Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Yeni Pencere

Geri

 

SAYFA :

81

 

004 - NİSÂ' SÛRESİ

 

CÜZ :

5

 

İleri

Sayfayı Yeni Pencerede Aç

 

 

 

 

 

 

 

 

 

24

Bir de harb esiri olarak ellerinizde milk bulunanlar müstesna olmak üzere evli kadınlar, işte bütün bunlar size Allah yazısı olarak haram; Bunların maadası ise sifahdan kaçınarak namuslu yaşamak üzere mallarınızla isteyesiniz diye size halâl kılındı, o halde hangilerinden nikâh ile müstefid oldunuzsa mehirlerini kendilerine verin ki, farzdır, o mehri kesişdikten sonra aranızda rızalaştığınızda da size bir cünha yoktur, her halde allah alîm, hakîm bulunuyor

(........) milki yemininiz olan: harbde esir olub elinizde milk olmuş bulunan cariyeler müstesna olmak üzere bütün muhsaneler, ya'ni evli hur kadınlar da hepsi size haram kılındı.» -Bununla (........) dan buraya kadar icmalen on beş, tafsılen yirmi yirmi bir nevi' kadın tahrim edilmiş oldu. Demek ki, gerek müslimanların, gerek zimmîlerin ve gerek harbîlerin tahti nikâhında bulunan ve hur olan bütün kadınların da umumiyyetle nikâhları haramdır. Ancak harbde esir olub hurriyyetlerini zayi' etmiş bulunan cariyelerin nikâhı umumiyyetle haram değildir.

Buradaki (........) kıraeti aşerenin hepsinde (........) dın fethiyle, bundan maadasında ise gerek (........) ve gerek (........) kisaî kıraetinde (........) dın kesrile, mütabaki kıraetlerde yine fethile okunur. Biri ıhsandan ismi mef'ul, biri de ismi fail sıgasıdır

Ihsan, lûgatte menaat ve muhkemlik demek olan hasanetten muştak olub bir mevkıi kal'a gibi müstahkem yapmak ve kocası karısını na mahremden hıfz-ü sıyanet eylemek ma'nalarına müteaddi, ırzını muhafaza edib ıffetli olmak veya evlenmek manalarına lâzım olur. Kur'nada da tezevvüc veya hurriyyet veya islâm veya ıffet dört ma'na ile alâkadar olub yerine göre münasibine masruf olur. Binanealeyh burada muhsanat evli ya'ni zatüzzevc ve (........) istisnası karinesile de hurrolan kadınlar demek olduğu aşikârdır. (........) yemin, esasen sağ el ma'nasına olduğundan milki yemininiz demek ellerinizle meşru' surette bihakkın kazandığınız milkleriniz demektir ki, en ziyade köle hakkın kazandığınız milkleriniz demektir ki, en ziyade köle ve cairyelerde isti'mal olunur. Burada mevzuıbahs kadınlar olduğu için bundan murad bihakkın malik olduğunuz cariyeler demek olduğu da zâhirdir. Bunlar kadınlardan istisna edilince geride ancak hurrolanlar kalır. Ve sureti umumiyyede tahrim olunan muhsanatın da hurrolan zatüzzevc kadınlar demek olduğu anlaşılır. Demek olur ki, hurrolmıyan kadınlar izdivac etmiş de bulunsalar hurreler gibi sureti umumiyyede haram değildirler. Bunlar ahkâmı mahsusaya tabi'dirler. Bunların haram olanları bulunabileceği gibi halâl olanları da bulunabilecektir. Zira dârı harbdeki zevciyyetin ilk esaret sırasında hukmü mürtefi' olabilir de maliklerine halâl olacağı gibi bir man'â anlaşılmamalıdır.

Ya'ni istisna, mutlak hurmetten değil, umum hurmetten ıhracdır. Şumuli nefiy tarikile cariyelerin hıllini ta'mim için değil, nefyi şümul tarikile tahrimin şumuli küllîsini nefy içindir. Diğer cihetten bu istisna bundan sonraki ikinci âyette beyan olunacak ma'naya bir nevi' işareti de haizdir.

