Soru: Zeytin bahçesi olan bir bakkalım. Zeytinlerin uşrunu
dün verdim. Kalan zeytini satıp parasıyla bakkaliye malzemesi aldım, satıyorum.
Yarın zekât günümdür. Dükkândaki malların zekâtını yarın vereceğim. Uşrunu
verdiğim zeytinlerden elde ettiğim paranın yine uşrunu veya zekâtını verecek
miyim? Kitaplarda, uşru verilen mal satılıp paraya çevrilince veya ticaret malı
olunca zekâtı verilir deniyor. Zeytinlerin uşrunu dün verdim. Şimdi, bir de
yarın zekâtını vermek yanlış değil mi? Uşru verilen bir ürün, yıllarca elde
kalsa zekâtı verilir mi? Bu ürünü satıp paraya çevirince para nisaba dâhil
edilir mi?
CEVAP
Ticaret bir iştir, yalnız niyetle olmaz. Başlamak da
gerekir. Ticareti terk etmekse, yalnız niyetle olur. Altın ve gümüş eşya ve
kâğıt para, ne suretle ele geçerse geçsin, zekât malı olur.
Siz o parayı ticarette kullanıyorsunuz, zekâtını da
vermeniz gerekir. Zaten paraya çevrilince ticaret malı oluyor. Nisabı bulmuşsa
zekâtını vermek gerekiyor. Uşru verilen mal, satılıp paraya dönünce zekât malı
yani ticaret malı oluyor. Malın vasfı değişiyor. Vasfı değişmeseydi, yıllarca
kalsa zeytinin tekrar uşru verilmezdi. Ticaret malı olmadığı için zekâtı da
olmazdı; ama şimdi vasfı değişti, zekâta tâbi oldu.
Kâfire namaz, zekât, oruç gibi hiç bir ibadet farz
değildir. Kâfir Müslüman olunca iş değişir, namaz, oruç farz olur. Çünkü kâfir
değişti, Müslüman oldu. Bunun gibi, nisabı buluyorsa zekât vermek de farz olur.
Tersi de olabilir. Müslüman, kâfir olursa, artık ona hiç bir ibadet farz olmaz;
çünkü eski özelliğini kaybetti.
Yabancı bir kız, yabancı erkeğe haramdır. Nikâh
yapılınca helali olur; çünkü konumu değişti. Tersi de olur. Yani karı koca
nikâhlıyken, boşandıkları an yabancı olurlar. Yine konumu değişmiş oldu.
İmam Fatiha okuyunca cemaatin âmin demesi sünnettir.
İmamın sesi mikrofona verilince sesin özelliği değişiyor, âmin diyenlerin
namazı bozuluyor. Mikrofon, ses enerjisini elektrik enerjisine dönüştürüyor,
Hoparlör de, elektrik enerjisini ses enerjisine dönüştürüyor. Mikrofona,
mikrofondan hoparlöre verilen ses, tıpa tıp sahibine benzese de farklı bir
sestir. Meydana gelen yeni ses, konuşanın kendi sesi değildir. Elektrik
tesiriyle hâsıl olan, mıknatıs kuvvetlerinin titrettiği demir levhanın, meydana
getirdiği başka bir sestir. İşte başka bir sese âmin diyen cemaatin namazı
bozulmuş oluyor.
Şarap haramdır, sirke haline dönüşürse helal olur.
Çünkü vasfı değişip başka bir madde halini almıştır.
Domuz yağı sabun olursa, temiz olur, kullanılması caiz
olur, çünkü vasıf değişerek ayrı bir madde haline geldi.
Netice: Uşru verilen mal, kırk yıl kalsa, uşru da
zekâtı da verilmez; ama ticaret malı olursa veya satılıp paraya çevrilirse
zekât malı olur. Bir gün sonra da zekât günü gelse zekâtını vermek gerekir.