24
Bir de harb esiri olarak ellerinizde milk
bulunanlar müstesna olmak üzere evli kadınlar, işte bütün bunlar size Allah
yazısı olarak haram; Bunların maadası ise sifahdan kaçınarak namuslu yaşamak
üzere mallarınızla isteyesiniz diye size halâl kılındı, o halde hangilerinden
nikâh ile müstefid oldunuzsa mehirlerini kendilerine verin ki, farzdır, o mehri
kesişdikten sonra aranızda rızalaştığınızda da size bir cünha yoktur, her halde
allah alîm, hakîm bulunuyor
(........)
milki yemininiz olan: harbde esir olub elinizde milk olmuş bulunan cariyeler
müstesna olmak üzere bütün muhsaneler, ya'ni
evli hur kadınlar da hepsi size haram kılındı.» -Bununla
(........) dan buraya kadar icmalen on beş,
tafsılen yirmi yirmi bir nevi' kadın tahrim edilmiş oldu. Demek ki, gerek
müslimanların, gerek zimmîlerin ve gerek harbîlerin tahti nikâhında bulunan ve
hur olan bütün kadınların da umumiyyetle nikâhları haramdır. Ancak harbde esir
olub hurriyyetlerini zayi' etmiş bulunan cariyelerin nikâhı umumiyyetle haram
değildir.
Buradaki
(........) kıraeti aşerenin hepsinde (........)
dın fethiyle, bundan maadasında ise gerek (........)
ve gerek (........) kisaî kıraetinde
(........) dın kesrile, mütabaki kıraetlerde
yine fethile okunur. Biri ıhsandan ismi mef'ul, biri de ismi fail sıgasıdır
Ihsan, lûgatte menaat ve muhkemlik demek
olan hasanetten muştak olub bir mevkıi kal'a gibi müstahkem yapmak ve kocası
karısını na mahremden hıfz-ü sıyanet eylemek ma'nalarına müteaddi, ırzını
muhafaza edib ıffetli olmak veya evlenmek manalarına lâzım olur. Kur'nada da
tezevvüc veya hurriyyet veya islâm veya ıffet dört ma'na ile alâkadar olub
yerine göre münasibine masruf olur. Binanealeyh burada muhsanat evli
ya'ni zatüzzevc ve
(........) istisnası karinesile de hurrolan kadınlar demek olduğu
aşikârdır. (........) yemin, esasen sağ el
ma'nasına olduğundan milki yemininiz demek ellerinizle meşru' surette bihakkın
kazandığınız milkleriniz demektir ki, en ziyade köle hakkın kazandığınız
milkleriniz demektir ki, en ziyade köle ve cairyelerde isti'mal olunur. Burada
mevzuıbahs kadınlar olduğu için bundan murad bihakkın malik olduğunuz cariyeler
demek olduğu da zâhirdir. Bunlar kadınlardan istisna edilince geride ancak
hurrolanlar kalır. Ve sureti umumiyyede tahrim olunan muhsanatın da hurrolan
zatüzzevc kadınlar demek olduğu anlaşılır. Demek olur ki, hurrolmıyan kadınlar
izdivac etmiş de bulunsalar hurreler gibi sureti umumiyyede haram değildirler.
Bunlar ahkâmı mahsusaya tabi'dirler. Bunların haram olanları bulunabileceği gibi
halâl olanları da bulunabilecektir. Zira dârı harbdeki zevciyyetin ilk esaret
sırasında hukmü mürtefi' olabilir de maliklerine halâl olacağı gibi bir man'â
anlaşılmamalıdır.
Ya'ni
istisna, mutlak hurmetten değil, umum hurmetten ıhracdır. Şumuli nefiy tarikile
cariyelerin hıllini ta'mim için değil, nefyi şümul tarikile tahrimin şumuli
küllîsini nefy içindir. Diğer cihetten bu istisna bundan sonraki ikinci âyette
beyan olunacak ma'naya bir nevi' işareti de haizdir.
(........)
-tâ yukarıdaki (........) hükmüne merbuttur.