(........) -tâ yukarıdaki (........) hükmüne merbuttur.

Ya'ni berveçhi bâlâ zikrolunan kadınların tahrimi üzerinize sureti kat'iyyede yazılmış bir Allah yazısıdır. Bunların hurmeti nikâhı beşerî, bir hattı hümayun değil, bir hattı İlâhî muktezasıdır. Nikâh rabıta ve muamelesinin zatî olan bir takım levazımı içtimaiyye-vü hukukıyye ve ahlâkıyyesi vardır. Bu suretle işbu hurmeti neseb, hurmeti rahım, hurmeti rada', hurmeti sıhriyyet, hurmeti ıhsan nikâhın ve aile teşkilinin muktezai mahiyyeti ve vaz'ı İlâhî ile çizilmiş hudud ve hukukı esasiyyesidir. Bunlar tahrim edildi (........) ve bunların maadası kadınlar size halâl kılındı ki, (........) siz erkekler muhsın ve gayri müsafıh olarak -yani ıffetinizi muhafaza ederek ve sifahtan sakınarak- mehir veya semen olacak mallarınızla nikâhlarını veya milkiyyetlerini taleb edesiniz.» - Muhsın olmak ıffetini muhafaza etmektir ki, ıhsan veya tahsıni nefis dahi denilir. Müsafeha, «sefh» ten müfaaledir. Sefh; esasen kan ve su makulesi mayiatı döküb akıtmak demek olduğundan müsafeha veya sifah, sırf suyunu boşlatmak, yani tarafeyn hars-ü tenasül maksadında bulunmayıb mücerred su akıtarak kazayi şehvet etmek mefhumunu ifade eder. Ve bunun için zinaya sifah denilir. Demek olur ki, berveçhi balâ kadınların halâl kılınmasından maksadı aslî, yani nikâhın ve istifşarın hikmeti meşruiyyeti tahsıni nefis ve hars-ü tenasüldür. Kazayi şehvet buna müteferri'dir. Yoksa mücerred kazayi şehvet maksadiyle nikâh veya temellük caiz değildir. Bu maksad da ya hafi veya aşikâr olur. Hafi olur, yani yalnız kalbde kalırsa akli nikâh zahiren sahih olsa da diyaneten halâl olmaz. Fakat zahir de mübhem olursa, meselâ akdin mücerred istimta' kasdiyle olduğu tasrih edilir veya bir müddeti muvakkate ile tevkıt olunursa bu surette nikâh hem diyanetten hem kazaen fasid olur. Binaenaleyh (........) kaydinden temamen anlarız ki, nikâhı müt'a, tabiri âherle metres tutmak halâl değildir, bir sifahtır. Erkekle kadın beynindeki alâkai fıtriyyenin hikmeti hılkati abı revânı hayatın, akîm bir zevki mücerred için itlafı değil (........) hükmünün tecellisidir. (........) dür (........) değildir. (........), daha esasında (........) âyetinden anlaşıldığı üzere insanların nefislerinde ve ırzlarında aslolan ibaha değil, hurmettir. Ve bunun için burada da evvelâ muharremat ta'dad edilmiş, ba'dehü müsafehadan ictinab ve ıhsan gayesi üzerine ve emval mukabilinde talebi nikâha müsaade olunarak hıl beyan olunmuştur. Velhasıl nikâh, sifahın zıddıdır. Sifah batıl ve gayri meşru'dur, gayei hılkati tahvile çalışmaktan başka bir şey değildir. Nikâh, hüsni niyyetle ve gayri muvakkat olmak üzere akdedilmek lâzımdır. Bir de (.......) kaydi şunu gösteriyor ki, mehir nikâhın levazımındandır. Nikâh denildimi mukabilinde bir mal söylenmemiş olsa bile behemehal bir mehirden hali olmıyacaktır. Binaenaleyh bu şeraıt altında (........) halâl kadınlardan her hangi birisiyle istimta' ve intifa ederseniz (........) onların ecirlerini, yani bedeli budu'ları olan mehirlerini bir fariza olarak veriniz. Duhul ile temamı mehir borc olur.»- Sûre-i Bakarede kabledduhul talâk vukuunda ise (........) buyurulmuş idi. Maamafih (........) mehir farz-ü takdir olunub tesmiye edildikten sonra her ikinizin bitterazı yaptığınız tenzil veya ibrada günah yoktur. Netekim balâda (........)

buyurulmuştu. (........) Şüphe yok ki, bunları böyle emreden Allah bir alîm, hakîm bulunuyor. Şimdi bilhassa cariyelerin nikâhına gelelim:

(........)

