55 -
İKİNCİ CİLD
- 38.MEKTÛB
(İmâm-ı Rabbânî Ahmedî Fârûkî Serhendî)
Bu mektûb,
hâcı Muhammed Yûsüf Keşmîrî için yazılmışdır. Allah adamlarının gönlünde zerre
kadar dünyâ düşüncesi olmadığı bildirilmekdedir:
Allahü teâlâya
hamd olsun! Onun seçdiği kullarına selâm olsun! Kalbinde zerre kadar dünyâ
sevgisi olan veyâ kalbinde dünyâ ile zerre kadar ilgisi bulunan yâhud kalbine
zerre kadar dünyâ düşüncesi gelen kimseye Allahü teâlâyı tanımak nasîb olmaz.
Böyle seçilmiş bir kimsenin zâhiri [ya’nî duygu organları ve düşünceleri],
bâtınından [ya’nî kalbinden ve rûhundan] çok uzak ve ayrıdır. Âhıretden dünyâya
gelmiş, başkalarına fâideli olmak için, insanlar arasına karışmışdır. Bunun
dünyâ işlerinden konuşması ve dünyâ işlerinin sebeblerine yapışması kötü
değildir. Hattâ çok iyidir. Böylece, kul haklarını yerine getirmekde ve
insanlara fâideli olmakda ve onlardan fâidelenmekdedir. Böyle kimsenin bâtını,
zâhirinden dahâ iyidir. Arpa satanlar pazarında buğday satan kimse gibidir.
Herkes onu, kendileri gibi buğday pazarında arpa satıcısı gibi sanırlar. Onun
zâhirini de, bâtınından dahâ iyi bilirler. Zâhirde Allah adamı görünüyor, gönlü
dünyâ iledir derler. A’râf sûresinin seksendokuzuncu âyetinde meâlen, (Ey
Rabbimiz, bizimle kavmimiz arasında sen hak olanı hükm et. Sen hükm edenlerin
hayrlısısın!) buyruldu. Doğru yolda bulunanlara ve Muhammed Mustafânın
“aleyhi ve alâ Âlihissalevâtü vetteslîmât” izinde olanlara selâm ederim.
|