Ya'ni
berveçhi bâlâ zikrolunan kadınların tahrimi üzerinize sureti kat'iyyede yazılmış
bir Allah yazısıdır. Bunların hurmeti nikâhı beşerî, bir hattı hümayun değil,
bir hattı İlâhî muktezasıdır. Nikâh rabıta ve muamelesinin zatî olan bir takım
levazımı içtimaiyye-vü hukukıyye ve ahlâkıyyesi vardır. Bu suretle işbu hurmeti
neseb, hurmeti rahım, hurmeti rada', hurmeti sıhriyyet, hurmeti ıhsan nikâhın ve
aile teşkilinin muktezai mahiyyeti ve vaz'ı İlâhî ile çizilmiş hudud ve hukukı
esasiyyesidir. Bunlar tahrim edildi (........)
ve bunların maadası kadınlar size halâl kılındı ki,
(........) siz erkekler muhsın ve gayri müsafıh olarak -yani ıffetinizi
muhafaza ederek ve sifahtan sakınarak- mehir veya semen olacak mallarınızla
nikâhlarını veya milkiyyetlerini taleb edesiniz.» - Muhsın olmak ıffetini
muhafaza etmektir ki, ıhsan veya tahsıni nefis dahi denilir. Müsafeha, «sefh»
ten müfaaledir. Sefh; esasen kan ve su makulesi mayiatı döküb akıtmak demek
olduğundan müsafeha veya sifah, sırf suyunu boşlatmak, yani tarafeyn hars-ü
tenasül maksadında bulunmayıb mücerred su akıtarak kazayi şehvet etmek mefhumunu
ifade eder. Ve bunun için zinaya sifah denilir. Demek olur ki, berveçhi balâ
kadınların halâl kılınmasından maksadı aslî, yani nikâhın ve istifşarın hikmeti
meşruiyyeti tahsıni nefis ve hars-ü tenasüldür. Kazayi şehvet buna
müteferri'dir. Yoksa mücerred kazayi şehvet maksadiyle nikâh veya temellük caiz
değildir. Bu maksad da ya hafi veya aşikâr olur. Hafi olur, yani yalnız kalbde
kalırsa akli nikâh zahiren sahih olsa da diyaneten halâl olmaz. Fakat zahir de
mübhem olursa, meselâ akdin mücerred istimta' kasdiyle olduğu tasrih edilir veya
bir müddeti muvakkate ile tevkıt olunursa bu surette nikâh hem diyanetten hem
kazaen fasid olur. Binaenaleyh (........)
kaydinden temamen anlarız ki, nikâhı müt'a, tabiri âherle metres tutmak halâl
değildir, bir sifahtır. Erkekle kadın beynindeki alâkai fıtriyyenin hikmeti
hılkati abı revânı hayatın, akîm bir zevki mücerred için itlafı değil
(........) hükmünün tecellisidir.
(........) dür
(........) değildir. (........), daha
esasında (........) âyetinden anlaşıldığı üzere
insanların nefislerinde ve ırzlarında aslolan ibaha değil, hurmettir. Ve bunun
için burada da evvelâ muharremat ta'dad
edilmiş, ba'dehü müsafehadan ictinab ve ıhsan gayesi üzerine ve emval
mukabilinde talebi nikâha müsaade olunarak hıl beyan olunmuştur. Velhasıl nikâh,
sifahın zıddıdır. Sifah batıl ve gayri meşru'dur, gayei hılkati tahvile
çalışmaktan başka bir şey değildir. Nikâh, hüsni niyyetle ve gayri muvakkat
olmak üzere akdedilmek lâzımdır. Bir de (.......)
kaydi şunu gösteriyor ki, mehir nikâhın levazımındandır. Nikâh denildimi
mukabilinde bir mal söylenmemiş olsa bile behemehal bir mehirden hali
olmıyacaktır. Binaenaleyh bu şeraıt altında (........)
halâl kadınlardan her hangi birisiyle istimta' ve intifa ederseniz
(........) onların ecirlerini, yani bedeli
budu'ları olan mehirlerini bir fariza olarak veriniz. Duhul ile temamı mehir
borc olur.»- Sûre-i Bakarede kabledduhul talâk vukuunda ise
(........) buyurulmuş idi. Maamafih
(........) mehir farz-ü takdir olunub tesmiye
edildikten sonra her ikinizin bitterazı yaptığınız tenzil veya ibrada günah
yoktur. Netekim balâda (........)
buyurulmuştu.
