İsrailoğullarına
gönderilen peygamberlerden. Hazret-i İshak’ın oğlu Iys’ın neslindendir.
Kendisine yedi kişi îmân etti. Yüz kırk sene yaşadı. Sabrı ile insanlık
târihinde darbımeselle anılan Eyyub aleyhisselam, Kur’ân-ı kerîmde
zikredilmiştir.
Eyyub
aleyhisselamın çok mal ve serveti ile on oğlu vardı. Sürü sürü hayvanları,
bağları ve bahçeleri bulunuyordu. Şam civârında Beseniyye mevkıindeki
çiftliklerinde binlerce insan çalışırdı. Fakat servetinin çokluğu onu Allah
yolundan alıkoymadı. Eyyub aleyhisselam Şam civârında yaşayan insanlara
peygamber olarak gönderildi. Onları Allahü teâlâya
îmân ve ibâdet etmeye çağırdı. Bu uğurda pekçok zahmet çekti. Sonra malı,
evlâdı ve bedeni ile imtihân edildi. Eyyub aleyhisselam çok büyük sıkıntılara
göğüs gerdi. Sabrı, kullukta kusûr etmeyip şikâyette bulunmayışı ve başka güzel
vasıfları ile ibâdet ehline ve akıl sâhiplerine örnek oldu.
Allahü teâlâ hazret-i Eyyub’u imtihân etmeyi murâd etti. Onun
mallarını çeşitli vesîlelerle elinden aldı. Koyunları sel, ekinleri ise rüzgâr
ile telef oldu. Şeytan çoban sûretinde ağlayarak Eyyub aleyhisselamın yanına
geldi. O sırada insanlara vaaz ve nasîhatte bulunan Eyyub aleyhisselama
mallarının ve servetinin telef olduğunu söyledi. Hazret-i Eyyub bu haber
karşısında hiç şikâyette bulunmayarak Allahü teâlâya
hamd ve şükürde bulundu ve “Üzülme! O malı mülkü bana Rabbim vermişti. Şimdi de
aldı. Çünkü sâhibi O’dur.” dedi. Bu sözleri ve hareketi karşısında şeytan
perişan olup, geri gitti.
Sonra
Allahü teâlâ Eyyub aleyhisselamın, hocaları
ile ders okuyan çocuklarının da zelzeleyle ruhlarını aldı. Bu defâ hoca şekline
giren şeytan feryâd ve figân ederek Eyyub aleyhisselamın yanına geldi; “Ey
Eyyub! Allahü teâlâ evini zelzele ile
yıktı. Çocukların öldü. Her biri parça parça oldular.” dedi. Çocuklarına olan
şefkatinden dolayı gözlerinden yaşlar gelen Eyyub aleyhisselam sabır ve
tevekkül ederek, Allahü teâlâya
teslimiyetini bildirdi. Şeytana da: “Ey mel’ûn! Sen İblissin. Beni Rabbime
isyâna teşvik etmek istiyorsun. Şunu bil ki, evlâdım bir emânet idi. Rabbime
niçin incineyim. Rabbime hamd ederim.” buyurdu. Bundan sonra Allahü teâlâ Eyyub aleyhisselamın vücuduna
hastalık verdi.
Hazret-i
Eyyub’un hastalığı gün geçtikçe şiddetlendi. Akrabâları, komşuları ve başkaları
yanına uğramaz oldu. Yalnız hanımı Rahîme Hatun onu terk etmedi. Ona hizmetine
devâm edip, ihtiyâç için neyi varsa sarf etti. Hazret-i Eyyub bu hastalık
hâlinde de şikâyet ve feryâdda bulunmayıp, hamd etti ve sabır gösterdi. Bu defâ
şeytan Eyyub aleyhisselamın bulunduğu şehir halkına vesvese vererek; “Onun
hastalığı size geçer, onu şehrinizden çıkarın.” dedi. Şehir halkı Eyyub
aleyhisselamı ve hanımı Rahîme’yi şehirden dışarı çıkardılar. Rahîme Hatun
şehrin dışında bir yerde hazret-i Eyyub’a hizmete devâm etti.
Hazret-i
Eyyub, yedi yıl dert ve belâ içinde kaldı. Hâlinden hiç şikâyet etmedi. Şeytan,
bu defâ insan sûretinde Rahîme Hâtunun karşısına çıkıp onu Eyyub aleyhisselamın
hizmetinden alıkoymaya çalıştı. Ona; “Kendine yazık ediyorsun. Hastalığı sana
geçer.” dedi. Rahîme Hatun ise, şeytana; “Onun üzerimdeki hakkı çoktur,
ödeyemem. Nîmet ve râhat vaktinde onunla yaşadım. Bu hastalık hâlinde onu
bırakamam.” dedi. Dönüşte, olanları hazret-i Eyyub’a anlattı. Eyyub
aleyhisselam da onun iblîs yâni şeytan olduğunu ve onun vesvesesinden
sakınmasını söyledi. Şeytan daha sonra da Rahîme Hâtunun karşısına çıkarak,
vesvese vermeye çalıştıysa da aldırış etmedi.
