Soru: (Bir insanda
müslümanlık alametlerinden biri bile olsa, mesela namaz kılsa, onda başka küfür
alameti bulunsa da artık ehl-i kıbledir, tekfir edilemez) sözü doğru mudur?
CEVAP:
Doğru değildir. İslam âlimleri bunun aksini
bildiriyor:
1- İmam-ı a’zam ve imam-ı Şafii, (Ehl-i kıble olana
kâfir denilmez) buyurdu. Bu söz, (Ehl-i kıble olan, günah işlemekle kâfir
olmaz) demektir. 72 sapık fırka, ehl-i kıbledir. İctihad yapılması caiz olan,
açıkça anlaşılamayan delillerin tevillerinde yanıldıkları için, bunlara kâfir
denilmez; fakat zaruri olan ve tevatürle bildirilmiş olan din bilgilerinde
ictihad caiz olmadığı için, böyle bilgilere inanmayan, sözbirliğiyle kâfir
olur. Çünkü bunlara inanmayan, Resulullaha
inanmamış olur. İman demek, Resulullahın
Allahü teâlâ tarafından getirdiği, zaruri
olarak bilinen bilgilere inanmak demektir. Bu bilgilerden birine bile inanmamak
küfür olur. (Milel-nihal) [Resulullahın
getirdiklerinden birine bile inanmayan kâfir olunca Resulullaha
inanmayanın kâfir olacağı açıktır. La ilahe illallah dediği halde, kasten Muhammed-ün resulullah demeyen kâfirdir.]
2- 72 bid’at fırkası, namaz kıldığı ve her ibadeti
yaptığı halde, bir kısmı mülhid olmuş yani dinden çıkmıştır. Dinde
sözbirliğiyle bildirilen bir inanışı veya bir işi inkâr eden, kâfir ve mürted
olacağı için, La ilahe illallah dese, her ibadeti yapsa ve her günahtan da
sakınsa bile, artık buna ehl-i kıble denmez. (Hadika)
3- Zaruri din bilgilerinden veya iman edilecek
şeylerden birine bile inanmayan, La ilahe illallah Muhammed-ün
resulullah dese de kâfir olur. Sadece Allah’a inanmak kâfi değildir. Amentü’de
bildirilen altı husustan birini, mesela kaderi inkâr eden de kâfir olur, bütün
iyi amelleri yok olur. (Redd-ül-muhtar)
4- 72 bid’at fırkası ehl-i kıble olduğu için, bunlara
kâfir denmez; fakat bunların, dinde inanması zaruri olan şeylere inanmayanları
kâfir olur. (Mektubat-ı Rabbani 2/67, 3/38)
5- Meşhur bir farzı inkâr eden kimse, namaz kılsa da
kâfir olur. (Berika) [Mesela, günümüzde
tesettüre gerek yok demek küfürdür.]
6- Bizim kıblemize dönerek namaz kılan herkes ehl-i
kıble sayılmaz. Kâfir oldukları icmayla sabit olan münafıklar da, kıblemize
dönüp namaz kılmaktadır. (Tabakat-üş-Şafii)
7- Her namaz kılana ehl-i kıble denmez. Bir hadis-i
şerif meali şöyledir:
(Yalan söyleyen, sözünde durmayan ve emanete hıyanet
eden, müslüman olduğunu söylese, namaz kılsa, oruç tutsa da münafıktır.) [Buhari] (Burada bildirilen kimse, Allah rızası
için değil, inanmadığından dolayı, ibadetlerini gösteriş maksadıyla yaptığı
için münafık oluyor. Yoksa büyük günah işleyen kimse kâfir olmaz.)