(........) Şüphe yok ki, bunları böyle emreden Allah bir alîm, hakîm
bulunuyor. Şimdi bilhassa cariyelerin nikâhına gelelim:
(........)
25
İçinizden her kim hurrolan mü'min kadınları
nikâh edecek genişliğe güç yetiremiyorsa ona da ellerinizin altındaki mü'min
cariyelerinizden var, Allah kadrinizi iymanınızla bilir, mü'minler Hep
biribirinizden sayılırsınız, onun için fuhuşta bulunmayarak, gizli dost da
edinmiyerek namuslu yaşadıkları haled onları sahiblerinin izniyle nikâh ediniz
ve mehirlerini güzellikle kendilerine veriniz, eğer evlendikten sonra bir fuhş
irtikâb ederlerse o vakıt üzerlerine hur kadınlar üzerine terettüb edecek
cezanın yarısı lâzım gelir, şu suret günaha girmek korkusu olanlarınız içindir,
yoksa sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır, bununla beraber Alalh gafurdur,
rahîmdir
(........)
-burada muhsanat, milki yemin mukabili olduğundan hur kadınlar ma'nasınadır.-
Ya'ni
içinizden her kim hurre ve mü'mine olan kadınları nikâh edecek fazla bir
istitaatı maliyyeyi haiz değil ise (........)
genç ve mü'mine cariyelerinizden nikâh etsin. -Hurre bir zevcesi yoksa veya
hurre almağa ıktidarı malîsi müsait değil ise nikâh ile cariyei mü'mine alsın.
Zira bunun masrafı azdır. Lâkin her halde mü'mineyi tercih etsin. Mü'mine ve
cariye nikâhını alel'ıtlak bir zül addetmesin çünkü
(........) Allah iymanınıza a'lemdir (........)
siz biri birinizden: mü'minlerin hurrolanlarile olmıyanlarınız bir dinden, bir
cinstensinizdir- Hüsni niyyetle onları tezevvüc etmek indel'icab bir erekk için
zül değildir. Zina tehlükesi daha büyük bir züldür. Şu kadar ki, bunları hurre
olan kadınlara tercih etmek ve hurrelerin hukukuna tecavüzdür. Bunun için tahtı
nikâhında hurrei mü'mine bulunan bir adam onun üzerine cariye tezevvüc etmek
asla caiz olmıyacağı gibi bir hurrei mü'mineyi nikâh edebilmek kudretine malik
hur bir erkeğin de cariye tezevvüc etmesi mekruh veya haramdır ve o zaman cariye
nikâhı bir züldür. İmami Şafiî Hazretleri
âyetin mefhumı muhalifini nazarı dikkate alarak buna haram
demiş ise de
İmamı a'zam kerahetine kail olmuş, haram olan ancak hurre üzerine cariye
nikâhına kalkışmak olduğunu beyan etmiştir. Cariye nikâhının şartı sıhhatine,
hukmüne ve gayesine gelince: (........) imdi
cariyeleri sahiblerinin iznile nikâh ediniz (........)
ve mehirlerini veya nefakalarını kendilerine ma'ruf vechile güzelce veriniz ve
bunları (........) evsafile muttasıf olmaları
üzere, bu halleri yaşamaları maksadile nikâh ediniz
(........) «haden» in cem'idir. İttihazi ahdan gizli dost tutmak
demektir. Devri cahiliyyede iki nevi' zina vardı.
