Bay Temel'in Vatikanlı damadı
Metin
Özer
20.07.2018
24 Haziran seçimlerinde malum
kesim Temel Karamollaoğlu
rüzgârı estirdi.
İpini millet düşmanlarına teslim etmiş bir kısım medya mensuplarının
Karamollaoğlu’na ilgisi, şaşırtıcı olduğu kadar, hayret vericiydi.
Onlar ki, düne kadar adının önüne, “yobaz”,
“Madımak Oteli canisi”, “katil”, “gerici”, “Atatürk düşmanı” ve “dinci”
ifadeleri koyuyordu.
Ne olduysa 24 Haziran seçimlerinden önce oldu.
Dün ‘yobaz
adam’ ilan ettikleri Karamollaoğlu’nu, o gün ‘bilge
adam’ ilan
ettiler.
Ben bu işten işkillendim.
Bay Temel’i
biraz araştırmaya karar verdim.
Karamollaoğlu, ilkokul, ortaokul ve lise eğitimini Kayseri'de tamamlamış.
1959 yılında İngiltere’ye gidip Manchester Üniversitesi’nden tekstil mühendisi
olarak mezun olmuş.
Beş çocuğu olan Karamollaoğlu’nun çocukları;
Mehmet Zahit
ve Zeynep, 28 Şubat’ın ajan-sahtekar şeyhi Ali
Kalkancı’nın müridiydi.
Bay Temel bu durumu, “Çocuklarım o şeye bir iki hafta gitmişler”
sözü ile açıklayabildi.
Karamollaoğlu’nun ‘o şey’ dediği, 28
Şubat’ta mensubu olduğu Refah Partisi’ni iktidardan eden askerlerin
ajanı çakma şeyhti.
Bay Temel çocuklarını Refah Partisi’nin cellâdına teslim etmiş
anlayacağınız.
O çocuklarından biri olan M. Zahit
Karamollaoğlu bugün
Türkiye’nin en önemli kuruluşunun tepe noktasında bulunuyor.
Karamollaoğlu’nun seçim süresince sövüp saydığı AK Parti, oğlunu alıp
BOTAŞ Genel Müdür Yardımcısı yaptı.
M. Zahit Karamollaoğlu halen,
Türkiye’nin en stratejik kurumu olan BOTAŞ’ta
görevini sürdürüyor.
Evlat
için hükümete RİCA,
İktidar için muhalefete İLTİCA...
“İngiliz”
deyince şimdi sizi yerinizden hoplatacak meseleye geleyim.
Prof. Dr. Mehmet Paçacı, Karamollaoğlu’nun
damadıdır.
Mehmet Paçacı, 1977 yılında Ankara İmam Hatip Lisesi'ni bitirmiş, 1982
yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi'nden mezun olmuş. Mezun olur olmaz, Suudi Arabistan’ın yolunu
tutmuş.
1985 yılında Suudi Arabistan Kral Suud Üniversitesi’nde
ders almış.
Suudi
Arabistan’dan dönüp İngiltere’ye
gitmiş.
İngiltere’de Yahudi
sermayesiyle kurulmuş en eski üniversite olan Manchester
Üniversitesi’ne
girmiş.
1987-1988 yıllarında İngiliz Kültür Heyeti bursunu kazanarak, Biblical
Theology bölümüne kaydolmuş.
Biblical Theology… Çok
afilli duruyor değil mi?
Özgeçmişine böyle yazmış.
Merak ettim..
Bu “Biblical Theology ne
bilimidir, bunun dersi nedir?” diye...
Biblical Theology’nin Türkçesi, “İncil ilahiyatı”
demek.
Müslümanların Kur’an İlahiyatı ne ise, Hıristiyanların İncil İlahiyatı da aynı.
Bizdeki İlahiyat Fakültesinin, Hıristiyanlardaki karşılığı...
