Ey
kavmim, neden, ben sizi kurtuluşa davet ederken siz beni ateşe davet
ediyorsunuz?
Siz beni,
Allah’ı inkâr etmeye ve bilmediğim bir şeyi ona ortak koşmaya davet ediyorsunuz.
Ben sizi, herşeye galip ve çok affedici olan Aİ-laha davet ediyorum.
Şüphesiz ki sizin beni davet
ettiğiniz şeyin, dünyada da âhirette de insanları çağıracak hiçbir gücü yoktur.
Bizim varacağımız yer, Allah'ın huzurudur. Haddi aşanlar, işte onlar,
cehennemliklerin ta kendileridir.
İlerde
size söylediklerimi hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah’a bırakıyorum. Şüphesiz
ki Allah, kullarını çok iyi görendir."
Firavun kavminden, iman etmiş olan
o kişi, sözlerine devamla şöyle dedi: "Ey kavmim, ne oluyor size? Ben sizi,
Allah’a iman edip peygamberi Mûsa'ya tabi
olarak Allah'ın azabından kurtulmaya davet ederken siz beni, cehenneme sokacak
işleri yapmaya davet ediyorsunuz, Firavunun dininde kalmamı istiyorsunuz. Benim,
Allah’ı inkâr etmemi ve ibadete layık olduklarını bilmediğim şeyleri ona ortak
koşmamı istiyorsunuz. Ben ise sizi, herşeye galip olan ve tevbe edenlerin
günahlarını bağışlayan Allah’a kulluk etmeye davet ediyorum. O halde gelip
Allah’a kul olun. Herhangi bir menfaat ve zarar veremeyecek şeyleri bırakın.
Gerçekten, sizlerin, beni kulluk
etmeye davet ettiğiniz putların, dünyada da âhirette de herhangi bir şeye davet
etmeleri sözkonusu değildir. Çünkü onlar, konuşamayan ve anlamayan cansız
varlıklardır. Onlar, kendilerine dua edenlere cevap verme gücünde değillerdir.
Öldükten sonra hepimizin dönüp varacağı yer Allah'ın huzurudur. O, orada bizleri
hesaba çekecektir. Allah’a ortak koşarak ve Allah haram kıldığı halde insanları
öldürerek haddi aşan kimseler ise cehennemliklerin ta kendileridir. Eğer
Mûsa'yı öldürecek olursanız siz de cehennemlik
olursunuz.
Ey kavim, sizler, Allah'ın
azabını gözlerinizle gördüğünüz zaman benim size söylediğim bu şeylerin gerçek
olduğunu hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah’a bırakıyor ve ona tevekkül
ediyorum. Zira o, kendisine tevekkül edenler için kafidir. Şüphesiz ki Allah,
kullarını çok iyi görendir. Onlardan kimin itaatkâr kimin de isyankâr olduğunu
bilir. Herkese yaptığı amelin karşılığını verir.
Allah o
mü’min adamı, Firavunun ve adamlarının kurdukları tuzağın kötülüklerinden
korudu. Firavun ailesini de kötü bir azap kuşatıverdi.
Allah, Firavun ailesinden iman eden
bu mü’min kulu, iman ettiğinden dolayı, Firavun ve adamlarının, kendilerine
karşı gelenlere yapmış oldukları tuzakların kötülüklerinden korudu. Firavun
ailesini ise azapların kötüsü kuşattı.
Âyette zikredilen "Firavun
ailesinden" maksat, ona tabi olanlar ve ona itaat edenlerdir. "Azapların
kötüsü"nden maksat ise, suda boğulmak sonra da cehenneme atılmaktır.
O azap
ateştir. Onlar sabah akşam ateşe takdim edilirler. Kıyamet kopunca da "Firavun
ailesini azapların en şiddetlisine sokun." denilecektir.
Firavun kavminin uğratılacağı o
kötü azap, ateş azabıdır. Onlar, sabah akşam, ruhları siyah kuşların içinde
olmak üzere kıyamet gününe kadar o ateşe takdim edilirler. Kıyamet kopunca da
Firavun ve taraftarlarım "Azapların en şiddetlisi olan cehennem azabına koyun."
denilir.
*Süddî
diyor ki: "Firavun kavminin ruhları siyah kuşlar şeklindeki varlıklar içindedir.
Onlar günde iki defa, sabah ve akşam ateşe takdim edilirler. Kıyamet kopuacaya
kadar bu böyle olur."
Katade'den
ise, şunu söylediği rivâyet edilir: "Firavun taraftarlarına bir azap olmak
üzere, sabah akşam cehennemdeki yerleri gösterilir. "Ey Firavun ailesi. işte
sizin cehennemdeki yeriniz budur." denilir.
Kâfirler cehennemde birbirleriyle
münakaşa ederlerken, güçsüzler büyüklük taslayanlara şöyle diyeceklerdir. "Biz
size uymuştuk. Şimdi ise siz ateşin bir kısmını olsun bizden uzakiaştırabilir
misiniz?
Büyüklük
taslayanlar ise: "Şimdi hepimiz cehennemdeyiz. Şüphesiz Allah, kulları arasında
hükmünü vermiştir." derler.
Ey Rasûlüm, sen o kâfirlere,
cehennem ateşinin içinde birbirleriyle tartışacaklarını hatırlat. O zaman
Allah’a ortak koşmakta ve onu İnkârda ileri gelenlerine tabi olan zayıf ve
güçsüzler, tabi oldukları şımarık liderlerine şöyle diyeceklerdir: "Biz dünyada
kâfirlikte size uyduk. Bugün sizler azabın bir kısmını olsun bizden hafifletir
misiniz? Zira biz dünyada iken sizin emrinize koşuyorduk. Bu azap bize sizin
yüzünüzden geldi. Siz olmasaydınız biz orada iman etmiş olurduk, başımıza bunlar
da gelmezdi. Kendilerine uyulan şımarık liderler ise, dünyada iken peşlerine
taktıkları insanlara şu cevabı vereceklerdir. "Ey kavim, bizler de sizler de bu
ateşte ebedi olarak kalacağız. Bundan kurtulmamıza imkan yoktur. Zira Allah,
kulları arasında kesin hükmünü vermiştir. Cennetlikleri cennete cehennemlikleri
de cehenneme yeri eşti rmiştir. Artık ne bizler, içinde bulunduğumuz bu
sıkıntılardan kurtulabileceğiz ne de cennetlikler, içinde yaşamış oldukları
nimetlerden mahrum olacaklardır."
Cehennem ateşinde bulunanlar,
cehennem zebanilerine: "Rabbinize dua edin de azabımızdan birgün olsun
hafifletsin." derler.
|