Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Yeni Pencere

Geri

 

SAYFA :

75

 

003 - ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ

 

CÜZ :

4

 

İleri

Sayfayı Yeni Pencerede Aç

 

 

 

 

 

 

 

 

 

195

Rableri de onlara şöyle icabet etti (dualarını kabul buyurdu): "Şüphesiz ben, sizden erkek olsun veyahut kadın olsun - ki, hep birbirinizdensiniz - amel edenin amelini zayi etmem. Onlar ki, hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, benim yolumda eziyete uğradılar, savaştılar ve öldürüldüler, ben de mutlaka onların kötülüklerini örteceğim ve Allah katından bir sevap olarak onları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. Sevabın güzeli Allah katındadır.

"Festecabe lehüm rabbühüm": Rivayete göre Ümmü Seleme:

"Ya Resûlallah, hicret hakkında kadınlarla ilgili bir şey işitmiyorum?” dedi; bunun üzerine bu âyet indi. 20

20 - Hakim, Müstedrek, 2/300. Buhârî'nln şartına göre sahihtir, onu kitaplarına almamışlardır, demiştir.

İstecabe: Ecabe manasınadır, mana da: Onlar şöyle dedi şeklindedir: Şüphesiz ben içinizden erkek olsun veyahut kadın olsun hiçbir amel edenin amelini zayi etmem.

"Birbirinizdensiniz"in manası hakkında da üç görüş vardır:

Birincisi: Dinde, yardımda ve dostlukta birbirinizdensiniz.

İkincisi: Hepiniz sevapta birsiniz, çünkü erkekler kadınlardan, kadınlar da erkeklerdendir.

Üçüncüsü: Hepiniz Âdem ile Havva’dansınız.

"Hicret edenler": Yani vatanlarını, ailelerini ve aşiretlerini terk edenler.

"Yurtlarından çıkarılanlar": Yani Mekke’den müşriklerin eziyeti üzerine çıkarılıp da hicret edenler.

"Katelû": Yani müşriklerle savaşanlar ve

"kutilû":

İbn Kesir ile İbn Âmir: Katelu ve tenin şeddesiyle kuttilu okumuşlar; Nâfi, Ebû Amr ve Âsım ise, şeddesiz olarak: Ve katelu ve kutilu, okumuşlar; Hamze ile

Kisâi de: Ve kutilu ve katelu, okumuşlardır.

Ebû Ali: Kuttiluyu takdim etmek câizdir. Çünkü vav ile atfedilenin, lafzan sonra olsa da mana bakımından önce olması câizdir, demiştir.

"Sevaben min indillah":

Zeccâc şöyle demiştir: Bu, makablini tekit eden mastardır, çünkü

Mana şöyledir: Ben onları sevaplandırmak için cennetlere koyacağım.

196

Kâfirlerin ülkede dolaşmaları seni aldatmasın.

"Kâfirlerin ülkede dolaşmaları seni aldatmasın": Kimler hakkında indiğinde iki görüş halinde ihtilaf etmişlerdir:

Birincisi: Yahudiler hakkında inmiştir. Sonra bunda da iki görüş vardır: Yahudiler yeryüzünde dolaşır, mal elde ederlerdi; bunun üzerine bu âyet indi, bunu İbn Abbâs, demiştir.

İkincisi: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir Yahudi’den bir miktar arpa ödünç almak istedi, o da rehinsiz vermek istemedi; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de: Eğer bana verse idi ona bedelini mutlaka öderdim; çünkü ben göktede eminim, yerde de eminim, dedi. Bunun üzerine bu âyet indi, bunu da Ebû Süleyman Dımeşki, demiştir.

İkincisi: Arap müşrikleri hakkında inmiştir, onlar bolluk içinde idiler, bazı mü’minler: Fakirlik bizi mahvetti, Allah’ın düşmanlarının ise ne halde olduklarını görüyorsunuz, dediler; bunun üzerine bu âyet indi. Bu, Mukâtil’in görüşüdür. Katâde ise, hitap Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’edir, demiştir. Başkası da: O aldanmazsa da ona hitap etmesi tedip etmek ve uyarmak içindir, demiştir.

"Dolaşmaları” hususunda da üç görüş vardır:

Birincisi: Onların ticaret yapmalarıdır, bunu İbn Abbâs, Ferrâ’, Kuteybe ve Zeccâc, demişlerdir.

İkincisi: Onların gece gündüz dolaşmaları ve nimet içinde yüzmeleridir. Bunu da İkrime ile Mukâtil, demişlerdir.

Üçüncüsü: Onların dolaşmaları günahları dolayısıyla hemen azaba çekilmemeleridir. Bunu da bazı müfessirler, demiştir.

Zeccâc da: O kâr ve kazanç azıcık bir faydadır, demiştir.

İbn Abbâs da: Dünyada az b. menfaattir, demiştir.

Mihâd ise yatak manasınadır.