25

İçinizden her kim hurrolan mü'min kadınları nikâh edecek genişliğe güç yetiremiyorsa ona da ellerinizin altındaki mü'min cariyelerinizden var, Allah kadrinizi iymanınızla bilir, mü'minler Hep biribirinizden sayılırsınız, onun için fuhuşta bulunmayarak, gizli dost da edinmiyerek namuslu yaşadıkları haled onları sahiblerinin izniyle nikâh ediniz ve mehirlerini güzellikle kendilerine veriniz, eğer evlendikten sonra bir fuhş irtikâb ederlerse o vakıt üzerlerine hur kadınlar üzerine terettüb edecek cezanın yarısı lâzım gelir, şu suret günaha girmek korkusu olanlarınız içindir, yoksa sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır, bununla beraber Alalh gafurdur, rahîmdir

(........) -burada muhsanat, milki yemin mukabili olduğundan hur kadınlar ma'nasınadır.-

Ya'ni içinizden her kim hurre ve mü'mine olan kadınları nikâh edecek fazla bir istitaatı maliyyeyi haiz değil ise (........) genç ve mü'mine cariyelerinizden nikâh etsin. -Hurre bir zevcesi yoksa veya hurre almağa ıktidarı malîsi müsait değil ise nikâh ile cariyei mü'mine alsın. Zira bunun masrafı azdır. Lâkin her halde mü'mineyi tercih etsin. Mü'mine ve cariye nikâhını alel'ıtlak bir zül addetmesin çünkü (........) Allah iymanınıza a'lemdir (........) siz biri birinizden: mü'minlerin hurrolanlarile olmıyanlarınız bir dinden, bir cinstensinizdir- Hüsni niyyetle onları tezevvüc etmek indel'icab bir erekk için zül değildir. Zina tehlükesi daha büyük bir züldür. Şu kadar ki, bunları hurre olan kadınlara tercih etmek ve hurrelerin hukukuna tecavüzdür. Bunun için tahtı nikâhında hurrei mü'mine bulunan bir adam onun üzerine cariye tezevvüc etmek asla caiz olmıyacağı gibi bir hurrei mü'mineyi nikâh edebilmek kudretine malik hur bir erkeğin de cariye tezevvüc etmesi mekruh veya haramdır ve o zaman cariye nikâhı bir züldür. İmami Şafiî Hazretleri âyetin mefhumı muhalifini nazarı dikkate alarak buna haram

