada; düşün, hayretler göreceksin Oku! - Hidayet bulasıca - Mustafa'nın hadislerini ve Mevla'dan dile Ne dilersen, arzunu getirir yerine Din ilmini tadan zevk alır ondan İlmi arttıkça: Oh ne kadar hoş! der." |