25 -
DİYET CEZÂLARI VE
KEFFÂRET
Diyet, kâtilin vereceği
para cezâsıdır. Erş ise,
ölümden başka
cinâyetlerin para
cezâsıdır. Şebeh-i amd
ile öldürmenin cezâsı
ağır diyet olup, yüz
devedir. Yirmibeşi iki
yaşına, yirmibeşi üç
yaşına, yirmibeşi dört
yaşına ve yirmibeşi de
beş yaşına basmış dişi
deve olacakdır.
Âlimlerin birkaçı, bin
dînâr altın da
verilebilir dedi. Bir
dînâr, bir miskâl
basılmış altın demekdir.
Hatâ ile öldürenin
diyeti, yine yüz deve
olup, adı geçen
yavrulardan yirmişer ve
yirmi de iki yaşına
basmış erkek devedir.
Yâhud, bin dînâr altın
veyâ onbin dirhem
gümüşdür. İki imâma göre
“rahmetullahi teâlâ
aleyhimâ”, bu üç
çeşidden, yâhud ikiyüz
sığır veyâ ikibin koyun,
yâhud don ve gömlek
[ceket ve pantalon] gibi
iki parça ikiyüz
elbiseden dilediğini
verir.
Bu iki katlin ve hatâya
sebeb olan şeyle
öldürmenin (Keffâret)i,
mü’min olan bir köle
âzâd etmekdir. Bunu
yapamıyan, iki ay
aralıksız oruc tutar.
Burada fakîr doyurmak
keffâreti yokdur.
Öldürülen kadın için
diyet, erkek diyetinin
yarısıdır. Zimmî ve
müste’min diyetleri,
müslimân diyeti gibidir.
İnsanın bir uzvunu veyâ
güzelliğini gideren
cinâyetlerin diyetleri
de yukarıdaki katl
diyetleridir. Burun,
dil, zeker gibi tek olan
a’zâ için tâm diyet
verilir. Akl, rûh,
işitme, tat alma,
koklama, görme, söyleme,
elin çolak kalması,
idrâr tutamaması gibi
duygu veyâ hareketlerden
birinin bozulması için
de tâm diyet verilir.
Göz, kulak, kaş, dudak,
el, kadın memesi ve ayak
gibi çift organların
ikisi için tâm bir
diyet, birisi için yarım
diyet verilir. Kirpik
gibi dört olanın bir
sırası için dörtde bir
diyet, bir el veyâ ayak
parmağı için onda bir
diyet verilir. Bir diş
için de, diyetin yirmide
biri verilir. Saçı,
sakalı, bir dahâ
uzamıyacak şeklde
kazıtmak için bir yıl
sonra tâm diyet lâzım
olur. Bir yıl sonra,
tekrâr uzarsa, zor
kullanarak kesdiren
diyet vermez. Halâl
olmıyan bir işi yapdığı
için cezâlandırılır.
Saç ve sakal için kısâs
olmaz. Kadın dişinin
diyeti, erkeğin
yarısıdır.
Hâmile kadına vurarak
veyâ ilâc ile çocuğunu
düşürenin âkılesi tâm
diyetin yirmide birini
verir. Diri düşüp sonra
ölürse, tâm diyet verir.
Zevcinden iznsiz çocuk
aldıran veyâ ilâcla veyâ
başka sûretle ölü olarak
düşüren kadının âkılesi,
diyetin yirmide birini
ya’nî beşyüz dirhem
gümüşü, kadının zevcine
verir. Zevcin izni ile
düşürürse, birşey lâzım
gelmez.
(Âkıle)
demek, kâtilin cihâd
yapdığı arkadaşları,
yardımcıları demekdir.
Böyle yardımcıları
olmıyan kâtilin âkılesi,
yardımcısı olan kabîlesi
ve sonra akrabâsıdır.
Köylüleri, şehrlileri,
kabîle demekdir. Kâtilin
diyeti bu yardımcılara
taksîm edilir ve üç
senede alınır. Üç
senede, bir kimseden,
dört dirhemden fazla
alınamaz. Kadın ve çocuk
ve deli, âkıleye
katılmaz. Kâfir ile
müslimân birbirine âkıle
olmaz.
Müslimân olan kâtilin
âkılesi ve vârisi yoksa,
diyetini Beyt-ül-mâl
verir. Ya’nî hükûmet
verir. Beyt-ül-mâl da
yoksa, kendi üç senede
öder. Zimmînin âkılesi
yoksa, kendi üç senede
öder. Dâr-ül-harbde
müslimânı öldüren
müslimân, diyetini üç
senede kendi malından
öder. Dâr-ül-harbde
âkıle olmaz. Acemin,
ya’nî arabî olmıyanların
âkılesi olmaz.
Süleymâniyye Kütübhânesi
(Lala İsmâ’îl) kısmında,
[706] sayılı (Ebüssü’ûd
efendi)
“rahmetullahi teâlâ
aleyh” fetvâsında diyor
ki, (Bir evde, dükkânda
ölmüş, asılmış bulunan
kimsenin diyetini,
İmâm-ı a’zama göre mal
sâhibi, imâm-ı Ebû
Yûsüfe göre
“rahmetullahi teâlâ
aleyh” kirâcı öder.
Fetvâ, Ebû Yûsüf kavline
göredir).
Âlimin bir nazarı,
bulunmaz hazînedir,
bir sohbeti, yıllarca,
bitmez kütübhânedir. |