Şimdi yukarıda
bildirilen ilham hakkında ihtimalleri sıralayalım:
1- Şafii’de
gusülde ağzın içini yıkamak farz olmadığı için, Şafii
olan veli böyle söylemiş olabilir.
2- Ulemanın diş
dolgusuna fetva vermekten çekindiği bildiriliyor. Elbette çekinirler.
Müslümanları cünüp gezdirmeye hangi âlim cüret edebilir ki? Musa Kazım gibi
ittihatçıların mason şeyh-ül-islamları buna fetva verdi ise de salih âlimler,
buna cesaret edemedi.
3- Evet diş meselesi
umumi belva halini almıştır. Mesela açık gezmek, içki, kumar, çalgı da umumi
belva halindedir. Şimdi bir evliya, (Milleti bu büyük
günahlardan kurtarmak için kalbime şöyle bir ilham geldi) dese ve bu
haramlara izin verse, ilhamı senet olur mu? Nitekim aynı mantıkla kızların
başlarını açmaya ve göz ile namaz kılmaya ruhsat verenler çıkmıştır.
4- (Müslüman bir diş hekimi, “kaplama ihtiyaçtır” derse,
kaplama gusle mani olmaz) deniyor. Diş hekiminin sözü dinde senet midir?
Senetse, başka bir diş tabibi de, zaruret değil dese, onunla da amel edilir mi?
Bu işi diş tabibi mi çözer, yoksa ulema mı?
5- Haddim ve hakkım
değil ki… ifadesine rağmen aksine hareket edilmesinin hikmetini bilemeyiz.
Bilmemiz de gerekmez. Çünkü sonuçta bu bir ilhamdır. İlham ise senet olmaz.
6- Çare: Dolgu ve
kaplaması olanların, Maliki veya Şafii mezhebini taklit etmeleri yeterlidir.
Bu belgelerden
anlaşıldığına göre dolgu dişi olanın gusülde, abdeste ve namaz kılarken Maliki mezhebinin şartlarına da uyması
gerekir. Bu şartların neler olduğu sitemizde yazılıdır.