8- İmanın 6 şartından birine inanmayan, namaz kılsa da
kâfirdir. (Eşiat-ül-lemeat)
9- Bir Müslümanın, bir sözünden veya bir işinden yüz
şey anlaşılsa, bunlardan 99’u küfre sebep olsa, biri Müslüman olduğunu
gösterse, o bir şeyi anlamak ve ona kâfir dememek gerekir; fakat bu husus, bir
sözün veya bir işin, yüz manası olduğu durum içindir. Yoksa yüz sözden veya yüz
işten biri imanı gösterse, 99’u küfrünü gösterse, bu kimseye Müslüman denilmez;
çünkü bir kimsenin yalnız bir sözü veya bir işi bile, açık olarak küfrü
gösterse, yani imanı gösterecek hiçbir manası olmasa, o kimsenin kâfir olduğu
anlaşılır. Başka sözlerinin ve işlerinin imanı göstermeleri, imanlı olduğunu
bildirmeleri, o kimseyi küfürden kurtarmaz, Müslüman olduğuna hükmedilmez. (Kıyamet ve Ahiret)
Müslüman olmanın en önemli alametlerinden biri namaz
kılmaktır. Cemaatle kılması da, ayrıca bir önem taşır. Buna rağmen Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Ahir zamanda bir camide binden fazla kişi namaz
kılacak; fakat içlerinde bir tane mümin bulunmayacaktır.) [Deylemi]
Demek ki, müslüman olmak için, sadece müslüman
alametlerinin olması yetmez. Dinde zaruri bilinmesi ve inanılması gereken
bilgilerden, birini bile inkâr etmemesi şarttır.
Soru: Müslümanda, küfrü
gerektiren bir durum görülse, buna kâfir denir mi?
CEVAP:
Müslüman olduğunu söyleyen, kelime-i şehadet okuyana,
şüphe ile küfür damgası basılamaz.
Müslüman olduğunu söyleyen bir kimsenin bir işinde
veya sözünde birçok küfür alametleri ile bir iman alameti veya küfür olması
şüpheli olan bir alamet bulunsa, buna kâfir dememelidir. Çünkü Müslümana iyi
zan olunur. (Redd-ül-muhtar)
Küfür alametini dilediği açıkça anlaşınca, kâfir olur.
Tevil etmemiz fayda vermez. (Bezzâziyye)
Soru: 72 bid’at fırkasının
Cehennemde günahları ve itikatlarının bozukluğu kadar kaldıktan sonra Cennete
gideceği hadis-i şeriflerle ve İslam âlimlerinin sözleriyle bildirilmiyor mu?
CEVAP:
Ama bid'at fırkası öyle olacak, her ehl-i kıble olan
değil ki. Küfre düşmemiş olanları öyle olacak. Küfre düşenleri sonsuz
Cehennemde kalacak.
Soru: (Günde beş defa
Kâbe’ye yönelip, tehiyyatta kelime-i şehadeti söyleyen, küfre düşüp küfrüne
tevbe etmese de, küfrü üzerinde sabit kalmaz) diyenler çıkıyor. Bu yanlış değil
mi?
CEVAP:
Bu söz ehl-i sünnet itikadına aykırıdır. İmam-ı a’zam
hazretleri buyuruyor ki: Tevbe için yalnız kelime-i şehadet söylemek kâfi
değildir, küfre sebep olan şeyden de tevbe etmesi gerekir. O şeyden tevbe
etmezse, namaz kılsa da kâfirdir.
Soru: Bazısı, (La ilahe
illallah diyen Cennete girer) hadisine göre, 72 dalalet fırkası da Cehennemde
sonsuz kalmaz” diyor. Bu açıklama doğru mudur?
CEVAP:
Yanlıştır. Bir münafık da La ilahe illallah diyebilir.
Kâfir olarak ölenleri Cennete giremez.
Soru: Tekfir
hastalığımızın özünde bir nevi kendimizi ilahlaştırma virüsü vardır demek caiz
mi?
CEVAP:
Bu söz, Resulullaha
ve İslam âlimlerine bir iftiradır. Hâşâ Resulullah
ve onun vârisleri olan ehl-i sünnet âlimleri, küfre düşenleri tekfir ettikleri
için kendilerini ilahlaştıran bir virüse mi yakalanmışlardır? Bu ne çirkin
iftira? İtikadı küfür olan dalalet ehli, ehl-i kıble değildir, namaz kılsa da,
her ibadeti yapsa da Cehennemde sonsuz kalır. Ehl-i kıble olması için, küfür
olan itikadından tevbe etmesi lazım. Vesikalarını yukarıda bildirdik.
