Soru: Hep Allah’ın
varlığını ispat eden yazıları okumakla kolayca imanın zirvesine çıkabilir
miyiz?
CEVAP:
O tip yazı okumakla imanın zirvesine çıkılmaz. Resulullah efendimiz, zirveye nasıl
çıkılacağını bildirmiştir. Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
Şunları yapmak imanı zirveye çıkarır:
1- Allah’ın hükmüne karşı sabretmek
2- Kaza ve kadere rıza göstermek
3- Tam tevekkül sahibi olmak
4- Allah’a tam teslim olmak. [Ebu
Nuaym]
Şimdi bu dört maddeyi kısaca açıklayalım:
Sabır:
Bir farzı yapmak veya bir günahtan kaçınmak sabırsız
ele geçmez. Resulullah efendimize
(iman nedir?) diye sorulduğunda, (Sabırdır) buyurdu. (Deylemi)
Sabır, acı ise de meyvesi tatlıdır. Üç hadis-i şerif
meali:
(Sabrın imandaki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir.)
[Deylemi]
(Sabreden kuldan Allah razı olur.) [Deylemi]
(Sabırlı ve ihlaslı Cennete gider.) [Taberani]
Üç âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Sabredenlere mükafatları hesapsız verilir.) [Zümer 10]
(Sabredenlere [ihsanımı] müjdele!) [Bakara 155]
(Sabretmekte yarışınız!) [A.
İmran 200]
Hazret-i Hızır, (Günah işlememeye sabretmek sayesinde
ledün ilmine kavuştum) buyurmuştur.
Kadere rıza:
Allah’tan gelen her şeye razı olmak büyük nimettir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kadere rıza, saadet alametidir.) [Tirmizi]
(Şu 3 şeyi yapan dünya ve ahiret hayrına kavuşur:
Kazaya rıza, belaya sabır, rahatlıkta dua.) [Deylemi]
(Şu 3 şeyi yapan 40 evliyadan biri olur: Kazaya rıza,
haram işlememeye sabır, buğdi fillah.) [Deylemi]
(Hak teâlâ buyurdu: Kaza ve kaderime razı olmayan,
beğenmeyen ve belaya sabretmeyen, benden başka Rab arasın!) [Taberani]
(Ya Rabbi, beni kaza ve kaderine rıza gösteren, belana
sabreden ve nimetlerine şükredenlerden eyle!) diye dua etmenin en güzel
dualardan biri olduğu bildirilmiştir.
Tevekkül:
Tevekkül farzdır. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu
ki:
(İmanınız varsa Allah’a tevekkül edin.) [Maide 23]
(Tevekkül edene Allah kâfidir.) [Talak 3]
(Allah tevekkül edenleri sever.) [Al-i İmran 159]
En büyük makam, Allahü
teâlânın sevgisine kavuşmaktır. Hasbiyallah, Allah bana yetişir,
kâfi gelir demektir. İbrahim aleyhisselam, ateşe atılırken, Hasbiyallah ve
ni’mel vekil dedi ve kurtuldu. Allahü teâlâ,
Davud aleyhisselama şöyle vahyetti:
(Bir kul, kullara değil de bana ihlasla tevekkül
ederse, herkes ona tuzak kursa, ona mutlaka bir çıkış kapısı açarım. Bir kul da
bana değil mahluka güvenirse, bütün yükseliş sebeplerini keser ve çöküş
yollarını kolaylaştırırım.) [İbni Asakir]
Ağaca dayanma kurur, insana dayanma ölür.
Allah’a teslimiyet:
Teslim olmak, esir olmak, kul köle olmak demektir.
Allah’a teslim olmak da Allah’ın kulu olmak ve Onun her emrini yapmaya hazır
beklemek demektir. Zaten Müslüman, Allah’a teslim olan insan demektir. Kur’an-ı
kerimde de teslim olmak emredilir:
(Biz sadece Allah’a teslim olduk deyin!) [Bakara 136]
(Âlemlerin Rabbine teslim olarak namaz kılın.) [Enam 71, 72]
Belkıs imanını bildirmek için, (Âlemlerin Rabbi olan
Allah’a teslim oldum) dedi. (Neml 44)
Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Şu beş şey imandandır: Allah’a teslimiyet, kaderine
rıza, işini Allah’a havale etmek, ona güvenmek, musibete sabır.) [Bezzar]
İşte bunları uygulayan imanın zirvesine çıkar.
Kâmil iman sahibi miyiz?
Soru: Olgun imana
kavuştuğumuzu bilebilir miyiz?
CEVAP:
Evet, bazı alametler vardır. İnsan bunlara bakarak
kâmil iman sahibi olup olmadığını anlayabilir. Mesela Hasan bin Muhammed bin Hasan hazretleri buyuruyor ki:
Şu üç şeyi yapan kâmil iman sahibidir:
1- Sever ama sevgisi batıla düşürmez.
2- Kızar ama kızması haktan ayırmaz.
3- Güçlü iken de, hakkı olmayana el uzatmaz.
Eshab-ı kiram, “Biz, insanlardan gelen sıkıntılara sabretmeyenleri, kâmil iman sahibi
saymazdık” buyuruyorlar. Bir âyet meali:
(Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere,
kitaplara, peygamberlere inanmak, Allah rızası için akrabaya, yetimlere,
yoksullara, yolda kalmışlara, saillere ve mükateb köle [ve esirlere] sevdiği
maldan harcamak, namaz kılmak, zekât vermek, antlaşmada sözlerini yerine
getirmek, sıkıntı, hastalık ve savaşta sabretmektir.) [Bakara
177]
Bu âyet-i kerimede, insanı olgunlaştıran esaslar
açıkça bildirilmiştir. Bunlar da sağlam iman, iyilik, yardım ve nefsin
ıslahıdır. Bu hasletleri kendisinde toplayan bir kimse, iman ve itikadına göre,
sıdkla vasıflandırılmış, takva ile övülmüştür. Peygamber
efendimiz, (Bu âyetin bildirdiği hususlarla amel eden, kâmil iman sahibi olur)
buyurdu. (Tibyan)
Haramlardan kaçan ve ibadetleri yapan kâmil iman
sahibidir.
