21Yemin olsun ki, biz en büyük azap âhiret azâbından önce onlaraen yakın azap dünya azâbından öldürülme, esir edilme, kuraklık, kıtlık ve çeşitli hastalıklardanda tattıracağız. Olur ki, onlar onlardan geride kalan kimseler imana dönerler. 22Rabbinin âyetleriyle, Kur’ân la nasihat edilip de sonra onlardan yüz çevirenden daha zâlim kim olabilir? Yani ondan daha zâlim kimse olamaz.Şüphesiz biz mücrimlerden müşriklerdenintikam alıcıyız. 23Yemin olsun! Biz Mûsa'ya kitabı Tevrat'ı verdik. Sen de ona kavuşacağından şüphe etme!Nitekim Mirac gecesinde buluşmuşlardır. Biz onuMûsa'yı veya Tevrat kitabını İsrâîl oğullarına bir hidayet rehberi yaptık. 24İsrâîloğullarından da, dinlerine ve düşmanlarının belalarına sabrettikleri için, emrimizle insanlara doğru yolu gösterecek önderler tayin ettik. Onlar kudretimizi ve birliğimizi gösterenâyetlerimizi kesin olarak biliyorlardı. Âyet-i kerîme’de geçen ”eimmeten” kelimesi iki hemzenin tahkiki ve ikincisinin“ya “ harfine ibdal edilmesiyle okunmuştur. Yine Âyet-i kerîme’de geçen “ Lemma” kelimesi bir kırâatta” Lâm “ın kesresi ve “ mim'in tahfifliği ile okunmuştur. 25Şüphesiz, Rabbin Kıyâmet günü, aralarında ihtilâf edip durdukları dinî şeylerde hükmünü verecektir. 26Biz, onlardan önce nesilleri inkârları yüzünden helâk ettik. Kendileri de Şam ve diğer yerlere yolculuk yaptıklarında onların yurtlarında gezip dolaşıyorlar. Bu, onlara aşikâre olmadı mı? Yani Birçok nesilleri helâk edişimiz Mekke kâfirlerine aşikâre olmadı mı? Ki, ibret alsınlar. Şüphesiz bunda kudretimizi gösterenbirçok ibretler vardır. Hâlâ düşünüp nasihat alacak şekilde dinlemeyecekler mi? Âyet-i kerîme’de geçen “yemşune ” kelimesi “ Lehum” zamirinden hâl'dir. 27Görmediler mi ki, biz suyu orada hiç nebat bulunmayan kupkuru çorak yere gönderiyoruz da onunla hayvanlarının ve kendilerinin yiyecekleri ekini bitiriyoruz. Bunuhâlâ görmeyecekler mi? Kendilerini de tekrar diriltmeye kadir olduğumuzu anlamayacaklar mı? 28Bir de mü'minlere, “ eğer doğru söylüyorsanız, bizimle sizin aranızda olacak olan bu fetih ne zaman? ” diyorlar. 29De ki: “fetih gününde kendilerine azâb inmesiyle birlikte o küfredenlere îmanları fayda vermeyecek. Onlara tevbe etmek veya mazeret dilemek içinmühlet de verilmez “ 30Şimdi onlardan yüz çevir ve onlara azâbın inmesini bekle! Çünkü onlar senin ölmeni veya öldürülmeni bekliyorlar ki, böylece senden kurtulacaklar. Bu hüküm onlarla harb etme emri verilmeden önce idi. |