18 Çünkü o, Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'den dinlemiş olduğu Kur’ân hakkında ne diyeceğini bir düşündü vekendi kendine bunu ölçtü biçti. 19 Ölçüp biçtiği ne olursa olsun her hâlde kahrolası nasıl biçti? 20 Sonra yine kahrolası nasıl biçti? 21 Sonra kavminin ileri gelenlerine veya hakkında lâf edeceği şey ( Kur’ân ) hakkında ne diyeceğinebaktı. 22 Sonra söylediklerinden sıkılarakyüzünü ekşitti, kaşlarını çattı. 23 Sonra îmandanyüz çevirdi. Peygamber 'e tâbi olmaktankibirlendi. 24 Ve Peygamberin getirdiği şey hakkında “Bu sihirbazlardannakledilen bir sihirden başkası değil." dedi. 25"Bu, ancak bir insan sözüdür“ dedi. Nitekim onlar, “Onu ancak bir beşer öğretiyor. “ demişlerdi. 26 Ben onu Sakaracehennemesokacağım. 27 Sen biliyor musun Sakar nedir? Buradaki soru cehennemin şanına ta'zim ifade etmektedir. 28 O (bedenlerinde) ne et bırakır, ne birşey. Bilâkis hepsini yok eder. Sonra tekrar hepsi, eski hâline döner. 29 (O Cehennem,)derileri dış kısmını (kabuğunu)yakıp kavurur. 30 Üzerinde cehennem bekçiliği yapanon dokuz melek vardır. 31 kâfirlerden çok güçlü kuvvetli birisi, “Ben sizin için onlardan on yedisine yeterim. Siz de benim için onların ikisine yetin“ dedi. Bunun üzerine yüce Allah şöyle buyurdu: “Biz o ateşin bekçilerini ancak meleklerden yaptık. Onların zannettikleri gibi güç yetiremezler. Bu şekilde sayılarını da ancak “onlar niçin on dokuz tanedir? ” demeleri yüzünden kâfir olanlar için (onları) saptırmak için bir fitne kıldık ki, kendilerine kitap verilmiş olanlar kitaplarında bulunana denk olan meleklerin on dokuz tane olduklarına dair Peygamber 'i tasdik eden Yahûdiler de yakinen inansınlar. Ehli kitaptanîman edenlerin Peygamber 'in getirmiş olduğu şeyin, kitaplarında olana tevafuk etmesine îmanı ve tasdiki artsın; meleklerin sayısı hakkında onlardan (Yahûdilerden) başka ehl-i kitap ile mü'minler şüpheye düşmesinler. Bir de Medine'de kalplerinde maraz şüphe bulunanlarla Mekke'de bulunan kâfirler “ Allah bu sayıile misal olarak neyi murad etmiş? ” desinler, onlar bunu garip karşıladıkları için onu bu şekilde adlandırmışlardır.İşte Allah, bu sayıyı inkâr edeni saptırıp onu tasdik edeni hidâyete eriştirmesi gibi dilediğini böyle saptırır, dilediğini de yola getirir. Rabbinin ordularını kuvvetleri ve yardımcıları bakımından melekleri ancak kendisi bilir. O da Sakar cehennemi ancak insanlar için bir öğüttür. Âyet-i kerîme'de geçen “ mesel” kelimesi hâl olarak i'rablanmıştır. 32 Haberiniz olsun. Ay'a yemin olsun ” kella “ Burada istiftah kelimesi olarak Ela mânâsında kullanılmıştır. 33 Gündüzden sonradönüp geldiği zaman geceye yemin olsun! Âyet-i kerîme'de geçen “ İza edber “ Bir kırâatta İz-edbera okunmuştur, geçip gitti. 34 Açılıpaydınlandığı zaman sabaha yemin ederim ki, 35 O Sakarbüyük belalardan biridir. 36 İnsan (lar) için, korkutmak için (büyük bir belâdır.) Âyet-i kerîme'de geçen “ Nezir“ “İhda” kelimesinden hâl olup müzekker kılınmıştır. Çünkü Hâl sâhibi azâb mânâsını taşımaktadır. 37Sizden îman etmek suretiyle hayırda veya cennette ileri gitmek yahut küfretmek suretiyle şerde yahut cehennemde geri kalmak isteyenleri (korkutmak için büyük bir belâd ır.) 38 Herkes kazandığı amelinekarşılık cehennemde alınmışbir rehindir. 39 Yalnız sağcılar müstesna! Onlar da mü'minler olup cehennemde rehin alınmaktan kurtulmuşlardır. 40 Onlar cennetlerde olacaklardır. 41Aralarındamücrimlerden ve hallerindensoruşup dururlar. 42 Allah'a eş koşmayıp onu birleyenler cehennemden çıktıktan sonra mücrimlere şöyle derler: “sizi cehenneme sokan nedir? “ 43“Biz namaz kılanlardan değildik. 44 Yoksulu doyurmazdık. 45 Bâtıladalanlarla beraber olurduk. 46 Tekrar dirilmeyi veceza gününü yalan sayardık. 47Nihâyet bize ölüm gelip çattı. |