| 
 
56 -  
İKİNCİ CİLD 
- 28.MEKTÛB
      
                      
                      (İmâm-ı Rabbânî Ahmedî Fârûkî Serhendî) 
Bu mektûb, 
mevlânâ Sâdık Keşmîrîye yazılmış olup, rûhların cism şekline girebileceği ve 
tenâsüh olmadığı bildirilmekdedir: 
Cenâb-ı Hakka 
hamd ve Resûlüne salât ve sizlere düâ ederim. Kıymetli mektûbunuzu aldık. Güzel 
hâllerinizi anlayınca, sevindik. Allahü teâlâyı, aklın, ilmin, keşflerin, 
buluşların dışında, ötelerin ötesinde anlıyorum. Öyle anlaşıldı ki, sıfatlarının 
Onunla olduğuna inanamıyorum. Onu herşeyden, her varlıkdan uzak anlıyorum 
diyorsunuz. Buna çok sevindim. 
Süâl: 
(Reşehât) 
kitâbında, Bâba Âbrizin (Allahü teâlâ, dünyâda hiç 
insan yok iken, Âdem aleyhisselâmın çamurunun yoğurulmasını irâde etdiği vakt, 
ben de çamura su döküyordum) dediğini yazıyor. Bu sözü ile, ne demek istiyor, 
diyorsunuz. 
Cevâb:
Âdem aleyhisselâmın çamurunu melekler yoğurmuş 
idi. Bu vazîfe, meleklere verildiği gibi, Bâba Âbrizin rûhuna da, su dökmek 
vazîfesi verilmiş olduğu anlaşılıyor. Kendi bedeni, dünyâya gelince, hattâ 
kendisi kemâle gelince, rûhunun bu vazîfeyi yapmış olduğu, kendisine bildirilmiş 
oluyor. Allahü teâlânın, rûhlara, bedene gelmeden önce veyâ bedenden ayrıldıkdan 
sonra, cism şekline girip, canlıların yapdığı işleri yapabilmeleri kudretini 
vermesi câizdir. 
Din 
büyüklerinden birkaçı dünyâya gelmeden asrlarca önce, mühim büyük işler yapmış 
olduklarını haber vermişdir ki, bunlar da, böyle olmuşdur. Ya’nî, bu işleri 
rûhları, bedensiz olarak yapmış, kendilerine dünyâya geldikden sonra, 
bildirilmişdir. 
Rûhların, cism 
şekli alarak iş görmelerini, ba’zı kimseler, tenâsüh sanmışdır. Hâşâ ve kellâ, 
hiç tenâsüh değildir. Ya’nî rûhlar, başka bir bedene girmemişdir. Bu hâl birçok 
câhillerin ayaklarının kaymasına sebeb olmuşdur. Bunun üzerine yazacak şey 
çokdur. Kalbime şaşılacak bilgiler gelmekdedir. Nasîb olursa yazarım. Şimdi, 
yazacak vaktim yok. İnşâallah yazmak nasîb olur. 
Selâm ve düâ 
ederim. 
  
Derdimi duyurdum, hepsini anlatamam, zîrâ, 
korkdum ki, incinirsin, yoksa sözüm çok 
sana! 
                                                |