demiş ise de İmamı a'zam kerahetine kail olmuş, haram olan ancak hurre üzerine cariye nikâhına kalkışmak olduğunu beyan etmiştir. Cariye nikâhının şartı sıhhatine, hukmüne ve gayesine gelince: (........) imdi cariyeleri sahiblerinin iznile nikâh ediniz (........) ve mehirlerini veya nefakalarını kendilerine ma'ruf vechile güzelce veriniz ve bunları (........) evsafile muttasıf olmaları üzere, bu halleri yaşamaları maksadile nikâh ediniz (........) «haden» in cem'idir. İttihazi ahdan gizli dost tutmak demektir. Devri cahiliyyede iki nevi' zina vardı. Birisi umuma karşı açıktan kârhanecilik, diğeri de birini dost tutarak hususî bir surette gizlice zina etmek idi. Ve bunlar alel'ekser cariyelerle yapılırdı. İslâmda bunların ikisi de menolunmuştur. Şayanı dikkattir ki, hurrelere aid olan âyette erkeklerin sifahı, burada da kadınların sifahı tasrih olunarak menedilmiştir. Bu ise büyük bir edeb ve belâğati muhtevidir. Evvel emirde hurr olan kadınların sifaha tenezzül etmiyecekleri ve onlar hakkında sifah ve zinâ ihtimalini tasavvur bile lâyık olmadığını ve böyle bir ihtimal olsa olsa erkekler yüzünden ve erkeklerin ıffetsizliği dolayısile mütesavver olabileceği, cariyelere gelince bunların hasbezzarure sefaleti sifaha düşebilmeleri pek melhuz ve hattâ cahiliyyede âdet olduğu ve maamafih bununda yine erkeklerin ahlâksızlığından neş'et ettiği ve bu sefaleti kaldırmak da erkeklerin elinde bulunduğu, erkekler hüsni niyyetle hareket edib vazifelerini iyfa ettikleri takdirde bunların da bu sefaletten kurtulacağı ve binaenaleyh müslimanların hep bu gayei ıffet ve salâhı ta'kıb etmeleri lüzumu anlatılmıştır.

Binaenaleyh (........) cariyeler tezevvüc ile ıffetleri te'min olunduktan sonra (........) fuhşe sülûk ederler, zina yaparlarsa (........) o vakıt bunlara da hur kadınlara tatbikı vacib olan cezanın yarısı vacib olur. Zira bu şeraıt altında ma'ziretleri kalmaz ve maamafih esaret boyunlarında bulundukça hurreler seviyyesinde de tutulamazlar. Bunun için (........) cariye tezevvücü (........) içinizden galebei şehvetle bozulmak, günaha girmek, zina tehlükesine düşmek korkusu bulunanlar hakkındadır. Yoksa (........) sabretmeniz. (........) hakkınızda daha hayırlıdır.» -İmamı Şafiî Hazretleri buradan ne hurre ne cariye hiç evlenmemeniz daha hayırlıdır, ibadet nikâhtan efdaldır, ma'nâsını anlamış ise de eimmei Hanefiyyenin dediği gibi bunun cariye nikâhı hakkında olduğu zahirdir. Demek ki, mehr-ü infak kudreti bulunanlar için galeyanı şehvet halinde nikâh vacibdir ve böyle bir halde hurrenin mehr-ü infakına kudreti yetişmiyecek olanlara bir cariye olsun tezevvüc etmesi vacib ve bunda mü'mineyi tercih eylemesi de lâakal mendubdur. Çünkü cariyelerin dahi sefaletten kurtulmaları matlûbdur. Buna ise mü'mine hepsinden ziyade lâyıktır. Binaenaleyh vücub da ancak zina korkusu bulunanlar hakkındadır. Bu korku olmadığı takdirde cariye tezevvücü vacib olmak şöyle dursun mendub bile değildir. Zira bunda bir taraftan hurrelerin sukutuna sebebiyyet vermek, diğer taraftan neseb necabetini ve evlâdın ıstıfasını ıhlâl etmek gibi mahzurları da vardır. Bunun için Hazret-i Ömer «cariye tezevvüç eden her hangi bir hur, hurriyyetinin yarısını zayi' etmiş olur» demiştir.

Lâkin bütün bu mahzurlar zina tehlükesine karşı hiçtir. Çünkü zina doğrudan doğru tohumunu itlâf ve sureti umumiyyede gerek erkek ve gerek kadınlar için pis bir zillet ve nev'i beşer için pek büyük sefalettir. Ve insandan başka hayvanat içinde hiç biri dişisini mahza suyunu telef etmek için ta'kıb etmez. İnsanlar elinde mahbus edilen erkek hayvanlar istisna edilirse kediler köpekler bile dahil olmak üzere hiç bir hayvan kösnümiyen dişisine cebren saldırmaz ve fi'lini mahza telkıh için yapar. Hatta develerin dişi sidiğini koklaması telkıhli olub olmadığını farketmek için olduğu ma'ruftur. Hasılı hayvanatın bile muamelei behimiyyesinde sifah mahiyyeti yoktur. Garize ve fıtratleri ta'biri aharle sevkı tabiîleri buna meydan vermez. Bu rezalet, bu sevdayı akamet beşeriyyeti hayvanattan daha süflî bir vaz'iyyete düşüren bir feciadır. Bu felâkete düşmekten ise cariye olsun tezevvüc etmelidir. Maamafih bu korku yoksa sabır daha hayırlıdır. Gerçi bunda da tenasülden mahrumiyyet varsa

