Soru: Uşru verilen bir ürün, senelerce elde kalsa zekâtı
verilir mi? Bu ürünü satıp paraya çevirince para nisaba dahil edilir mi?
CEVAP
İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki:
Zekâtla uşur, bir arada bulunamaz, yani bir malın hem
uşru, hem de zekâtı verilmez. Çünkü bir malda zekât farz olursa uşur farz
olmaz. Bir kimse tarlasından çıkan mahsulün uşrunu verir de kalan mahsulde
ticareti niyet eder ve üzerinden seneler geçse de, o mahsulün zekâtı olmaz.
Keza uşur yeri satın alır da onunla ticareti niyet eder; üzerinden sene geçerse
hüküm yine böyledir. Zira uşur arazisinden çıkan mahsulde iki hak bir araya
gelmesin diye ticareti niyet etmek sahih değildir. Bunun gibi ticareti niyet
ederek uşur arazisi satın alır da oraya bir şey ekerse o arazi ticaret için
olmaz. (Redd-ül muhtar)
İlmihal’de de diyor ki:
Eşyanın ticaret niyeti ile satın alınması lazımdır.
Uşur vermesi lazım gelen topraklardan hasıl olan ve miras olarak ele geçen veya
hediye, vasiyet gibi kabul edince mülk olan şeylerde, ticarete niyet edilse de,
bunlar ticaret malı olmaz. Çünkü, ticaret niyeti, alışverişte olur. Mesela,
tarlasından buğday alıp uşrunu veren veya mirastan eline mal geçen kimse, satmak
niyeti ile saklasa, nisap miktarından fazla olsa ve bir seneden fazla kalsa,
zekâtlarını vermek icap etmez. Ticaret niyeti ile [yani satmak için] satın
aldığı buğdayı tarlasına ekse veya ticaret için aldığı hayvanı, kumaşı kendi
kullanmaya niyet etse, ticaret malı olmaktan çıkarlar. Sonra bunları satmaya
niyet ederse, ticaret malı olmazlar. Bunları satınca veya kiraya verince, eline
geçen mal ticaret malı olur. Kullanmak için satın aldığı malı, aldıktan sonra
ve miras olarak eline geçen malı veya hediye, vasiyet, sadaka gibi kendinin
kabul etmesi ile malik olduğu malı alırken veya tarlasından aldığı buğdayı
satmaya niyet etse, ticaret malı olmazlar. Bunları satsa ve satarken semenleri
olan uruzu ticarette kullanmayı niyet etse, bu bedelleri ticaret malı olurlar.
Çünkü ticaret bir iştir. Yalnız niyet ile olmaz. Başlamak da lazımdır. Ticareti
terk etmek ise, yalnız niyet ile olur. Altın ve gümüş eşya ve kağıt paralar,
her ne suretle ele geçerse geçsin, zekât malı olurlar.
İbni Abidin’den ve İlmihal’den açıkça anlaşılacağı
gibi, uşru verilen ürün, senelerce ambarda saklansa yine zekâtı verilmez, fakat
bu ürün satılıp altın veya kağıt para haline getirilirse, ele geçen bu bedel
ticaret eşyası olur. Zekâta dahil edilir.