Manchester Üniversitesi, Biblical Theology eğitimini şöyle özetlemiş:
“İncil'e dayanan teoloji; özellikle,
düşünce kategorilerini Mukaddes Kitabı incelemeden yorumlama normlarını
türetmeyi amaçlayan tanrı bilimi.”
Bu bölümde, Hıristiyan dini ve geleneğine zıt tezlere karşı delil üretilir.
Yani İslamiyet’in son
hak din olduğuna yönelik deliller çürütülmeye çalışılır.
Temel Bey’in damadı
bunu başarıyla yapıp diplomasını
almış...
Vay be...
Bir Müslüman, Papazların yazdığı İncil’den din öğrenmeye neden merak
sarar?
Hele hele bir Müslüman, hükmü bitmiş, devrini tamamlamış ve din olmaktan çıkmış
bir inanışı öğrenmek için niçin ders alır?
Bu; son kullanma tarihi geçmiş bir yiyeceği yemek gibi.
Bir insan
kendini veya başkalarını ZEHİRLEMEK İSTEMİYORSA tarihi
geçmiş bir yiyeceği niçin alsın?
Bu bozuk gıdayı niçin aldığını açıklamak elbette ki Paçacı’ya
düşer.
Allah-ü teala büyüklerimizden razı olsun.
Biz, hükmü bitmiş bir inanışı öğrenmeye vakit ayırmak yerine; hükmü
kıyamete kadar sürecek, SON ve HAK DİN olan Din-i İslam’ı öğrenmeye vakit
ayırdık.
Biz, Rabbimizi de, dinimizi de Hıristiyan papazlardan değil, Ehl-i sünnet
alimlerinden öğrendik.
İşte aramızdaki fark budur.
Bu yüzden biz biziz, siz sizsiniz.
Biz sizin ile ne bu dünyada, ne de ahirette asla ama asla aynı tarafta
olmayacağız İnşallah.
Siz ve sizin gibileri gösterip, etrafa saçtığınız tehlikelerinizden bizi koruyan
ve bize doğru yolu öğretip ehl-i sünnet olmamızı sağlayan büyüklerimizden rabbim
ilmi kadar razı olsun.
Paçacı’nın hikayesi daha bitmedi!..
Hıristiyan İlahiyatı’ndan mezun olan Paçacı,
bu kez kendisi için doğru bir adresin yolunu tutmuş ve Vatikan’a gitmiş.
Öğrendiği bilgiler neticede oraya ait.
Sonuçta içtiği suyun kaynağına gitmiş, bunda şaşılacak bir şey yok.
Vatikan’ın
resmi bir misyonerlik derneği var.
“Beyaz babalar” olarak bilinen bu derneğin orjinal adı, Afrika
Misyonerleri Derneği.
Bu derneğin, kısaltılmışı PISAI, tam
adı Pontificio
Istittuto Di Studi Arabe E D’Islamistica olan
bir de enstitütüsü var.
Bu enstitünün Türkçesi: Arap ve İslam Araştırmaları
Enstitüsü.
Bu enstitünün gayesi şöyle yazılmış: Arap
ve İslam ülkelerine giderek faaliyette bulunacak olan misyoner adaylarına,
Müslüman halkın yaşayışını öğretmek ve onlarla iletişime geçmek için gerekli
bilgilerin öğretilmesi.
Yani Müslümanları Hıristiyan yapabilmek için uygulanacak taktikler ve dikkat
edilecek hususlar öğretiliyor.
PISAI'deki derslerinin sonunda, misyonerlerin, Müslüman toplumla doğrudan
ya da dolaylı temas kurarak aktif olarak çalışmalarına izin verilir.
Müslüman ülkelere gitmek için burada ders almak şarttır.
Bunların Paçacı ile alakası ne?
Bizim Mehmet Paçacı, İngiltere’de İncil İlahiyatı’nı
iyice öğrendikten sonra bu enstitüye gelip,
misyoner adaylarına ders verdi.