İbadetleri yapıp imanıma bir zarar gelir diye korkanın
ve “Günahlarım çoktur, ibadetlerim beni kurtarmaz” diye düşünenin imanı
kuvvetli demektir. (Bezzâziyye)
Konu ile ilgili hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
(Şu üç kimsenin imanı kemâle ermiştir:
1- Hiç kimsenin kınamasından korkmadan Allah yolunda
yürüyen,
2- Ameline riya karıştırmayan,
3- Dünya ve ahiretle ilgili iki işten ahirete ait
olanı dünya işine tercih eden.) [Deylemi]
(Şunları yapan kâmil imana sahiptir:
1- Allah için seven, Allah için buğzeden,
2- Diliyle de Allah’ı anan,
3- Kendisine hoş geleni, başkasına da hoş gören,
4- Kendisi için istemediği bir şeyi başkası için de
istemeyen,
5- Hayır konuşan veya susan.) [Taberani]
(Sevdiğini yalnız Allah için sevenin imanı kâmildir.) [Beyheki]
(Allah’ın dostlarını sevip, düşmanlarını düşman
bilenin imanı kâmildir.) [Ebu Davud]
(İhsan sahibi olanın imanı kâmildir.) [İ.Ahmed]
(İmanı kâmil olan mümin, güzel ahlaka sahip olandır.)
[Taberani, Deylemi]
(Nerede olursa olsun, Allahü
teâlâyı unutmamak, kâmil imanı gösterir.) [Beyheki]
(Allah ve Resulünü her şeyden çok seven, sevdiğini
yalnız Allah rızası için seven ve ateşe düşmekten çok, küfre düşmekten korkanın
imanı kâmildir.) [Buhari]
(Belayı nimet, bolluk ve rahatlığı musibet saymayanın
imanı kâmil olmaz.) [Taberani]
(Komşusu, zararından emin olmayanın imanı kâmil
değildir.) [Bezzar]
İmanı parlatmak için
Soru: İmanı
kuvvetlendirip parlamasını sağlamak için ne yapmalı?
CEVAP:
İmanı kuvvetlendiren, tadını hissettiren, parlatan çok
şey vardır.
Bazıları şöyledir:
1- Güzel ahlaklı olmak.
2- Hep Allahü teâlâyı
hatırlamak.
3- İhlâslı olmak.
4- Cömert olmak.
5- Elinde olmadan, büyük belalara maruz kalmak. (Salih
kimse için)
6- Haramlardan kaçmak.
7- Küfre düşmekten çok korkmak.
8- Sevdiğini Allah için sevmek, sevmediğini Allah için
sevmemek.
9- Salih olmak.
10- Namaza çok önem vermek.
Bu konuda birkaç hadis-i şerif şöyledir:
(Kur’an okumak ve Allah’ı zikir, imanı
kuvvetlendirir.) [Deylemî]
(Müslüman cömerdin imanı kuvvetlidir.) [Deylemî]
(Allah korkusundan dolayı harama bakmayan, imanının
tadını alır.) [Taberanî]
(Üç şey imanın tadını artırır: Allah ve Resulünü her
şeyden çok sevmek, kendisini sevmeyen Müslümanı Allah rızası için sevmek ve
Allah’ın düşmanlarını sevmemek.) [Taberanî]
(İyilik edince sevinen, günah işleyince üzülen
imanlıdır.) [Taberanî]
(Abdestini tazeleyenin imanı tazelenmiş [parlamış] olur.)
[İ. Gazalî]
(Kur’an okumak ve zikir imanı kuvvetlendirir.) [Deylemî]
(Nerede olursa olsun Allahü
teâlâyı unutmayanın, imanı kuvvetlidir.) [Beyhekî]
Sabah ve akşam şu duayı okuyan şirkten korunur ve
imanı kuvvetlenir:
(Allahümme innî e'ûzü bike min en-üşrike bike şey-en
ve ene a'lemü ve estağfirü-ke li-mâ lâ-a'lemü inneke ente allâmülguyûb.) [İ. Ahmed]
Bir işi, şöyle yaparsak dünya menfaatimizin olacağı,
başka türlü yaparsak âhiret menfaatimizin olacağı biliniyorsa, biz de âhiret
menfaatini seçebiliyorsak, imanımızın kuvvetli olduğu, dünya menfaatini tercih
ediyorsak imanımızın zayıf olduğu anlaşılır. Bütün ibadetler, alışverişler, her
iş, Allah rızası için yapılıyorsa, imanı korur ve kuvvetlendirir, parlatır.
İmanı korumak için, ihlâsla ibadet yapmak gerekir. Bunlar kalbi parlatır.
İhlâsla büyüklerle irtibat kurmak, mesela sohbetlerinde bulunmak, kitaplarını
okumak, onları düşünmek de kalbi parlatır. Kalbi parlayan, imanını korur.
Evliyanın menkıbelerini okumak, dinlemek muhabbeti
artırır. Eshab-ı kiramın menkıbeleri,
imanı kuvvetlendirir, günahları eritir. (Evliyalar
Ans.)