Geri

   

 

 

İleri

 

4 Kur'ân ve İlim Ehlinin, Riya ve Benzerlerinden Sakındırılması

Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

"Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şe­yi ortak koşmayın" (en-Nisâ, 4/36) Bir başka yerde de şöyle buyurmaktadır:

"Artık kim Rabbine kavuşmayı ümit ediyorsa salih bir amel işlesin ve Rab-bine ibadette hiç bir kimseyi ortak koşmasın" (el-Kehf, 18/110).

Müslim'in rivayetine göre Ebû Hureyre şöyle demiştir: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı şöyle buyururken dinledim: "Kıyamet gününde insanlar arasında aleyhine hü­küm verilecek ilk kişi şehid düşen bir kimse olacaktır. Bu Allah'ın huzuru­na getirilecek Allah ona nimetlerini sayıp dökecek, o da bunları itiraf ede­cektir. Allah ona: Sana verdiğim bu nimetler ile sen ne yaptın, diye sorun­ca: Senin yolunda şehid düşünceye kadar çarpıştım, diyecektir. Allah: Yalan söyledin, fakat sen: Cesurdur, denilsin diye çarpıştın, nitekim böyle söylen­di. Daha sonra yüce Allah onun hakkında emir verecek o da yüzüstü cehen­neme atılıncaya kadar sürüklenecektir. Diğeri ilmi öğrenip öğreten, Kur'ân okuyan kimsedir. Bu da Allah'ın huzuruna getirilecek, Allah onun üzerinde­ki nimetlerini ona sayıp dökecek, o da bunları itiraf edecektir, Yüce Allah ona: Sen bu nimetler ile ne yaptın, diye sorunca o da diyecek ki: İlmi öğrendim, öğrettim, Senin uğrunda Kur'ân okudum. Yüce Allah ona: Yalan söyledin diyecektir. Sen ilmi alimdir, denilsin diye öğrendin. Güzel Kur'ân okuyor, de­nilsin diye Kur'ân okudun. Bunlar senin hakkında söylendi. Daha sonra emir verilecek ve cehenneme atıhncaya kadar yüzüstü sürüklenecektir. Diğer bir kişi ise Allah'ın kendisine genişlik ihsan ettiği ve malın bütün çeşitlerinden verdiği kimsedir. Bu kişi Allah'ın huzuruna getirilecek, Allah üzerindeki nimetlerini sayıp dökecek, o da bu nimetleri itiraf edecektir. Allah ona: Peki sen bu nimetlerle ne yaptın, diye sorunca, şöyle diyecektir: Uğrunda harcan­masını arzuladığın ne kadar yol varsa Senin için infakta bulunmadığım tek bir yol bırakmadım. Allah ona, yalan söyledin, diyecektir. Fakat sen bunu : Bu kişi oldukça cömerttir, denilsin diye yaptın ve bu söylendi. Daha sonra yüce Allah emir verecek ve cehenneme atıhncaya kadar yüzüstü sürüklene­cektir."[124] [54]

Tirmizi, bu hadisi naklederken şunları da söylemektedir: Sonra Rasûlul-lah (sallallahü aleyhi ve sellem) iki dizime vurarak şöyle buyurdu: Ey Ebû Hureyre, işte bu üç kişi, Kıyamet gününde kendileriyle cehennem ateşinin ilk alevlendirileceği kişi­ler olacaktır."

Ebu Hureyre'nin ismi Abdullah'tır. Abdurrahman olduğu da söylenmiştir. O dedi ki: Bana Ebu Hureyre künyesinin verilmesinin sebebi, kolumun ye­ni içerisinde bir kedi taşımamdır. Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni görünce: "Bu ne?" di­ye sordu. Ben, kedi dedim. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber: "Ey Ebu Hurey­re (kedicik babası)" dedi.

İbn Abdi'1-Berr der ki: Bu (hadis) ameli ve ilmiyle Allah'ın rızasını ara­mayan kişi hakkındadır.