Birisi umuma karşı açıktan kârhanecilik, diğeri de birini dost tutarak
hususî bir surette gizlice zina etmek idi. Ve bunlar alel'ekser cariyelerle
yapılırdı. İslâmda bunların ikisi de menolunmuştur. Şayanı dikkattir ki,
hurrelere aid olan âyette erkeklerin sifahı, burada da kadınların sifahı tasrih
olunarak menedilmiştir. Bu ise büyük bir edeb ve belâğati muhtevidir. Evvel
emirde hurr olan kadınların sifaha tenezzül etmiyecekleri ve onlar hakkında
sifah ve zinâ ihtimalini tasavvur bile lâyık olmadığını ve böyle bir ihtimal
olsa olsa erkekler yüzünden ve erkeklerin ıffetsizliği dolayısile mütesavver
olabileceği, cariyelere gelince bunların hasbezzarure sefaleti sifaha
düşebilmeleri pek melhuz ve hattâ cahiliyyede âdet olduğu ve maamafih bununda
yine erkeklerin ahlâksızlığından neş'et ettiği ve bu sefaleti kaldırmak da
erkeklerin elinde bulunduğu, erkekler hüsni niyyetle hareket edib vazifelerini
iyfa ettikleri takdirde bunların da bu sefaletten kurtulacağı ve binaenaleyh
müslimanların hep bu gayei ıffet ve salâhı ta'kıb etmeleri lüzumu anlatılmıştır.
Binaenaleyh
(........) cariyeler tezevvüc ile ıffetleri te'min olunduktan sonra
(........) fuhşe sülûk ederler, zina yaparlarsa
(........) o vakıt bunlara da hur kadınlara
tatbikı vacib olan cezanın yarısı vacib olur. Zira bu şeraıt altında
ma'ziretleri kalmaz ve maamafih esaret boyunlarında bulundukça hurreler
seviyyesinde de tutulamazlar. Bunun için (........)
cariye tezevvücü (........) içinizden galebei
şehvetle bozulmak, günaha girmek, zina tehlükesine düşmek korkusu bulunanlar
hakkındadır. Yoksa (........) sabretmeniz.
(........) hakkınızda daha hayırlıdır.» -İmamı
Şafiî Hazretleri buradan ne hurre ne cariye
hiç evlenmemeniz daha hayırlıdır, ibadet nikâhtan efdaldır, ma'nâsını anlamış
ise de eimmei Hanefiyyenin dediği gibi bunun
cariye nikâhı hakkında olduğu zahirdir. Demek ki, mehr-ü infak kudreti
bulunanlar için galeyanı şehvet halinde nikâh vacibdir ve böyle bir halde
hurrenin mehr-ü infakına kudreti yetişmiyecek olanlara bir cariye olsun tezevvüc
etmesi vacib ve bunda mü'mineyi tercih eylemesi de lâakal mendubdur. Çünkü
cariyelerin dahi sefaletten kurtulmaları matlûbdur. Buna ise mü'mine hepsinden
ziyade lâyıktır. Binaenaleyh vücub da ancak zina korkusu bulunanlar hakkındadır.
Bu korku olmadığı takdirde cariye tezevvücü vacib olmak şöyle dursun mendub bile
değildir. Zira bunda bir taraftan hurrelerin sukutuna sebebiyyet vermek, diğer
taraftan neseb necabetini ve evlâdın ıstıfasını ıhlâl etmek gibi mahzurları da
vardır. Bunun için Hazret-i Ömer «cariye tezevvüç eden her hangi bir hur,
hurriyyetinin yarısını zayi' etmiş olur» demiştir.
Lâkin bütün bu mahzurlar zina tehlükesine
karşı hiçtir. Çünkü zina doğrudan doğru tohumunu itlâf ve sureti umumiyyede
gerek erkek ve gerek kadınlar için pis bir zillet ve nev'i beşer için pek büyük
sefalettir. Ve insandan başka hayvanat içinde hiç biri dişisini mahza suyunu
telef etmek için ta'kıb etmez. İnsanlar elinde mahbus edilen erkek hayvanlar
istisna edilirse kediler köpekler bile dahil olmak üzere hiç bir hayvan
kösnümiyen dişisine cebren saldırmaz ve fi'lini mahza telkıh için yapar. Hatta
develerin dişi sidiğini koklaması telkıhli olub olmadığını farketmek için olduğu
ma'ruftur. Hasılı hayvanatın bile muamelei behimiyyesinde sifah mahiyyeti
yoktur. Garize ve fıtratleri ta'biri aharle sevkı tabiîleri buna meydan vermez.
