Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Yeni Pencere

Geri

 

SAYFA :

417

 

033 - AHZÂB SÛRESİ

 

CÜZ :

21

 

İleri

Sayfayı Yeni Pencerede Aç

 

 

 

 

 

 

 

 

 

33- AHZÂB SÛRESİ

Rahmân ve Rahîm olan yüce Allah'ın ismi ile başlarım.

1

Ey Peygamber! Yüce Allah'dan kork! O'ndan korkmaya devam et! Şeriatına muhalif olan işlerdekâfirlere ve münafıklara itâat etme. Şüphesiz yüce Allah var olan her şeyi var olmadan önce hakkıyla bilendir. Yaratmakta olduğu şeylerde hikmet sâhibidir.

2

Rabbinden sana vahy olunana Kur’ân'auy. Muhakkak ki, yüce Allah onların bütün yaptıklarından haberdardır.

Âyet-i kerîme’de geçen “ya'melüne ” lâfzı, bir kırâatta” Ta'melüne “ şeklinde okunmuştur.

3

Bütün işlerinde yüceAllah'a tevekkül et. Vekil olarak, koruyucu olarak sana yüce Allah yeter. Tüm bu hitaplarda ümmeti de ona tâbidir.

4

Yüce Allah, bir insanın içinde iki kalb yaratmamıştır. Müşriklerden: Muhammed ”aleyhisselâm“'ın aklından fazla olarak iki kalbe sahip olduğunu ve her biriyle idrak edebildiğini savunan kişiye (Ebû Muammer'e) reddiye olarak nâzil olmuştur. Kendilerine zıhar yaptığınız -Zıhar: Meselâ bir kocanın karısına “sen bana annemin sırtı gibisin“ demesi ile olur. Karılarınızı daanalarınız yapmamıştır. Yani cahiliyye de boşama sayılan bu sözle, haramlık noktasında onları analarınız gibi yapmadı. Ancak Mücadele sûresinde de zikredildiği üzere, geri dönmek şartıyla, bu sözü söylemekle keffâret gerekir. Evlatlıklarınızı da özoğullarınız olarak tanımadı. Bu, sizin Yani Yahûdilerin ve münafıkların- ağzınızla söylediğiniz bir sözünüzdür. Hazret-i Peygamber (aleyhi's salâtü ve's-selâm)'in evlât edindiği Zeyd b. Harise'den boşanan, Zeyneb bint-ü Cahş'la Hazret-i Peygamber evlenince bunu söylemişlerdi. Onların söylediği şuydu: “muhammed ”aleyhisselâm“oğlunun hanımıyla evlendi. “ fakat Allahü teâlâ bu konuda kendilerini tekzip etti. Yüce Allah ise bu noktadagerçeği söylüyor ve o yolu, hak yolugösteriyor.

Âyet-i kerîme’de geçen ”ellâi ” lâfzı hemzeli, ya’lı ve ya’sız olarak okunmuştur. Ayrıca Âyette geçen “ Tezzahharûne ” lâfzı, Ha'dan önce Elifli ve elifsiz, siganın aslında bulunan ikinci Ta, Zı'ya idgam edilmiş olarak okunmuştur. Âyet-i kerîme’de geçen ”ed'iya” lâfzı, “ deiyyün” kelimesinin çoğuludur. De'iyy; aslen babası olmayan kimse için, “Onun oğlu“ diye çağrılan kişiye denir.

5

Fakatonları babalarının ismiyle çağırın. Yüce Allah katında bu, daha doğrudur, daha adildir. Eğer babalarını bilmiyorsanız, dinde kardeşleriniz ve mevlâlarınız amcaoğullarınızdırlar.Bununla beraber bu konudahata ettiklerinizde üzerinize bir günah yoktur. Fakat kalplerinizin bile bile yöneldiği şeyde günah vardır. Bu da yasaklandıktan sonrası için söz konusudur. Yüce Allah,söz konusu yasaklamadan önce sudur eden sözleriniz içinçok bağışlayıcı, size karşı bu konudaçok merhametlidir.

6

Peygamber,mü'minleri bir şeye davet ediyor, nefisleri de bunun tersine davet ediyorsa O, mü'minlere kendi nefislerinden evlâdır. Zevceleri de onlarla nikâhlanmak mü'minlere haram olması bakımındanonların anneleridir. Neseben yakın hısım olanlar,akraba olanlar da yüce Allah'ın kitabında, birbirlerine miras hususunda diğer mü'minlerden ve muhacirlerden İslâm'ın ilk yıllarında geçerli olup, sonradan neshedilen; îman ve hicret sebebiyle mirasçı olmaktan daha evlâdır. Ancak, lâkin dostlarınıza vasiyyet bırakmak suretiyle bir iyilik yapmış olmanız ayrı. Bu, caizdir. Bu, îman ve hicret sebebiyle mirasçı olmakla neshedileceği kitapta yazılıdır. Bu iki yerde zikredilen ” kitap “ Tan, Levh-ı Mahfûz kastedilmiştir.

 

 

 

 

Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Aynı Pencere

Geri

 

(T :  M : 1505  H : 911)

 

CELÂLEYN TEFSÎRİ - (TÜRKÇE)

 

ŞÂFİÎ

 

İleri

Sayfayı Büyüterek Aynı Pencerede Aç