10 -
İKİNCİ CİLD
- 29.MEKTÛB
(İmâm-ı Rabbânî Ahmedî Fârûkî Serhendî)
Bu mektûb,
fazîletli şeyh Abdülhak-ı Dehlevîye “rahmetullahi teâlâ aleyh” yazılmışdır. Bu
dünyâda en kıymetli sermâyenin üzüntü ve sıkıntı olduğu ve en tatlı ni’metin
derd ve elem olduğu bildirilmekdedir:
Allahü
teâlâya hamd olsun ve Onun seçdiği, sevdiği kullarına selâm olsun! Kıymetli
efendim. Sıkıntıların gelmeleri, görünüşde çok acı ise de, bunların ni’met
oldukları umulur. Bu dünyânın en kıymetli sermâyesi, üzüntüler ve sıkıntılardır.
Bu dünyâ sofrasının en tatlı yemeği, derd ve musîbetlerdir. Bu tatlı ni’metleri,
acı ilâclarla kaplamışlar, bununla imtihân yolunu açık tutmuşlardır. Se’âdetli,
akllı olanlar, bunların içine yerleşdirilmiş olan tatlıları görür. Üzerindeki
acı örtüleri de tatlı gibi çiğnerler. Acılardan tat alırlar. Nasıl tatlı olmasın
ki, sevgiliden gelen herşey tatlı olur. Hasta olanlar, onun tadını duyamaz.
Kalbin hasta olması, Ondan başkasına gönül vermesidir. Se’âdet sâhibleri,
sevgiliden gelen sıkıntılardan o kadar tat alırlar ki, iyiliklerinde o tadı
duyamazlar. Her ikisi de sevgiliden geldiği hâlde, sıkıntılardan, sevenin nefsi
pay almaz. İyiliklerini ise, nefs de istemekdedir.
Ni’mete kavuşanlara âfiyet olsun!
Yâ Rabbî! Bizi,
sıkıntıların sevâblarından mahrûm eyleme! Bunlardan sonra, bizi fitnelere
düşürme! İslâmın za’îf olduğu bu günlerde sizin kıymetli varlığınız, müslimânlar
için büyük bir ni’metdir. Allahü teâlâ, selâmet versin ve uzun ömrler ihsân
eylesin! Vesselâm.
Ne bahtiyâr, o kişi kim,
okuduğu
Kur’ân ola!
Ezân, ikâmet
duyunca,
gönlü dolu
îmân ola!
|