Bu rezalet, bu sevdayı akamet beşeriyyeti hayvanattan daha süflî bir vaz'iyyete
düşüren bir feciadır. Bu felâkete düşmekten ise cariye olsun tezevvüc etmelidir.
Maamafih bu korku yoksa sabır daha hayırlıdır. Gerçi bunda da tenasülden
mahrumiyyet varsa
Bu beyanattan sonra rahmeti İlâhiyye da
(........) dir. Halbuki zinakârlar için azabı
elîm vardır. muktezasınca hikmet ve makasıdı teşri'iyeye müteallık olarak
buyuruluyor ki, (........)
(........)
(........)
26
Allah sizlere bilmediklerinizi bildirmek ve
sizden öndekilerin yollarını göstermek ve salâha rücuunuzu görerek günahlarınızı
bağışlamak dileyor, Hem Allah alîmdir hakîmdir
(........)
Allah’ın bu teşri'attan muradı size halâl ve harmı farkettirib açıkça anlatmak
(........) ve sizi sizden evvelkilerin
sünnetlerine ya'ni sülûk edib ni'met-ü saadete
irdikleri yollara hidayet ve delâlet etmek (........)
ve devri cahiliyyede sizden nazarını, rahmetini çekmiş iken sizi İslâm ile böyle
tarikı salâha irca' edib günâhlarınızdan tevbe ettirerek üzerinize rahmet ve
in'amını tevali ettirmektir.» -
Ya'ni
burada (........) duasına bir cevabı mahsus
vardır. Bu beyan olunan hill-ü hurmet ahkâmı büsbütün yeni teşri' olunmuş ve hiç
tecribe edilmemiş bir yol değil esasen muktezayı hılkat ve fıtrat olub sizden
mukaddem olanların ni'met-ü saadete irmelerine sebeb olmuş mücerreb ve salım
yollarıdır. Bundan evvel mütena'ım olan enbiya ve salihînin mes'udiyyetleri
bilhassa bu yolda olmuştur. Binaenaleyh burada şerayi'ı salifenin pek güzel bir
inkişaf ile takriri vardır. Bundan sapanların üzerinden nazarı İlâhî çekilir ve
tekrar bu yola sülûk edenlere de yine nazarı İlâhî avdet eder. Zira
(........) dir. İşbu
(........) nassı celîli şerayii mütekaddimeden ba'zı ahkâmın takririne
delâlet ettiği cihetle İlmi usuldeki (........)
kaidesini tansıs etmiş olduğunda şüphe yoktur. Ve yine şübhe yok ki, burada bu
takrir berveçhi balâ vahiy ve beyanı ilâhî ile olmuştur. Bununla beraber biz
şunda da iştiba etmiyoruz ki, burada vahyile takrirden başka alel'husus devri
nübüvvetten sonrası için istinbatı ıleli ahkâmda tecribenin de bir ehemmiyyeti
azîmesi bulunduğuna işareti mahsusa vardır. Her halde içtihadatı teşri'iyyede
yalnız delâleti elfaz ile iktifa edilmeyib tecribe ile hayatın cereyanı haricî
ve hikemîsi dahi nazarı i'tibarda tutulmak lâzım gelecektir.
(........) emrinde bu nokta pek mühim bir
mevkı' işgal etmiştir. Şu şart ile ki, her hususta olduğu gibi bunda da
şehvetten ve teşehhiden iyice ihtiraz etmek ve hadisata kasdı şehvetle bakmamak
bir şart olduğu da şimdi anlaşılacaktır (........)
dir. Teşri' bir eseri irade olmakla beraber teşri'ı İlâhî ibn-ü hikmetle
müterafıktır. Rahmaniyyete İlâhiyye esbaba mütekaddim ise de rahimiyyeti
İlâhiye, nizamı esbab üzerine cereyan eder
|