Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Yeni Pencere

Geri

 

SAYFA :

128

 

006 - EN'ÂM SÛRESİ

 

CÜZ :

7

 

İleri

Sayfayı Yeni Pencerede Aç

 

 

 

 

 

 

 

 

 

10

Şüphesiz ki senden önceki Peygamberler ile de alay edilmişti. Onlarla alay edenleri, alay konusu ettikleri şey, çepeçevre kuşatıverdi.

Bu âyet-i kerime, kâfir ve müşriklerin, Hazret-i Peygamberi yalanlamalarına karşı onu teselli etmekte ve Allahü teâlâ "Onların alaylarına üzülme. Çünkü senden önceki ümmetlere gönderilen peygamberler de ümmetleri tarafından alaya alınmışlardır. Bu, kâfirlerin, süregelen âdetleridir" buyunnaktadır.

11

De ki: "Yeryüzünde dolaşın. Sonra da, yalanlayanların akıbetleri nasıl olmuş bir görün.

Ey Rasûlüm, putları bana denk tutan, seni yalanlayan ve getirdiğini inkâr eden o müşriklere de ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın, Peygamberlerini yalanlayan, onlara karşı inatçılık yapan geçmiş ümmetlerin akıbetlerinin ne olduğuna bir bakın. Onlar daha dünyadayken, çeşitli azaplara uğratılmışlardır. Aynı şeylerin sizlerin de başına gelmesinden sakının."

12

De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki: "Allah'ın-dır." O, merhamet etmeyi üzerine yazmıştır. Muhakkak ki o, sizi, kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde bir araya toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar iman etmezler.

Ey Rasûlüm, putlan rablerine denk tutan o müşriklere de ki; "Göklerde ve yerde bulunanların mülkiyeti ve hükümranlığı kime aittir?" Her şeyden aciz olan bu putlara mı yoksa, her şeye kadir olan Allah’a mı? Ey Rasûlüm, de ki: ... Oralarda bulunanların mülkiyeti, her şeye boyun eğdiren, otoritesiyle her şeyi kahretme gücünde olan Allah’a aittir. Kendilerine dahi herhangi bir menfaat ve zarar veremeyecek olan aciz putlara ait değildir. Ancak Allah, dünyada iken kullarına merhametli davranmayı üzerine yazdığı için, Allah’a ortak koşan o müşrikleri derhal cezalandırmaz. Ortak koşmalarından vaz geçip iman etmeleri için mühlet verir. Yemin olsun ki, Allah sizleri, kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde bir araya toplayacak ve herkese, yaptığı amelinin karşılığını verecektir. Putları, rablerine denk tutarak kendilerini zarara uğratanları da kıyamet gününde bir araya toplayacak, onlar, kendi kendilerini aldattıkları için Allah'ı birlemezler. Onun vaad ve cezalanın tasdik etmezler ve Muhammedin Peygamberliğini ikrar etmezler.

Âyet-i kerime’de, Allahü teâlânın üzerine merhametli olmayı yazdığı zikredilmektedir. Bu husus zikredilerek Allahü teâlâya kulluk etmekten yüz çevirenler, tevbe etmeye teşvik edilmekte ve yaptıkları kötülüklerden vaz geçmeleri istenmektedir.

Allahü teâlânın. merhametli olmayı üzerine yazdığı hususunda: Ebû Hureyre'nin Resûlüllahtan şunu Rivâyet ettiği zikredilmektedir.

Ebû Hureyre'nin Resûlüllahtan şunu Rivâyet ettiği zikredilmektedir. "Allahü teâlâ mahlukatı var edince Arşın üzerinde kendi katında bulunan kitabına şunu yazmıştır. Şüphesiz ki merhametim gazabıma galip gelmiştir Buhârî, K. et-Tevhid, b. 15, 22, 55/Müslim k. et-Taberi b. 14, 16, H.N. 2751/Tirmizî, K. et-Davât b. 100 HN. 3541

Selman-i Farisi de Resûlüllah’ın şöyle buyurduğunu söylemiştir:

Şüphesiz ki Allah, gökleri ve yeri yarattığı gün, yüz tane rahmet yaratmıştır. Her rahmeti, gökle yerin arasını kaplayacak kadardır. Bu rahmetlerinden yalnız bir tanesini yeryüzüne yerleştirmiştir. İşte o rahmetiyle anne çocuğuna merhamet eder. Vahşi hayvanlar ve kuşlar, birbirlerine merhamet ederler. Kıyamet günü olduğunda da o rahmetleri yle bu rahmetini birleştirecektir. Müslim K. et-Tevbe b. 21 HN. 2753

Yine Ebû Hüreyre Resûlüllah'ın şöyle buyurduğunu Rivâyet etmiştir:

"Şüphesiz ki, Allah'ın yüz rahmeti vardır. Onlardan bir rahmetini cinlerin, insanların hayvanların ve haşeratın arasına indirmiştir. Onunla birbirlerine şefkat gösterirler, merhametli davranırlar. Ve yine onunla vahşi hayvanlar yavrularına merhamet ederler. Allah, doksan dokuz rahmetini ise geride bırakmıştır. Onlarla kullarına kıyamet gününde merhamet edecektir. Müslim, k. et-Tevbe b. 19 HN. 2752

Allahü teâlâ bu âyet-i kerime’de, göklerin ve yerin mülkünün kendisine ait olduğunu, yarattıklarına karşı merhametli davranmayı kendi üzerine yazdığını ve bütün yükümlüleri kıyamet gününde mutlaka bir araya toplayacağını, iman etmeyen kimselerin, kendilerini ziyana sokan kimseler olduklarını bildirmektedir.

Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir Hadis-i Şerifinde, Allahü teâlânın merhameti hususunda şöyle buyurmaktadır: "Allahü teâlâ mahlukati var edince arşın üzerinde kendi katında bulunan kitabına şunu yazmıştır. "Şüphesiz ki merhametim gazabıma galip gelir. Buhari, K. et-Tevhid, bab: 15, 22, 28, 55/Müslim, K. et-Tevbe, bab: 14,16, Hadis No: 2751, Tirmizî, K. ed-Dâvât, bab: 100, Hadis No: 3541

13

Gece ve gündüzde barınan herşey ona aittir. O, her şeyi çok iyi işiten ve çok iyi bilendir.

*Bu âyet-i kerime’de Allahü teâlâ, gece ve gündüzde var olan herşeyin kendisine ait olduğunu, bu itibarla kafirlerin ve imansızların, kendilerinin de Allah'ın yaratıkları olduklarını ve kendisine itaat edip boyun eğmeleri gerekirken isyan ettiklerini, böylece nankörlükte zirveye ulaştıklarını bildirmekte ve bu-yurmaktadır ki: "Putları Allah’a denk tutan kimseler, Allah’a iman etmemekte ve onu bilmemektedirler.

14

Ey Rasûlüm, "Gökleri ve yeri yaratan, rızıklandıran fakat rızka ihtiyacı olmayan Allah’tan başkasını mı dost edineyim?" de. Ve "Şüphesiz ben, Müslümanların ilki olmakla emrolundum." de. Asla ortak koşanlardan olma.

Ey Rasûlüm, sen o müşriklere de ki: "Göklerin ve yerin yaratıcısı olan Allah'ın dışında herhangi bir mahluku mu rab edinip te ondan yardım istiyeyim? Afet ve felaketlere karşı ona sığınayım? Beni yedirip içermesini ondan mı istiyeyim? Halbuki bütün yaratılanları rızıklandıran Allah’tır. Onun ise hiçbir kimsenin rızıklandınnasma ihtiyacı yoktur.

Yine de ki: "Rabbim bana, zamanımdaki insanların ilk müslüman olanı, ibadette kendisine ilk boyun eğeni olmamı emretti ve buyurdu ki: "Sakın Allah’a ortak koşan müşriklerden olma."

15

De ki: "Şüphesiz ki ben, rabbime karşı gelirsem, büyük bir günün azabından korkarım.

De ki: "Eğer putlara taparak rabbime isyan edersem o dehşetli kıyamet gününün azabından korkanın.

16

O gün kim azaptan uzaklaştırılırsa şüphesiz ki Allah, ona merhamet etmiştir. İşte apaçık kurtuluş budur.

Bu hususta diğer bir âyet-i kerime’de de şöyle buyurulmaktadır: "Her nefis ölümü tadacaktır. Kıyamet gününde, yaptıklarınızın karşdığı ise mutlaka eksiksiz verilecektir. Kim, cehennem ateşinden uzaklaştırılıp cennete konursa şüphesiz ki o, kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı ise, aldatıcı menfaatimi başka bir şey değildir. Âl-i İmran sûresi, Âyet: 185

17

Allah, sana bir zarar isabet ettirecek olsa, o zararı ondan başka hiçbir kimse kaldıramaz. Sana bir hayır isabet ettirecek olursa, o, herşeye kadirdir.

Ey Rasûlüm, eğer Allah, dünyadayken sana bir sıkıntı, hayatında bir darlık gösterirse, onu senden kim kaldıracak? Onu senden kaldıracak olan yine ancak Allah’tır. Şâyet sana bir iyilik, bir hayır ve bir bolluk isabet ederse bil ki o da Allah tarafındandır. Çünkü Allah, her şeye gücü yetendir. Sana fayda ve zarar verecek olan o uydurma ilâhlar değil, mutlak kudret sahibi olan Allah’tır. O halde sen Allah'ı nasıl birlemeyeceksin? Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) her namazın sonunda şöyle dua ederdi.

"Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O birdir. Onun hiçbir ortağı yoktur. Mülk sadece onundur. Hamd ona mahsustur. O, herşeye kadirdir. Ey Allah’ım, senin verdiğine mani olacak yoktur. Vermediğini verebilecek te yoktur. Kimsenin varlığı, sen dilemedikçe kendisine fayda vermez. Buhari, K. el-İ'tisam bab: 3, K. el-Kıuler, bab: 12 K. el-Da'vûl, bab: 18/Milslim, K. es-Sa-lah, bab: 194, 205, 206, Hadis No: 471, 477, 478.

18

O, kulların üstünde kahredici güce sahiptir. Ve o, hüküm ve hikmet sahibidir. Herşeyden haberdardır.

Allah, zalim ve Tağutlan kahreden, kullan üzerinde mutlak ezici bir güce sahib olan, bütün işlerinde hikmet sahibi olan ve herşeyden haberdar olandır.

 

 

 

 

Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Aynı Pencere

Geri

 

(T :  M : 922  H : 310)

 

TABERİ TEFSÎR-İ - (TÜRKÇE)

 

-

 

İleri

Sayfayı Büyüterek Aynı Pencerede Aç