| 
 
72 
- 
BAYRAM NEMÂZLARI 
Şevvâl ayının 
birinci günü fıtr bayramının, Zilhiccenin onuncu günü de, kurban bayramının 
birinci günleridir. Bu iki günde, güneş doğdukdan ve kerâhet vakti çıkdıkdan 
sonra, ya’nî İşrak vaktinde, iki rek’at bayram nemâzı kılmak, erkeklere vâcibdir. 
Bayram nemâzlarının şartları, Cum’a nemâzının şartları gibidir. Fekat, burada 
hutbe sünnetdir ve nemâzdan sonra okunur. Fıtr bayramında nemâzdan önce tatlı 
[hurma veyâ şeker] yimek, gusl etmek, misvâk kullanmak, en yeni elbise giymek, 
fıtrayı nemâzdan önce vermek, yolda yavaşca tekbîr okumak müstehabdır. 
Kurban bayramı 
nemâzından önce birşey yimemek, nemâzdan sonra, önce kurban eti yimek, nemâza 
giderken, yüksek sesle, özrü olan yavaşça (Tekbîr-i teşrîk) getirmek 
müstehabdır. (Halebî-yi kebîr)de diyor ki: 
(Bayram 
nemâzları iki rek’atdir. Cemâ’at ile kılınır. Yalnız kılınmaz. Birinci rek’atde, 
sübhânekeden sonra, üç kerre (Tekbîr-i zevâid) söylenir. Ya’nî, eller üç 
def’a kulaklara kaldırılıp, birinci ve ikincisinde, iki yana uzatılır. 
Üçüncüsünde, göbek altına bağlanır. İmâm efendi yüksek sesle, Fâtiha ve zamm-ı 
sûre okudukdan sonra, doğru rükû’a eğilinir. İkinci rek’atde, önce Fâtiha ve 
zamm-ı sûre okunup, sonra, iki el, yine üç kerre kulaklara kaldırılır. Üçünde de 
yanlara sallandırılır. Dördüncü tekbîrde, kulaklara kaldırılmayıp, rükû’a 
eğilinir. Birinci rek’atde beş, ikinci rek’atde dört tekbîr getirilmekdedir). Bu 
dokuz tekbîrde ellerin nereye götürüleceğini unutmamak için, kısaca (İki salla, 
bir bağla. Üç salla, bir eğil) diye ezberlenir. (Mâ-lâ-büdde)de diyor ki, 
(Cemâ’ate yetişemiyen, bayram nemâzını kazâ etmez. Özr ile kılamazlarsa, îyd-i 
fıtrda bayramın ikinci günü, îyd-i edhâda üçüncü günü de kılarlar). 
(Îyd),
bayram demekdir. Her yıl, Ramezân ayında ve Arefe 
gününde günâhları afv edildiği için müslimânların sevindikleri, sürûrlarının 
avdet etdiği, tekrâr geldiği için (Îyd) denildi. Bayramın birinci günü, 
Cum’a gününe rastlarsa, Hanefî mezhebinde, hem bayram, hem de, Cum’a nemâzını 
kılmak lâzımdır. Kendi vaktlerinde kılınırlar. Bayram sabâhı, cenâze olursa, 
önce bayram nemâzı kılınır. Sonra cenâze nemâzı kılınır. Çünki, bayram nemâzı, 
herkese vâcibdir. Cenâze nemâzı, bayram hutbesinden önce kılınır. 
#Arafâtda 
bulunmıyan insanların, Arefe günü bir yerde toplanarak, hâcılar gibi yapmaları 
mekrûhdur. Fekat, va’z dinlemek için veyâ başka ibâdet için toplanmak câizdir. [Seksendördüncü 
maddeye bakınız!]. 
İmâmeyne göre, 
Arefe günü, ya’nî Kurban bayramından önceki gün sabâh nemâzından, dördüncü günü 
ikindi nemâzına kadar, yirmiüç vaktde hâcıların ve hacca gitmiyenlerin, erkek 
kadın herkesin, cemâ’at ile kılsın, yalnız kılsın, farz nemâzda veyâ bu 
bayramdaki farzlardan birini, yine bu bayram günlerinden birinde kazâ edince, 
selâm verir vermez, (Allahümme entesselâm ......) demeden evvel, bir kerre 
(Tekbîr-i teşrîk) okuması vâcibdir. (Allahü ekber, Allahü ekber. Lâ ilâhe 
illallah. Vallahü ekber, Allahü ekber ve lillahil-hamd) denir. Cum’a 
nemâzlarından sonra da okunur. Bayram nemâzından sonra okumak müstehabdır. 
Cenâze nemâzından sonra okunmaz. Câmi’den çıkdıkdan veyâ konuşdukdan sonra 
okumak lâzım değildir. İmâm, tekbîri unutursa, cemâ’at terk etmez. Erkekler 
yüksek sesle okuyabilir. Kurban bayramının 2, 3 ve dördüncü üç gününe 
(Eyyâm-ı teşrîk) denir. 
(Ni’met-i 
islâm) 
kitâbında diyor ki, (Bayram günleri şunları yapmak sünnetdir: Erken kalkmak, 
gusl abdesti almak, misvâk ile dişleri temizlemek, güzel koku sürünmek, yeni ve 
temiz elbise giymek, sevindiğini belli etmek, Fıtra bayramı nemâzından önce 
tatlı yimek, hurma yimek. Tek adedde yimek. Kurban kesen, o gün ilk olarak 
kurban eti yimek. Sabâh nemâzını mahalle mescidinde kılıp, bayram nemâzı için, 
büyük câmi’e gitmek. O gün yüzük takmak, câmi’e erken ve yürüyerek gitmek. 
Bayram tekbîrlerini, Fıtr bayramında sessiz, Kurban bayramında cehren söylemek. 
Dönüşde, başka yoldan gelmek. Çünki, ibâdet yapılan yerler ve ibâdet için gidip 
gelinen yollar, kıyâmet günü şehâdet edeceklerdir. Mü’minleri güler yüzle ve (Selâmün 
aleyküm) diyerek karşılamak. Fakîrlere çok sadaka, [İslâmiyyeti doğru olarak 
yaymak için çalışanlara yardım] yapmak. Sadaka-i fıtrı, bayram nemâzından önce 
vermek). Dargın olanları barışdırmak, akrabâyı ve din kardeşlerini ziyâret 
etmek, onlara hediyye götürmek de sünnetdir. Erkeklerin kabrleri ziyâret 
etmeleri de sünnetdir.  
[Hadîs-i 
şerîfde (İnsânlar, kendilerine iyilik edenleri sever) ve (Hediyyeleşiniz, 
sevişirsiniz) buyuruldu. Hediyyenin en kıymetlisi, en fâidelisi, güler yüz, 
tatlı dildir. Bid’at sâhiblerinden başka herkese, dosta ve düşmana, müslimâna ve 
kâfire, dâimâ güler yüz, tatlı dil göstermelidir. Kimse ile münâkaşa 
etmemelidir. Münâkaşa, dostluğu giderir. Düşmanlığı artdırır. Kimseye 
kızmamalıdır. Hadîs-i şerîfde (Gadab etme!), kızma buyuruldu. Fitne, 
fesâd zemânında, ineğe tapanları görünce, ineğin ağzına saman vermeli, onları 
kızdırmamalıdır.] 
                                                |