48 Artık onlara şefaatçi melekler, Peygamberler ve sâlih kulların şefaati fayda vermeyecektir. Bunun mânâsı şudur: Onlara asla şefâat yoktur. 49 Böyle iken şunlara ne oluyor ki, nasihatten yüz çeviriyorlar? Nasihat dinlemekten yüz çevirmelerinden onların eline ne geçti? Âyet-i kerîme'de geçen “ ma “ mübteda, “ Lehum “ise haberi olup mahzûf bir şeye taalluk etmektedir ve mahzûf olan fiilin zamiri cer-mecrûr'a intikal etmiş, zarfı müstekar olmuştur. 50 Sanki onlar, yaban eşşekleridir. 51 Şiddetli korkudan dolayıkaçmaktadırlar. 52 Bilâkis onlardan her biri Peygambere tâbi olma hususunda Allah’dan kendisine açılmış sahifeler gelmesini istiyor (ki, ondan okuyarak îman etsin) Nitekim onlar: “Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe asla sana îman etmeyeceğiz “ demişlerdi. 53 Hayır! Bu onları isteklerinden sakındıran bir sözdür. Doğrusu onlar âhiretten azâbından korkmuyorlar. 54 Hayır, hayır! Muhakkak o Kur’ânbir öğüttür.” Kellâ “istiftah (dikkat çekme) edatıdır. 55 Artık kim dilerse onu okuyupondan öğüt alır. 56 Bununla beraber Allah dilemeksizin onlar öğüt alamazlar. Kendisinden sakınılmaya ehil olan O’dur. Kendisinden sakınan kimseyi bağışlamak suretiyle bağışlamaya ehil olan da O'dur. 75- KIYÂMET SÛRESİMekke devrinde nâzilolup, 40 Âyet-i kerîmedir. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismi ile başlarım. 1Kıyâmet gününe yemin ederim! İki yerdeki (Buradaki ve gelecek Âyetteki) ” Lâ” zâidedir. 2Nefs-i levvâmeye, her ne kadar iyilik etmede gayret göstermiş olsa bile kendini kınayan nefsede yemin ederim ki, öldükten sonra elbette diriltileceksiniz! Kasemin cevabı mahzûf olup “ Letüb'asünne ” Takdirindedir. Bir sonraki âyet buna delâlet etmektedir. 3 İnsan kâfir, kendisini öldükten sonra diriltmek ve ona hayat vermek için asla kemiklerini toplamaya kadir olmadığımızı mı sanıyor? 4 Evet biz onun kemiklerini toplarız! Hattâ kemiklerini toplamanın yanındaonun parmaklarını düzeltmeye bile kâdiriz. Benân; parmaklar demektir. Biz; onca küçük olmalarına rağmen parmak kemiklerini eski hâline döndüreceksek, büyük kemikleri nasıl döndüremeyiz? 5 Fakat insan önündekini, Kıyâmet gününü -bir sonraki âyet bu tefsirin doğru olduğuna delâlet etmektedir-yalanlamak ister. Âyet-i kerîme'de geçen “ Li yefcüra” lâfzı üzerindeki Lâm, zâide olup fiil, mukadder bir “ en“ ile mansuptur. (Mânâ itibariyle) ”en yükezzibe ” Takdirindedir. 6 Alay ve yalanlayıcı bir üslûpla” kıyâmet günü ne zaman? ” diye sorar. 7 Ne vakit göz dehşet içinde kalır, dehşete kapılıp dünyada iken yalanladıklarını görmesi karşısında lâl olup kalır. 8 Ay tutulurkaranlık içinde kalır ve ışığı gider. 9 Güneşle aybir araya toplanır da batıdan doğarlar yahut ışıkları yok olursa -ki, bunların hepsi Kıyâmet günü içinde olacak- 10 O gün insan” kaçış, firarnereye? ” der. 11Hayır! Hayır!Kaçış istemelerine karşı bir tepki ifadesidir. Hiç bir sığınak korunulacak hiç bir barınak yoktur. 12 O gün durak yeri, mahrukatın durdurulup hesaba çekildikleri ve yaptıklarının karşılığının verildiği yerancak Rabbinedir. 13 O gün insan önceden ve sonradan bütün yaptıklarından, ilk yaptığından ve son yaptığından haberdar edilir. 14 Doğrusu insan kendi kendinin şahididir. Uzuvları, bütün yaptıklarını dile getirir. Şu hâlde, mutlaka yaptıklarının karşılığını bulacaktır. “ Basirettin” lâfzındaki ”ha” mübalağa içindir. 15 Bütün mazeretlerini ortaya atsa da her türlü mazereti getirse bile ondan kabul edilmez. Âyet-i kerîme'de geçen “ me'âzî lâfzı, “ma'zeretun” kelimesinin kıyas dışı çoğuludur. 16 Allahü teâlâ Peygamberine hitaben buyurdu ki: Cebrâîl okumasını bitirmeden,onu kaçırırsın korkusuylaçarçabuk olmak için kırâati ile dilini kımıldatma. 17 Çünkü onukalbinde toplamak ve onu okumak, senin onu okuman, dilin üzere akıp gitmesibize aittir. 18 Biz onu Cebrâîl'in okuması vasıtası ile sana okuduk mu, sen de okunuşunu takip et. Cibrîl'in okuyuşuna kulak ver. Hazret-i Peygamber önce güzelce dinler, sonra da Cibrîl'e okurdu. 19 Sonra onu sana güzelce belletmek suretiyle açıklamak da muhakkak bize aittir. Bu âyetlerle gerisi arasındaki münasebet şudur: Gerideki âyetler, Allah'ın âyetlerinden yüz çevirmeyi, bu âyetler ise (tam tersi) onları ezberlemek için çabuk davranmayı ihtiva etmektedir. |