Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Yeni Pencere

Geri

 

SAYFA :

348

 

023 - MÜ'MİNÛN SÛRESİ

 

CÜZ :

18

 

İleri

Sayfayı Yeni Pencerede Aç

 

 

 

 

 

 

 

 

 

105

Onlara şöyle denilecektir“Benim Kur’ân âyetlerim size okunurken onlarla korkutulurken, onları yalanlayanlar siz değil miydiniz? “

106

“ ey Rabbimiz! Bedbahtlığımız bize galebe etmişti. Ve bizler hidâyetten sapanlar güruhu idik “

Âyet-i kerîme’de geçen “ Şikvetuna” kelimesi “ Şekavetuna “şeklinde de okunmuştur. Her ikisi de aynı manada olan İkimasdardırlar(kötüâkıbet).

107

Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar! Eğer yine muhalefet yapmaya dönersek, o takdirde zâlimler biziz!“ derler.

108

Allahü teâlâ (aradan) dünya sûresinin iki katı kadar geçtikten sonra (cehennem bekçisi) Malik'in lisanı ile onlara “sinin orada, cehennemin içinde zelil ve hakir olduğunuz hâlde (benden) uzak olun! Azabın sizden kaldırılması hususunda Benimle konuşmayın! Bunun üzerine ümitleri kesilir.

109

Çünkü kullarımdan bir fırka vardır ki, -ki, onlar da muhacirlerdi- ”ey Rabbimiz! Biz îman ettik; bizi bağışla, bizi esirge. Sen esirgeyenlerin en hayırlısısın“ derlerken

110

Siz onları eğlenceye aldınız -Bilal, Suheyb, Ammar ve Selman bunlardan bir kısmıydı- Hatta bu, beni hatırlamayı size unutturdu.

Nihayet onlarla meşgul olup alay etmeniz sebebiyle beni anmayı terk ettiniz.Unutturma sebebi fakir muhacirler olduğundan unutturma işi bunlara isnad edilmiştir.

Siz onlara gülüyordunuz.

Selman yerine Habbab denilseydi dahadoğru olurdu. Zira Selman muhacirlerden değildi Râvi)

Âyet-i kerîme’de geçen “suhriyyen” kelimesi Sin'inkesresi ile de okunmuştur, masdar olup eğlenmek manasmdadır.

492 Âyet-i kerîme’de geçen “ înne “istinaf cümlesidir. Fetha okunduğunda “ ceza “ fiilinin ikinci mef’ûlü olur.

111

Ben sizin onlarla alay edip, eziyet etmenize karşı sabretmelerine mukabil bugün onları devamlı nimetlerle mükâfatlandırdım. Şüphesiz ki, onlar muradlarınaerenlerin ta kendileridir. “ Buyurdu.

112

Allahü teâlâ Malik'in lisanı ile yine şöyle buyurur: “yerde dünyada ve kabirlerinizde kaç yıl kaldınız? “

Âyet-i kerîme’de geçen “ kale “ fiili “kul “olarak ta Okunmuştur. Âyet-i kerîme’de geçen “sinine ” kelimesi temyizdir.

113

Onlar: “Bir gün yahut bir günden daha az kaldık içinde bulundukları azâbın büyüklüğünden dolayı bu sureyi küçük görüp bu konuda şüpheye düşmüşlerdir. Sayanlara halkın amellerini sayan meleklere soruver!“ derler.

114

Allahü teâlâ Malik'in lisanı ile buyurur: “sizancak pek az kaldınız. Şayet kaldığınız sürenin uzunluğunu bilseydiniz. Cehennemde kalmanıza nisbetle bu süre pek az olurdu.

Âyet-i kerîme’de geçen “ kale “kelimesi önce geçen âyette olduğu gibi ” kul “olarak ta okunmuştur.

115

“ya sizibir hikmet için değil de ancak boş yere yarattığımızı ve bize dönmeyeceğinizi mi sandınız? ” hayır! Mesele sizin sandığınız gibi değildir. bilâkis biz, sizi emir ve yasakla mükellef kılmak, sonra da bize dönesiniz ve biz de, mükellefiyeti yerine getirmeye karşılık mükafatlandıralım diye sizi yarattık. “ Ben insanları ve cinleri ancak (beni bilsinler ve) bana ibâdet etsinler diye yarattım “ (Zariyet: 56)

Âyet-i kerîme’de geçen ”lâ terci'un” kelimesi meçhûl sigasıyla da okunmuştur.

116

 (Kayıtsız şartsız) Hâkim ve Hak olan Allah abes ve buna benzer zatına yakışmayacak şeylerden çok yücedir. O'ndan başka ilah yoktur. Kerim olan arş ve kürsünsâhibidir. Arş, çok güzel taht demektir.

117

Her kim Allah ile beraber hakkında hiçbir delili bulunmayan başka bir ilaha taparsa onun hesabı, cezası ancak Rabbinin nezdindedir. Durum şu ki, kâfirler felâha saadete kavuşamazlar.

Âyet-i kerîme’de geçen “ Lâ-burhane-lehu bihi “ cümlesi (ilah'ın) sıfat-t kaşifedir bu sözün mefhumu muhalifi yoktur.

118

De ki: “ eyRabbim! Mü'minleribağışla! Ve merhamet et! Rahmette mağfiret üzerinde ziyadelik vardır.

Sen merhametlilerin en hayırlısısın. Sen en güzel acıyansın.

 

 

 

 

Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Aynı Pencere

Geri

 

(T :  M : 1505  H : 911)

 

CELÂLEYN TEFSÎRİ - (TÜRKÇE)

 

ŞÂFİÎ

 

İleri

Sayfayı Büyüterek Aynı Pencerede Aç