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu da rivayet edilmiştir: "Her kim Al­lah'tan başkası için ilim talep ederse veya ilmiyle Allah'tan başkasını murad ederse cehenemdeki yerine hazırlansın."[125] [55]

İbnü'l Mübarek, Rekâik adlı eserinde, el-Abbas b. Abdülmuttalib'ten şöyle dediğini rivayet etmektedir: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Bu din öyle zaferler elde edecektir ki, denizleri aşacak ve hatta Allah yolunda atlılar de­nizleri geçecektir. Ondan sonra Kur'ân okuyacak bir takım kimseler gelecek­lerdir. Bunlar, Kur'ân okuduklarında bizden daha iyi okuyabilen kimdir, biz­den daha bilgili kimdir diyeceklerdir." Daha sonra Hazret-i Peygamber ashabına dönerek şunları söyler: "Bu gibi kimselerde bir hayır görür müsünüz?" diye sorunca, Eshabı: Hayır, derler. Sonra şöyle buyurur: "Bunlar sizdendir. Bunlar, bu ümmet­tendir ve bunlar cehennemin yakıtıdır."[126] [56]

Ebu Davud ve Tirmizi de Ebû Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet etmek­tedir: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Her kim kendisiyle Allah'ın rızası aranılan bir bilgiyi sadece ve sadece o bilgi sayesinde dünyadan bir menfaat el­de etmek için öğrenirse o, Kıyamet gününde cennetin kokusunu alamaya­caktır." Tirmizi der ki, bu basen bir hadistir.[127] [57]

Ebu Hureyre'den rivayete göre Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Ha-zen kuyusundan Allah'a sığınınız." Ashab: Ey Allah'ın Rasûlü, Hazen kuyu­su nedir, diye sorunca şöyle buyurdu: "Bu bizzat cehennemin günde yüz de­fa kendisinden Allah'a sığındığı cehennemdeki bir vadidir." Ey Allah'ın Pey­gamberi buna kim girecektir, diye sorulunca şu cevabı verir: "Amelleriyle ri­yakârlık yapan kurradır (Kur'ân okuyucusudur, bilginleridir)." Tirmizi: Bu, garib bir hadistir, der.[128] [58]

Esed b. Musa'nın kitabında kaydedildiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle bu­yurmuştur: "Cehemmende öyle bir vadi vardır ki, cehennemin kendisi bu va­dinin şerrinden günde yedi defa Allah'a sığınır. Bu vadide öyle bir kuyu var­dır ki, cehennemin kendisi ve o vadi, bu kuyunun şerrinden Allah'a sığınır­lar. Bu kuyuda da öyle bir yılan vardır ki, cehennem de o vadi de ve o ku­yu da bu yılanın şerrinden yedi defa Allah'a sığınırlar. Allah bu yılanı Allah'a isyankarlık eden Kur'ân hafızı olan bedbahtlar için hazırlamıştır."

O halde Kur'ân hafızı ve ilim talep eden kimsenin kendi nefsinde Allah'tan korkan bir takva sahibi olması, amelini yalnız Allah için ihlasla yapması ge­rekir. Eğer hoşuna gitmeyecek birşey yapmış ise hemen tevbe etmekte, Al­lah'a yönelmekte elini çabuk tutsun. İlim talebine ve ameline ise ihlâsı elde etmekle başlasın. Kur'ân-ı Kerim'i hıfzetmiş bir kimsenin göstermesi gereken dikkat ve titizlik öbürlerinden daha fazladır. Nitekim, onun da başkasına ve­rilmeyecek ecirleri vardır.