Paçacı, Müslüman ülkelerde Hıristiyanlığı
yayacak olan misyonerlere hocalık yapıp taktikler verdi anlayacağınız.
Eyvah ki eyvah...
Hıristiyan ilahiyatından mezun olup misyonerlere dersler veren
Paçacı, 1989 yılında doktorasını tamamladı ve bu
kez Müslümanların İlahiyat Fakültesi'nde öğretim üyesi oldu.
2000 yılında Üstün başarıları(!) sayesinde Profesör oldu.
Böyle bir kimseyi Diyanet
İşleri boş bırakır mı?
Bizim Diyanet,
Paçacı’yı anında kapıp bünyesine aldı.
Ardından da Diyanet İşleri Başkanlığı'nın din
ateşesi olarak
Washington Büyükelçiliği'ne yolladı.
Bilmeyenler için söyleyeyim; Devletin
en ballı işlerinden biridir din ateşeliği...
“Müşavir”
ya da “Ataşe”
unvanı ile yurtdışına 3-4 yıllık sürelerle gönderilen, kırmızı pasaportlu
temsilcilere, ayda 5-7
bin dolar arasında maaş ödeniyor.
Amerika’da olan en yüksek maaşı alıyorlar. Extralar hariç 7 bin dolar yani 40
bin lira civarında maaş..
Bunun için büyük torpil gerekir.
Mehmet Paçacı da kayınpederi
Temel Karamollaoğlu gibi İngilizlerin Manchester
Üniversitesi’nden mezun.
Benim bildiğim, evlatlar babalarının yolundan gider.
Bu kez nasıl olmuşsa damat kayınpederinin
yolundan gitmiş.
Neyse, biz hikâyemize dönelim.
2008-2011 yıllarında
Washington’da Din ataşesi olan Mehmet
Paçacı, 2014’de
memlekete döndü. Hem de ne dönüş.
Döner dönmez Diyanet İşleri Başkanlığı'nda Dış İlişkiler Genel Müdürü yapıldı.
2014’te kendi isteği ile
Vatikan’a
Türkiye Cumhuriyeti’nin Büyükelçisi olarak atandı.
Halen de bu görevi sürdürüyor.
Ben ne diyeyim şimdi?
Benim kızmam atayanlara.
İnsanlar evladını seçemez ama
damadını
seçebilir.
Bakalım
Temel Bey bu duruma ne diyecek?
Kendisine “İngiliz
Temel” denilmesinin sebebi kendisi midir; yoksa damadı mı?
Onu bilmem ama damadı ile birlikte İngiliz
anahtarı gibi
her kapıyı açmışlar.
Hem de sövüp-saydığı ve yerden yere vurduğu AK Parti iktidarında.
Bir İngiliz atasözünde şöyle denir; “The
squeaky wheel gets the grease.” Türkçesi “Gıcırtılı
tekerlek yağ alır.”
Manası, “Eğer
bir şey hakkında şikâyetçi olursanız, daha iyi bir hizmet alabilirsiniz”
Bay Temel
de, AK Parti’yi sürekli şikâyet ederek Maşallah çok iyi hizmet
almış.
Temel Bey
AK Parti’ye gıcırdarken, millet kendisine diş gıcırdatıp yüzde 1
oy bile vermedi.
Hadi bir atasözü de ben patlatayım!..
Çok gıcırdayan, eninde sonunda hurdacıya gider.
************
KAYNAK:
https://www.habervitrini.com/bay-temelin-vatikanli-damadi/937306
************
NOT:
Mehmet Paçacı’nın Devlet eski Bakanı
Mehmet Aydın gibi şiddetli bir diyalogçu olarak Kur’an’ın Tarihselliğini yani
Kur’an-ı Kerim’in hükümlerinin indiği devre ait olup şimdi uygulanamayacağını
savunduğunu biliyor muydunuz?
Merak ediyorsanız bizi takip edin:
C. Ahmet Akışık
Günün Yazısı
İslâmda Reform Planları
|