Amerika’daki
vahşilerin, oklarının uçlarına sürdükleri, "Kürar" ismindeki zehir,
sinirlerin uçlarını felce uğratır. Adale hareket edemez. Ağrı yapmadığından
insan zehirlendiğini anlamaz. Elini, ayağını oynatamaz, yere yıkılır, taş gibi
kalır. Görür ve işitir ise de, gözünü kırpamaz, dilini oynatıp bağıramaz. Kabir
azabı da buna benzetilebilir. Ölü, acı duyar, fakat kıpırdayamaz.
İnsan,
ruhu sayesinde ayakta durur. Aklı, düşüncesi, ruhu sayesinde vardır. İnsanın
vücudu, bir marangozun aletleri gibidir. İnsan ölünce, aletleri olmadığından,
ruh bu aletlerle bir iş yapamaz. Ancak yine de, ruh ölü olmadığı için gider
gelir, insanları tanır. Hatta evliyanın ruhları insanlara yardım eder. Bu
yardım etmesi dünyadaki bedenindeki aletlerle değildir. Allahü teâlâ, ruhlara aletsiz de iş yapma
özelliğini vermiştir. Vefat eden Hızır aleyhisselamın ruhu çok kimseye çeşitli
yardım yapmaktadır.
Bir
kimseye, başkasının bütün organları takılsa, o insanın aklında, düşüncesinde
değişiklik olmaz. Marangozun eski aletleri yerine, yeni aletleri gelmiş
demektir. Alet değişmekle, marangozdaki bilgi, kabiliyet değişmez. Kesmeyen bir
testere yerine, iyi kesen bir testere gelirse, daha kolay iş yapar.