Bu beyanattan sonra rahmeti İlâhiyye da (........) dir. Halbuki zinakârlar için azabı elîm vardır. muktezasınca hikmet ve makasıdı teşri'iyeye müteallık olarak buyuruluyor ki, (........)

(........)

(........)

26

Allah sizlere bilmediklerinizi bildirmek ve sizden öndekilerin yollarını göstermek ve salâha rücuunuzu görerek günahlarınızı bağışlamak dileyor, Hem Allah alîmdir hakîmdir

(........) Allah’ın bu teşri'attan muradı size halâl ve harmı farkettirib açıkça anlatmak (........) ve sizi sizden evvelkilerin sünnetlerine ya'ni sülûk edib ni'met-ü saadete irdikleri yollara hidayet ve delâlet etmek (........) ve devri cahiliyyede sizden nazarını, rahmetini çekmiş iken sizi İslâm ile böyle tarikı salâha irca' edib günâhlarınızdan tevbe ettirerek üzerinize rahmet ve in'amını tevali ettirmektir.» -

Ya'ni burada (........) duasına bir cevabı mahsus vardır. Bu beyan olunan hill-ü hurmet ahkâmı büsbütün yeni teşri' olunmuş ve hiç tecribe edilmemiş bir yol değil esasen muktezayı hılkat ve fıtrat olub sizden mukaddem olanların ni'met-ü saadete irmelerine sebeb olmuş mücerreb ve salım yollarıdır. Bundan evvel mütena'ım olan enbiya ve salihînin mes'udiyyetleri bilhassa bu yolda olmuştur. Binaenaleyh burada şerayi'ı salifenin pek güzel bir inkişaf ile takriri vardır. Bundan sapanların üzerinden nazarı İlâhî çekilir ve tekrar bu yola sülûk edenlere de yine nazarı İlâhî avdet eder. Zira (........) dir. İşbu (........) nassı celîli şerayii mütekaddimeden ba'zı ahkâmın takririne delâlet ettiği cihetle İlmi usuldeki (........) kaidesini tansıs etmiş olduğunda şüphe yoktur. Ve yine şübhe yok ki, burada bu takrir berveçhi balâ vahiy ve beyanı ilâhî ile olmuştur. Bununla beraber biz şunda da iştiba etmiyoruz ki, burada vahyile takrirden başka alel'husus devri nübüvvetten sonrası için istinbatı ıleli ahkâmda tecribenin de bir ehemmiyyeti azîmesi bulunduğuna işareti mahsusa vardır. Her halde içtihadatı teşri'iyyede yalnız delâleti elfaz ile iktifa edilmeyib tecribe ile hayatın cereyanı haricî ve hikemîsi dahi nazarı i'tibarda tutulmak lâzım gelecektir. (........) emrinde bu nokta pek mühim bir mevkı' işgal etmiştir. Şu şart ile ki, her hususta olduğu gibi bunda da şehvetten ve teşehhiden iyice ihtiraz etmek ve hadisata kasdı şehvetle bakmamak bir şart olduğu da şimdi anlaşılacaktır (........) dir. Teşri' bir eseri irade olmakla beraber teşri'ı İlâhî ibn-ü hikmetle müterafıktır. Rahmaniyyete İlâhiyye esbaba mütekaddim ise de rahimiyyeti İlâhiye, nizamı esbab üzerine cereyan eder

 

 

 

 

Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Aynı Pencere

Geri

 

(Ö :  M :1942  H :1361)

 

ELMALILI - ORİJİNAL - (TÜRKÇE)

 

HANEFî

 

İleri

Sayfayı Büyüterek Aynı Pencerede Aç