Hazret-i
Eyyub’un hastalığı gittikçe şiddetlendi. Onun bu hâli beden, kalp ve lisânıyla
yaptığı kulluk ve peygamberlik vazîfelerini iyice zorlaştırdı. O zaman Allahü teâlâya dua ve niyazda bulundu: “Bana
gerçekten hastalık isâbet etti. Sen merhamet edenlerin en merhametlisisin.”
dedi. Allahü teâlâ onun dua ve niyâzını
kabûl etti.
Birgün
Eyyub aleyhisselamın hanımı Rahîme Hatun yiyecek aramaya çıkmıştı. İkindi vakti
Allahü teâlânın lütuf ve müjdesi ulaştı.
Cebrâil aleyhisselam gelerek Allahü teâlâdan;
“Ey Eyyub! Belâ verdim sabrettin. Şimdi ben sıhhat ve nîmet vereceğim.”
haberini getirdi. Allahü teâlâ; “(Ey
Eyyub!) Ayağını yere vur. Çıkan sudan gusleyle ve soğuğundan iç.” (Sâd sûresi:
42) buyurdu. Bu emr-i ilâhî üzerine Eyyub aleyhisselam ayağını yere vurdu. Biri
sıcak, biri soğuk, iki pınar fışkırdı. Sıcak sudan gusül edince bedenindeki,
soğuk sudan içince içindeki hastalıklardan kurtuldu ve sıhhate kavuştu. Kuvveti
geri geldi. Tâze bir genç oldu. Elinden alınmış olan mallarını Allahü teâlâ geri iâde etti. Çok sayıda evlâd ihsân
etti veya bir rivâyette ölmüş olan oğullarını diriltti. Yüz çeviren dostları
kendisine muhabbetle yöneldiler.
Eyyub
aleyhisselamın hastalığı âfiyet hâline dönüşünce, o gece seher vaktinde bir âh
eyledi. Sebebini sorduklarında; “Her gece seher vaktinde «Ey bizim hastamız
nasılsın?» diye ses duyardım. Şimdi o vakit geldi; «Ey sıhhatli kulumuz
nasılsın?» sesini duyamadım. Onun için ağlıyorum.” buyurdu.
Eyyub
aleyhisselam ömrünün sonunda en olgun evlâdı olan Havmel’i vâsi tâyin etti.
Techiz ve tekfin işlerini ona ısmarladı. Yüz kırk sene ömür sürdükten sonra
vefat etti. Bişr isimli bir oğlunun peygamberliğinde ihtilâf olunmuştur. Onun
yaşıyla ilgili başka rivâyetler de vardır. Hazret-i Eyyub’un kabri Şam’da
Beseniyye denilen yerdedir.
Mucizeleri:
Eyyub
aleyhisselam Allahü teâlânın emirlerini
tebliğ ederken birçok mucizeler gösterdi. Bunlardan bâzıları şöyledir.
1.
Eyyub aleyhiselâmın duası bereketi ile koyunların yünleri ibrişim olurdu.
2.
Eyyub aleyhisselam kavminin hâkimini îmâna dâvet ettiği vakit o da; “Evimdeki
direklerin kalkarak havada durmasını senden mucize olarak isterim.” demişti.
Hazret-i Eyyub dua etti. Nihâyet evin direkleri düştü ve ev havada kaldı. Hâkim
bu mucizeyi gördüğü hâlde îmân etmedi.
3.
Eyyub aleyhisselamın duasıyla çöldeki seraplar ve dumanlar su olurdu.
Eyyub
aleyhisselam güzel huylu, cömerd ve çok merhametliydi. Fakirlere, misâfirlere,
yetimlere çok yardım ederdi. Bedenine, malına ve evlâdına gelen musibetlere
sabredip ilâhî takdire rızâ gösterirdi. Bundan dolayı insanlık târihinde,
“Eyyub aleyhisselamın sabrı gibi” darbımeseliyle anıldı. Allahü teâlâ onu bu güzel vasıfları sebebiyle
Kur’ân-ı kerîmde şöyle medh ü senâ buyurdu:
“Biz
onu (belâlalara) hakîkaten sabırlı bulduk. O ne güzel kuldu. Şüphe yok ki o
tamâmen Allah’a dönen (bir zât) idi.” (Sâd sûresi: 44)
Eyyub
aleyhisselamla ilgili olarak Kur’ân-ı kerîmin En’âm, Nisâ, Sâd, ve Enbiyâ
sûrelerinde bilgi verilmiştir.