23 -
İKİNCİ CİLD - 96.MEKTÛB
(İmâm-ı Rabbânî Ahmedî Fârûkî Serhendî)
Üçüncü önsöz
-
Peygamberlerin “salevâtullahi teâlâ aleyhim
ecma’în” yanılması ve unutması câizdir. Hattâ olmuşdur. Zülyedeyn hadîsinde
bildirildiği gibi, Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” dört rek’atli
farz nemâzda, ikinci rek’atde selâm verdi. Zülyedeyn: (Yâ Resûlallah! Nemâzı iki
rek’at mı kıldınız, yoksa unutdunuz mu?) dedi. Zülyedeynin sözünün doğru olduğu
anlaşılınca, Resûl “sallallahü aleyhi ve sellem”, kalkarak, iki rek’at dahâ
kıldı ve secde-i sehv yapdı. Hasta değil iken ve sıkıntısı yok iken, insanlık
îcâbı, yanılması câiz olunca, ölüm hastalığında, şiddetli ağrıları varken,
istemiyerek, düşünmeden söylemesi de elbet, câiz olur. Niçin câiz olmasın ve
bununla, islâmiyyete i’timâd, güven kalmasın? Çünki, Allahü teâlâ, Peygamberinin
“sallallahü aleyhi ve sellem” yanıldığını, unutduğunu, vahy ile, kendisine
bildirmişdi ve doğrusunu, yanlışından ayırmışdı. Bir Peygamberin yanlış yolda
kalması câiz değildir. Yanıldığı, vahy ile hemen bildirilir. Böyle olmasaydı,
islâmiyyete güven kalmazdı. Demek oluyor ki, islâmiyyete güven kalmamasına sebeb,
yanılmak ve unutmak değildir. Yanılmasının ve unutmasının, kendisine
bildirilmemesi, düzeltilmemesidir. Bu ise, câiz değildir. Ya’nî hemen
bildirilir.
|