Soru: (İzahlı Mülteka
Tercümesi) isimli kitapta, (Diş dolgusunu
çıkarmak mümkün olmayınca, dolgunun üstünden geçen suyla iktifa edilirse, gusül
sahih olur) deniyor. Bu delil gösteriliyor. Mülteka muteber değil mi?
CEVAP
Mülteka kitabı elbette muteberdir; ama bu
kitapta böyle bir ifadenin olduğunu söylemek sahtekârlıktır. İzahlı yerine,
ilaveli dense, daha isabetli olurdu. Mülteka kitabı yazıldığı zaman, dolgu
diye bir şey yoktu. Bu bakımdan kitabın orijinalinde, dolgudan hiç
bahsedilmiyor, bahsedilmesi de mümkün değildir. Kitabın müellifi İbrahim Halebî hazretleri, 1549’da vefat etmiştir.
Tercüme eden, bu kısmı kendisi ilave etmiştir. Tercümesinin dipnotuna yapılan
bu ilave, asla muteber değildir; çünkü 1825’te Paris’te ilk suni diş yapıldığı,
diş tabipliği kitaplarında yazmaktadır. Bunu delil sayan, orijinaline ilave
eden kadar suça ortak oluyor.
Bazı ahmaklar da,
Mülteka’da böyle bir şey var diyerek delil olarak gösteriyorlar. Hatta bin sene
önceki Mebsut’tan bile, diş kaplaması hakkında delil gösteren
sahtekârlar türemişti. Hâlbuki 200 sene önce dolgu ve kaplama diye bir şey
yoktu. Böyle söylemek, 100 sene önce, bilgisayarlar vardı demekten farksızdır.
Denize düşen yılana sarıldığı gibi, bunlar da delil bulamayınca, yalana ve
sahtekârlığa sarılıyorlar. Birkaç örnek daha verelim:
1- Hindiyye’nin,
(Dişinde kovuk bulunup içerisinde, ya dişlerinin
arasında yemek kalırsa veya burnunda ıslak kir bulunursa, gusül sahih olur.
Kir, ıslak değil kuru ise, altına su geçirmeyeceği için gusül sahih olmaz)
ifadesindeki, (Kir ıslak değil kuru ise, altına su
geçirmeyeceği için gusül sahih olmaz) kısmını kasten çıkarıp, diş
dolgusu gusle mani değil diyen ilim sahtekârları da çıkmıştır.
2- İzmirli İsmail
Hakkı, camileri kiliseye benzetmek için, sandalye, koltuk, müzik aletleri
konmasını ve Türkçe namaz kılınmasını isteyen reformcu heyetten biriydi. Bu
reformcu da, Siyer-i kebir şerhinde olmayan ifadeyi var gibi
göstererek, (Diş dolgusu gusle mani olmaz) demişti.
3- İttihatçı mason
şeyhülislam Musa Kâzım, Mecmua-i cedide’nin ikinci baskısına, birinci
baskıda bulunmayan, (Diş dolgusu gusle mani olmaz)
ifadesini ilave etmiştir.
Diş dolgusu gusle
mani olmaz diyenlerin genelde, mason, mezhepsiz, İbni Teymiyeci ve ilim
sahtekârı kimselerle, bunlara aldanan zavallılar olduğu görülmektedir.
4- Bir gazetede Mustafa
Sabri efendinin, diş dolgusuna fetva verdiği yazıldı. Bu da bu zata yapılan
bir iftiradır.