24 -
CİNÂYETLER
KAVED KİMLERE LÂZIMDIR?
-
Kanı harâm olan
kimseleri, Dâr-ül-islâmda,
amden öldürene kaved
lâzım olur. Ya’nî,
kâtil, kısâs olarak
öldürülür. Dâr-ül-islâmda
mü’minin ve zimmînin
kanı harâmdır. Harbînin
ve müste’min kâfirin ve
zinâ eden muhsan
kimsenin ve mürtedin
kanı harâm değildir.
Zimmîyi amden öldüren
mükellef müslimâna kaved
lâzım olur. Zimmînin
malını çalan müslimânın
eli kesilir. Deliyi,
hastayı, çocuğu
öldürene, a’mâyı,
kadını, anasını,
babasını, dedelerini
öldürene kaved lâzım
olur. Çocuğunu, torununu
öldürene kaved lâzım
olmaz. Babanın malından
diyet lâzım olur. Çünki
amd ile katlde âkılenin
diyet vermesi lâzım
değildir. Muhârebede,
iki tarafın askeri
karışdığı zemân, kâfir
sanarak, müslimânı amden
öldürene kaved lâzım
olmaz. Keffâret ve diyet
lâzım olur. Kâfirler
arasındaki müslimânı
hatâ ile öldürene birşey
lâzım gelmez. Yılan
gibi, öldürmesi câiz
olan bir şekle girmiş
cinnîyi öldürmek
câizdir. Beyâz olup düz
giden yılan cindir. Bunu
öldürmeden önce (Çık,
git bi-iznillah) demek
iyi olur.
Kaved ya’nî kâtili
öldürmek, yalnız kılınc
ile veyâ silâh ile
yapılır. Başka dürlü
öldürmek câiz değildir.
Kuyuya atarak, taş ile
ezerek, üzerine hayvân
sürerek, ateşe atarak ve
başka şekllerde öldüren
ta’zîr olunur.
Mahkeme karâr verdikden
sonra, kâtili, maktûlün
velîsi öldürür veyâ
öldürmek için, başkasını
vekîl eder, Velî hâzır
olmadıkca, vekîli
öldüremez. Kâtili,
bunlardan başka bir
kimse öldürse, bu
kimseye kaved lâzım
olur. Hatâ ile öldürse,
âkılesinin diyet vermesi
lâzım olur.
İki velîden biri kâtili
afv etse, ikincisi kısâs
yapsa, afv etdiğini
işitmemiş ise, birşey
lâzım gelmez. İşitmiş
ise, kâtili öldürmesi
harâm olduğunu bilerek
öldürdü ise, bu velîye
kaved lâzım olur. Harâm
olduğunu bilmiyordum
derse, diyetini vermesi
lâzım olur.
Yaralı kimse, beni
filânca yaralamadı dese,
sonra ölse, vârisleri,
filâncaya karşı da’vâ
açamaz.
Yaralı veyâ velîler,
yaralayanı afv etseler,
sonra yaralı ölse, afv
câiz olur.
Birisine zehr verse o da
bilmiyerek içse ve ölse,
zehri verene kısâs ve
diyet lâzım olmaz.
Yalnız, habs ve ta’zîr
olunur. İmâm-ı a’zama
göre “rahmetullahi teâlâ
aleyh”, yaralamıyan
şeyle öldürmek, amden
sayılmaz. Zor ile
içirirse, kaved lâzım
olur denildi. Fetvâ,
kısâs lâzım olmaz,
âkılesi üzerine diyet
lâzım olur şeklindedir.
Kürekle vursa, demir
kısmı yaralayıp öldürse
kaved lâzım olur.
Yaralamadan öldürse veyâ
ağaç kısmı yaralayıp
öldürse şebeh-i amd
olur. Boğazını sıkarak
veyâ suya atarak boğsa,
İmâm-ı a’zama göre şebeh-i
amd olur. Boğmağı âdet
ederse katl edilir.
Mahkemeye düşdükden
sonra tevbesi kabûl
olmaz. Bir odada habs
edip açlıkdan ölse,
birşey lâzım olmaz.
Fetvâ böyledir. İki
imâma göre hepsinde
diyet lâzım olur.
Toprağa gömerek öldürse,
âkılesi üzerine diyet
lâzım olur.
Bir adamı yırtıcı
hayvânın önüne atsa veyâ
yılanların, akreblerin
arasına koysa ve o adam
ölse, kaved ve diyet
lâzım olmaz. Döğer,
ölünciye kadar habs
ederse, diyet de lâzım
olur denildi. Çocuğa
bunları yapsa veyâ
güneşe, soğuğa bıraksa,
âkılesi üzerine diyet
lâzım olur.
Ölüm hâlinde olanı
öldürene kaved lâzım
olur.
Müslimânlara ve
zimmîlere kılınc çeken
kimsenin katli vâcib
olur. Bunu öldürene
birşey lâzım gelmez.
Kılıncı kınına sokdukdan
sonra öldürülmez.
