Geri

   

 

 

İleri

 

HARF

Harf, başkasında bulunan bir manaya delâlet eden kelimedir. Bu nedenle cümlede bir cüz’olabilmesi için isim ve fiile ihtiyaç vardır.

HURÛF’İ CER

Cerre harfleri, kendilerinden sonraki kelime ile fiil veya benzerinin ilişkisini sağlayan harflerdir.

Cerre harfleri şunlardır:

Min (…), İla (…), Hatta (…), Fi (…), Ba (…), Lam (…), «…. . » manasına gelen Vav (…), Kasem Vav (…) ı, Kasem Ba (…) sı, Kasem Ta (…) sı, An (…), Ala (…), teşbih Kaf (…) ı, Müz (…), Müzhu (…), Haşa (………), Ada (…), Gala (…).

Yukarıda geçen cerre harflerinin izah ve örnekleri:

1. Min (…), birkaç manayı gelir:

a. «…. . » (mesafe başlangıcı)

«………………………»

b………………………. (açıklama) «…………»

c. «…. . » (tümden bir kısım) «…………………. »

d. Olumsuz cümlede zaide (fazla) gelmesi. Ör: «………………. . » gibi. Yalnız Kufeliler ve ahfeş olumlu cümlede de zaide geldiğini söylerler. (İşte buna cevaben müellif İbni Hacib R. A. ) «…………. . » ve benzeri tenkipler ve te’villidir, diyor.

2. İlâ (…), aşağıdaki manaları ifade eder:

a) «…. . » (mesafe bitimi) ……………………. .

b) Az da olsa «…. . » manası «………………. . » gibi.

3. Hatta (…. . ); O da İla (…. . ) gibi:

a) «……………………» (mesafe bitimi)

b) Çok olarak «…. . » manasıda kullanılır. Yalnız «…. . » , sadece zahir ismin başına geçer. Müberred buna mühaliftir. (Zamirlerin başına da geçer diyor. )

4. Fi (…), zarfiyet içindir. Az da olsa ala (…)manasına gelir. Ör: «………………. . » gibi.

5. Ba (…), aşağıdaki manalarda kullanılır:

a) «…………. » (yapıştırmak) «……. . . »

b) «…………. » (yardım) «……………»

c) «…………. » (beraberlik) «…………»

d) İstifham ve nefy edatının bulunduğu haberin başında kıyasen zaide gelir. «…………. . ve…………. » gibi. Bunun dışında ise, semaen zaide gelir. «…………ve …………… » gibi.

6. Lam (…), aşağıdaki şekillerde kullanılır:

a) «………. » «………. . »

b) «………. » «………. . »

c) Terkipte «…. . » ile birlikte bulunduğunda «…. . » manasında: «……………………. . » gibi.

d) Zaide «…………»

e)Teaccüb edilecek yerlerde Kasem Vav (…) ı manasına «………………………. » gibi.

7. Rübbe (…. . ), “Azlık” ifade eder, cümlenin başında gelir ve esah görüşe göre nitelendirilmiş nekire ile birlikte kullanılır. Rübbe (……) nin tealluk edeceği müteallak, ekseri halde geçmiş zamana ait (mazi) mahzûf bir fiildir. