Soru: Diş dolgusuna fetva veren Şeyh-ül-İslam
Musa Kazım kimdir?
CEVAP
Sultan ikinci
Abdülhamid hanın tahttan indirilmesiyle din işlerine de fesat karıştı. İttihat
ve terakki fırkasına kayıtlı olan kişiler, hatta masonlar, din işlerinde
yüksek mevkilere getirildi. İlk iş olarak, sultan Abdülhamid hanın
son Şeyh-ül-İslamı Muhammed Ziyaüddin efendi, vazifesinden alındı. Bu
yüksek makama 1910’da Musa Kâzım efendi getirildi. Bu zat, koyu
ittihatçı ve mason idi. Bunun gibi, İslamiyet'e uymayan hareketlerinden ve
sapık yazılarından dolayı ikinci Abdülhamid han tarafından Irak’a ve
Fizan'a sürülmüş olan bölücü kimseler, İstanbul’a getirilip, kendilerine din
işlerinde vazifeler verildi. Bu cahil ve partizan kimseler, bozuk, sapık din
kitaplarının yazılmasına, yayılmasına, önayak oldular. Abdülhamid han
zamanında yazılan din kitapları, bir ilim heyeti tarafından tetkik edilirdi.
Tasdik edilip, izin verilenler bastırıldı. Böylece, o tarihlerde basılan din
kitaplarına güvenilir.
1909’dan sonra din
kitapları yetkili âlimler tarafından kontrol edilmez oldu. Bu kitaplardan,
ancak vesikalar vererek, yazılanlara güvenilir. Ne oldukları belirsiz
kimselerin ve bid’at fırkalarına satılmış olan mezhepsiz din adamlarının
yazdıkları bozuk kitapları okuyan Müslüman yavruları, temiz gençler, dini
yanlış öğrendiler. Böyle cahil yetiştirilen Müslümanlardan bazıları, siyaset
cambazlarının tuzaklarına düştüler. Kendi partilerinden olmayanlara kâfir
diyecek kadar taşkınlık yapanları oldu. Müslümanlar arasındaki bu fitne, İslam
düşmanlarının işlerine yaradı. İngilizlerin (İslamiyet'i
yok etmek) planlarının gerçekleşmesini kolaylaştırdı. İşte bunun için,
Allahü teâlâ, Müslümanların bölünmelerini yasak etti, kardeş olduklarını
bildirip, birbirlerini sevmelerini, vatan düşmanlarına karşı birleşerek
kuvvetli olmalarını emretti. (Eshab-ı Kiram kitabı)
Siyonist yahudiler, İttihat ve terakki fırkasıyla
işbirliği yaptı. Bütün şer güçler, sultana karşı birleşti. 1909 da tahttan
indirilip, bütün Müslümanlar öksüz bırakıldı. İttihat ve terakkinin başında
bulunanlar, din düşmanlarını ve masonları devletin en yüksek mevkilerine
getirdiler. Hatta Şeyhül-İslam yaptıkları Hasan Hayrullah ve Musa Kâzım
mason idi. Ülkeyi kana buladılar. Bu İngiliz uşaklarının sebep oldukları,
Balkan, Çanakkale, Rus ve Filistin cephelerinde, haince hazırlanmış İngiliz
planlarıyla, Abdülhamid hanın yetiştirdiği, dünyanın birinci kara ordusu yok
edildi. Yüz binlerce vatan evladı şehit edildi. İngilizlerin hileleriyle,
devletin başına geçen masonlar, vatanın savunmaya muhtaç olduğu bir zamanda,
milleti sahipsiz bırakıp kaçtılar. Hainliklerini böylece de ispat ettiler. (İngiliz Casusu kitabı)
(Diş
doldurtmaya Musa Kâzım efendi de fetva vermiş) sözü, vesika olamaz. Fetvanın fıkıh
kitaplarından alınmış olması ve alınmış olduğu kitaptaki mehaz olan yazının
fetva altında bildirilmesi lazımdır. Musa Kazım efendi, böyle yapmamış, kendi
mantığı ve düşüncesiyle birçok yanlış fetvalar vermiştir. Meşrutiyetin
ilanından sonra, ittihatçıların iş başına getirdikleri cahil, hatta
mason din adamları böyle bozuk fetvalar vermekten çekinmediler. Müslümanın
uyanık olması, masonların ve mezhepsizlerin, münafıkların ve bid’at
sahiplerinin, bölücülerin güler yüzlerine ve tatlı sözlerine aldanmaması,
onların yazılarına değil, (Ehl-i sünnet)
âlimlerinin kitaplarına uyması ve bu kitaplara uyan hakiki din adamlarına tâbi
olması lazımdır. (İslam Ahlakı kitabı)