Bir kimseye, gece veyâ
gündüz, her nerede
olursa olsun, kılınc,
silâh çekeni veyâ gece
şehrde ve gündüz şehr
dışında sopa ile tehdîd
edeni öldürene de birşey
lâzım gelmez. Deli veyâ
çocuk silâh çekerse,
bunu öldürene diyet
vâcib olur. Saldıran
hayvânı öldüren,
kıymetini verir. Çocuk
ve delinin amd ile
öldürmesi, hatâ kabûl
edilir. Âkılesi veyâ
kendi diyet verir.
Keffâret lâzım gelmez.
Vâris olamazlar.
Gece eve hırsız gelse,
çaldığı malı götürse, ev
sâhibi bağırınca
bırakmazsa, arkasından
gidip öldürse, birşey
lâzım gelmez. Eve giren
veyâ kapıyı, pencereyi
zorlıyan hırsızı görse,
bağırır. Kaçmazsa,
öldürmesi câiz olur,
kısâs lâzım olmaz.
Bir kimseye, beni öldür
dese, o da metal
âletlerle öldürse,
kâtilin malından diyet
lâzım olur. Başka şeyle
öldürse, âkılesi diyet
verir. Kardeşimi,
oğlumu, babamı öldür
deyince de böyledir.
Bir kimseye, elimi veyâ
ayağımı kes denilse, o
da kesse ve ölse, birşey
lâzım gelmez. Çünki, el,
ayak mal gibidir ve
bunlar için emr, sahîh
olur.
Velînin kâtili afv
etmesi, mal ile sulh
yapmakdan dahâ iyidir.
Mal ile uyuşmak da,
kısâsdan dahâ iyidir.
Kaved ve diyet, vârisin
hakkıdır. Velî afv
edince, kâtil dünyâda
kavedden ve diyetden
kurtulur. Yaralının afvı
da böyledir.
Kavede râzı olmadıkca,
kâtilin tevbesi kabûl
olmaz. Kısâs yapılmakla,
velîlerin hakkından
kurtulur. Maktûl,
kıyâmetde hakkını ister.
Kısâs hudûddan dokuz
yerde ayrılmakdadır:
1 - Hâkim kendi ilmi ile
kısâs yapabilir.
Hâlbuki, şâhidsiz had
cezâsı veremez.
2 - Kısâs yapmak hakkı
vârislere geçer. Had
hakkı, vârislere geçmez.
3 - Kısâs afv
olunabilir. Had afv
olunmaz.
4 - Katl şâhidliği,
zemân geçmekle kıymetden
düşmez. Kazfdan başka
hadlerin şâhidliği, bir
ay sonra kabûl olmaz.
İçki haddinde ise,
ağzından koku gidince
kabûl olmaz.
5 - Kısâs şâhidliği,
dilsizin işâreti veyâ
yazısı ile kabûl olur.
Had için kabûl olmaz.
6 - Kısâs için şefâ’at
câizdir. Had suçu
mahkemeye düşdükden
sonra, şefâ’at kabûl
olunmaz. Dahâ önce
şefâ’at etmek câiz olur.
Hadden başka günâhlarda,
ısrâr etmiyeni afv etmek
iyi olur.
7 - Kısâs için da’vâ
açmak lâzımdır. Kazf ve
sirkatden başka hadler
için şâhidler, da’vâ
açmadan dinlenebilir.
8 - Had cezâsı
yapılırken hâkimin hâzır
bulunması lâzımdır.
Kısâsda lâzım değildir.
9 - Had suçunu söyleyen,
sözünden vazgeçerse
kabûl edilir.
Kapıdan kafasını içeri
sokup içeriye bakan
kimseye taş atıp gözü
çıkarsa, birşey lâzım
gelmez.
Eve gireni veyâ
zevcesinin yanına girip
halvet yapanı, başka
şeyle kovmak mümkin
iken, öldürmek veyâ
gözünü çıkarmak câiz
olmaz.
Katlden başka şeylerde
kaved:
Karşılığı yapılabilen
her yaralamada kısâs
lâzım olur. Öldürmek
suçundan başka
yaralamalar, hangi
âletle yapılırsa
yapılsın amden demekdir.
Bunlarda, ikinci kısm
olan şebeh-i amd olmaz.
Kol kesen adamın eli
oynak yerinden kesilir.
Ayak, burun, kulak ve
göz çıkarmak da böyle
kısâs olunur. Her şecce,
ya’nî baş yarası için de
kısâs olunur. Yalnız
kemik kırmakda kısâs
yapılmaz. Diş kırmakda
kısâs yapılır. Diş
kıranın dişi de, kırdığı
kadar eğelenir. Kadınla
erkek arasında yalnız
katlde kısâs yapılır.
Kısâs lâzım olan
yaralamalarda, yara iyi
olmadan önce kısâs
yapılmaz. Çünki, ba’zı
yaralar ölüme sebeb
olabilir. Bu zemân katl
kısâsı lâzım olur. Başka
uzvlarında kısâs
yapılmaz. Erş, ya’nî
diyet alarak para
öderler. Kadınlar
arasında ve müslimân ile
zimmî arasında kısâs
yapılır. İyi olan
yarada, dil, zeker
kesilmesinde kısâs
yapılmaz. Dudak
kesilmesinde kısâs
yapılır.
Yaralı, yaralayandan
kısâs veyâ diyet
isteyebilir.
Kâtilin ölmesi ile veyâ
velîlerin afv etmesi ile
veyâ mal vermekle
anlaşmaları ile, kısâs
sâkıt olur. Anlaşmada,
mal az olsa da sâkıt
olur. Fekat hatâ ile
öldürmede olan diyet
mikdârı, islâmiyyetde
bildirildiğinden az
olamaz. Fazlası da fâiz
olur. Malı peşin ödemek
lâzımdır. Uyuşurlarsa
te’cîl olunur.
Velîlerden birinin sulh
veyâ afv etmesi ile de
kısâs yapılmaz. Diğer
vârisler, diyetden
hisselerine düşeni, üç
seneye kadar, kâtilden
alırlar. Bir kaç kişi,
bir kimsenin elini veyâ
başka uzvunu kesseler,
hiçbirine kısâs
yapılmaz. Ortaklaşa
diyet öderler.
Öldürseler, hepsine
kısâs yapılır.
Evine giren kimse,
zevcesi ile bir adamı
zinâ yaparlarken görse,
adamı öldürmesi halâl
olur. Kadın da râzı
olmuş ise, ikisini de
öldürebilir. Bir kadın
veyâ oğlanın, kendisine
tecâvüz edeni öldürmesi
halâldir.
Hâkimin karârı ile, bir
uzvu kısâs edilen kimse,
bu yaradan ölürse,
birşey lâzım gelmez.
Hacâmat, sünnet, kan
almak, iğne yapmak
ehliyeti olanların ve
tabîbin ve baytarın
öldürmesi ile de, birşey
lâzım olmaz. Çünki,
vâcib olan işlerde
selâmet şart değildir.
Mubâh olan işleri yapmak
ise, selâmet şartı ile
câiz olur. Ananın,
babanın, vasînin izni
ile hocanın, çocuğu,
öğretmek için döğmesi
vâcibdir. Terbiye için
döğmeleri ise mubâhdır.
Vâcib olarak döğmekde,
mikdârı, şiddeti ve
vurduğu yer, âdet hârici
olur ve çocuk ölürse,
ödemek lâzım olur. Mubâh
olan döğmekde, nasıl
döğerse döğsün, ölürse
ödemek lâzım olur. İki
imâma göre “rahmetullahi
teâlâ aleyhimâ”, te’dîb
de ta’lîm gibi vâcibdir.
Mu’allimin, talebesini,
babasından iznsiz
döğmesi vâcib değildir.
Çocuk ölürse, sözbirliği
ile tazmîn eder. Zevcin,
zevcesini te’dîb için
döğmesi de vâcib değil,
mubâhdır.
Pencereden düşen çocuğun
kafası şişse, doktorlar,
beyin ameliyyâtı
yaparsak çocuk ölür
dese, bir doktor ise,
bugün kafası açılmazsa
ölür dese ve açsa ve
sonra çocuk ölse, izn
ile ve fennin gösterdiği
gibi açdı ise, birşey
lâzım gelmez. İznsiz ve
yanlış açdı ise, kısâs
lâzım olur.
Kâtile kısâs yapmağa
hakkı olan velî,
maktûlün vârisleridir.
Babamı amden öldürdü
diye huccet getiren bir
kimsenin kardeşi gâib
olsa, kardeşi gelinciye
kadar, kâtile kısâs
yapılmaz. İhbâr eden,
habs olunur. Kardeşi
gelince, huccet ile
tekrâr isbât ederse,
kısâs yapılır. Kâtil,
kardeşinin afv etdiğini
isbât ederse, kısâs
yapılmaz.
(Hadîka)da,
göz âfetlerini
anlatırken buyuruyor ki,
(Fâsıklar, bid’at ehli
sapıklar günâh
işlerlerken, mâni’
olamıyan kimsenin
bunlara bakması, zarûret
olmadıkca, câiz
değildir. Bunun için,
zulm ile öldürülene,
i’dâm edilene, eziyyet
edilene bakmamalıdır.
Zulm ile ölmek ihtimâli
bulunduğu için, böyle
cezâ verilirken hiç
bakmamalıdır. Hadîs-i
şerîfde, (Bir kimse
zulm ile öldürülürken,
orada bulunmayınız!
Orada bulunup da,
kurtarmıyana la’net
yağar) buyuruldu.
Bundan anlaşılıyor ki,
islâmiyyetin emri ile
öldürülürken veyâ
döğülürken bulunmak,
bakmak câiz olur. Yıldız
uçarken bakmak da, göze
zarar verdiği için, câiz
değildir). |