Ehl-i kıbleye kâfir denir mi?
Soru: İlmihalde Ehl-i sünnet olmayanın, kâfir veya bid’at ehli
olacağı bildiriliyor. Bid’at ehli kâfir değil mi?
CEVAP:
Bid’at ehline kâfir denmez. İmam-ı Rabbânî hazretleri
buyuruyor ki:
Hadis-i şerifte, bu ümmetin 73 fırkaya ayrılacağı, bunlardan 72 fırkanın Cehenneme
gidecekleri bildiriliyor, Cehennemde sonsuz kalacakları bildirilmiyor. Cehennem
ateşinde sonsuz azapta kalmak, imanı olmayanlar için, yani kâfirler içindir. 72
fırka, itikatları bozuk olduğu için Cehenneme girecekler ve itikatlarının
bozukluğu kadar yanacaklardır. 72 bid’at fırkası (Ehl-i kıble) olduğu için,
hepsine kâfir dememeli. Fakat bunların, dinde inanması zaruri lazım olan
şeylere inanmayanları ve (Ahkâm-ı İslamiyye)’den her Müslümanın işittiği,
bildiği şeyleri tevilini bilmeden reddedenleri kâfir olur. (3/38)
Seyyid Abdülhakim
Arvâsî hazretleri buyuruyor ki:
72 bid’at fırkasına sapık denir. Bunların hiçbiri
kâfir değildir. Fakat 72 fırkadan herhangi birinde bulunduğunu söyleyen bir
kimse, Kur’an-ı kerimde veya hadis-i şeriflerde açıkça bildirilmiş ve
Müslümanlar arasına yayılmış bilgilerden birine inanmazsa, kâfir olur. Şimdi, (Ehl-i sünnet) mezhebinden çıkıp sapık veya
kâfir olmuş kimseler çoktur. (Faideli Bilgiler)
Ehl-i sünnetten ayrılan kimse, tevatürle zaruri olarak öğrenilen din bilgilerinden
birine inanmazsa, buna (La ilahe illallah ehli) denmez. Böyle kimse kâfir olur.
İbni Âbidin’de de böyle yazılıdır.
72 bid’at fırkasının hiçbiri kâfir değilse de,
Cehennemde uzun zaman yanacaklardır. İtikat bilgilerinde ictihad ederken, Resulullah’ın ve Eshab-ı
kiramın itikatlarından ayrılan din âlimi, dinde zaruri ve
sözbirliğiyle bilinen itikattan ayrılırsa, kâfir olur. Zaruri ve sözbirliğiyle
bildirilmemiş olan itikattan ayrılırsa, kâfir olmaz, itikatta bid’at sahibi
olur. Bid’at ehline, (Ehl-i kıble) de denir. Amel ve ibadet bilgilerinde
ictihad ederken de, zaruri ve sözbirliğiyle bilinen ibadetlere inanmayan kâfir
olur. Fakat zaruri ve sözbirliği ile bildirilmemiş olan ibadetlerden ayrılan
âlim, eğer müctehid ise, sevab kazanır. Müctehid değilse, amelde bid’at sahibi,
(Mezhepsiz) olur. Zaruri olarak yani câhillerin de bildiği ve sözbirliğiyle
bildirilmiş olan bir inanışı veya bir işi inkâr eden, kâfir ve mürted olacağı
için, La ilahe illallah dese ve her ibadeti yapsa ve her günahtan da sakınsa
bile, buna (La ilahe illallah ehli) veya (Ehl-i kıble) denmez. (Faideli
bilgiler)
Netice: Günümüzde ictihad
seviyesine yükselmiş âlim olmadığı için, Ehl-i
sünnete düşman olup bid’at fırkalarına tâbi olanların imanları
tehlikededir.