Tirmizi'nin Ebu'd-Derda'dan rivayetine göre Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyur­muştur: "Allah kitapların birisinde bir peygambere şunu indirmiş (veya vah-yetmiş) bulunuyor: Dinden başka şeyler için bilgi elde eden amelden baş­ka maksatlarla ilim öğrenen, âhiret için yapılması gereken amel ile dünya­yı isteyen kimselere de ki: Bunlar insanlara karşı koyun postuna büründük-leri halde kalpleri kurtların kalbi gibidir. Dilleri baldan tatlı olduğu halde kalp­leri acıdan da acıdır. Onlar beni mi kandırmaya çalışıyorlar, benimle mi alay etmek istiyorlar? Onlar için öyle bir fitne hazırlayacağım ki, o fitnede taham-mülkâr halim selim kimseler bile şaşırıp kalacaktır."[129] [59]

et-Taberi, A'dâbu'n-Nufûs adlı eserinde şu rivayeti kaydetmektedir: Bize Ebu Kureyb Muhammed b. el-Alâ anlattı, bize el-Muharibî, Amr b. Âmir el-Becelî'den, o İbn Sadaka'dan o, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın ashabından birisinden ya da ona anlatan birisinden rivayetle dedi ki: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu "Allah'ı kandırmaya çalışma. Çünkü Allah'ı kandırmaya çalışanın bu gayre­tini Allah boşa çıkartır. Ve eğer o farkında ise aslında kendi kendisini kan­dırır." Ashab sorar: Ey Allah'ın Peygamberi, insan Allah'ı kandırmaya nasıl ça­lışır? Şöyle buyurdu: "Allah'ın sana emrettiğini yerine getirirsin fakat, bu ame­lin ile başkasını murad edersin. Riyadan sakınınız. Çünkü o, şirkin kendisi­dir. Riyakarlık yapan bir kimse, Kıyamet gününde herkesin önünde kendi­lerine nisbet edileceği dört isim ile seslenilir. Ey kafir, ey haşir (ziyana uğ­rayan), ey gadir (sözünde durmayan), ey facir! Amelin haktan uzaktır, ecrin boşa çıkmıştır. Bugün senin hiçbir nasibin yoktur. O bakımdan ey aldatıcı, sen kimin için amel ediyor idiysen git, ecrini onda ara."

Alkame, Abdullah b. Mes'ud'dan şöyle dediğini rivayet etmektedir: İçin­de küçüğün büyüyeceği, büyüğün de ihtiyarlayacağı bir fitne gelip sizi ku­şatınca, insanların kendisine göre hareket edeceği bid'at bir yol izlenip o bid'atten herhangi bir şey değiştirildiğinde, Sünnet değiştirildi, denileceği bir fitne gelip sizi kuşatacağında, haliniz nice olacaktır? Hazır bulunanlar: Bu ne zaman olacaktır, ey Ebu Abdurrahman? denilince şu cevabı verir: Kur'ân oku­yucularınız artıp fakihleriniz azaldığında, emirleriniz çoğalıp eminleriniz azaldığında, âhiret için işlenen bir amel ile dünya arandığında ve dinden baş­ka bir maksat ile din bilgisi öğrenildiğinde.

Süfyan b. Uyeyne der ki: Bize ulaştığına göre İbn Abbas şöyle demiştir: Eğer Kur'ân hafızları hakkıyla Kur'ân'a uysalar ve gerektiği gibi hareket et­seler, şüphesiz Allah onları sever. Fakat onlar bu Kur'ân ile dünyayı istedi­ler, onun için Allah da onlara buğzetti ve insanların nazarında da önemsiz-leştiler.

Ebû Cafer Muhammed b. Ali'nin yüce Allah'ın:

"Onlar ve azgınlar oraya (cehenneme) hep birlikte yüzleri üstü ardı arkasına atılırlar." (eş-Şuarâ, 26/94) âyeti ile ilgili olarak şöyle dediği rivayet edilmiştir: Bunlar dille­riyle hak ve adaleti nitelendiren fakat, onu terkedip ona aykırı hareket eden kimselerdir.

İnşaallah bu kitabımızda yeri geldikçe bu hususa dair daha da etraflı açık­lamalar gelecektir.