197

Azıcık bir faydadır. Sonra da barınakları yer cehennemdir. O ne kötü yataktır!

198

Fakat Rablerinden korkanlar için Allah katından bir bağışlanma olarak altlarından ırmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları cennetler vardır. Allah katındaki şey, iyiler için daha hayırlıdır.

"Lâ-kinillezine’ttekav":

Ebû Cafer burada ve Zümer’de şedde ile "lâkinne” okumuştur.

Mukâtil: ittekav, Allah'ı birlediler manasınadır, demiştir.

İbn Abbâs da: "Nüzül” sevaptır, demiştir.

İbn Fâris ise nüzül: Misafire ikram edilen şeydir, nezil de misafirdir, demiştir.

199

Kitap ehlinden öyleleri vardır ki, Allah'a saygı göstererek hem size indirilene hem de kendilerine indirilenlere iman ederler. Allah’ın âyetlerini az bir pahaya satmazlar. İşte onların ecirleri Rableri katındadır. Şüphesiz Allah’ın hesabı çabuktur.

"Kitap ehlinden öyleleri vardır ki, Allah’a iman ederler":

Kimler hakkında indiğinde dört görüş halinde ihtilaf etmişlerdir:

Birincisi: Necaşi hakkında inmiştir, çünkü öldüğü zaman Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem üzerine namaz kıldı. Biri: Şu Hıristiyan dinsizinin üzerine namaz kılıyor, o ise kendi toprağındadır, dedi!? Bu âyet bunun üzerine indi. Bu; Cabir b. Abdullah, İbn Abbâs ve Enes’in görüşleridir.

 Hasen ile Katâde de: Onun ve adamlarının hakkında inmiştir, demişlerdir.

İkincisi: O Yahudi ve Hıristiyan ehli- kitabının mü'minleri hakkında inmiştir. Bu manayı Ebû Salih, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. Mücâhid de böyle demiştir.

Üçüncüsü: Abdullah b. Selam ve arkadaşları hakkında inmiştir: Bunu da İbn Cüreyc, İbn Zeyd ve Mukâtil, demişlerdir.

Dördüncüsü: Necranlı kırk kişi, Habeşli otuz kişi ve Rum sekiz kişi hakkında inmiştir, bunlar İsa dininden idiler; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e iman ettiler. Bunu da Atâ’, demiştir.

"Size indirilene", yani Kur’ân’a;

"kendilerine indirilene", yani kitaplarına iman ederler. Haşi ise hor ve zelil demektir.

"Allah’ın âyetlerini az bir pahaya satmazlar": Yani Yahudi reislerinin yaptığı gibi dünya metaına satmazlar. Hesabın çabukluğunun manası da yukarıda geçmiştir.

200

Ey iman edenler, sabredin, sabır yarışı yapın, nöbet bekleyin ve Allah’tan korkun ki, felah bulasınız.

"Ey iman edenler, sabredin": Ebû Seleme b. Abdurrahman: Namazdan sonra namazı bekleyenler hakkında inmiştir; o gün için nöbet beklenen savaş yoktu, demiştir.

Sabretmeleri gereken şey hakkında da beş görüş vardır:

Birincisi: O belâ ve cihattır, bunu İbn Abbâs, demiştir.

İkincisi: Dindir, bunu da Hasen, Kurazi ve Zeccâc, demişlerdir.

Üçüncüsü: Musibetlerdir, bu da Hasen'den rivayet edilmiştir.

Dördüncüsü: Farzlardır, bunu da Said b. Cübeyr, demiştir.

Beşincisi: Allah’a itâattir, bunu da Katâde, demiştir.

Sabır yarışı yapmaları istenen şey hakkında da iki görüş vardır:

Birincisi: Düşmandır, bunu İbn Abbâs ve cumhûr, demiştir.

İkincisi: Allah’ın onlara ettiği vaattir, bunu da Atâ’ ile el - Kurazi, demişlerdir.

Nöbet beklemeleri emredilen hususta da iki görüş vardır:

Birincisi: Düşmanlarla cihattır, bunu İbn Abbâs, Hasen, Katâde ve diğerleri, demiştir.

İbn Kuteybe de şöyle demiştir: Murabata ve ribat: Onların ve bunların sınırda atlarını bağlamalarıdır, herkes arkadaşı için hazırlık yapar.

İkincisi: O namazdır, onun üzerine kalplerini bağlamaları emredilmiştir, bunu Ebû Seleme b. Abdurrahman, demiştir. Bakara'da "le’alle ile "felah"ın manalarını zikretmiştik.

 

 

 

 

Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Aynı Pencere

Geri

 

(T :  M : 1201  H : 597)

 

EZ-ZÂDU'L-MESÎR TEFSÎRİ - (TÜRKÇE)

 

HANBELÎ

 

İleri

Sayfayı Büyüterek Aynı Pencerede Aç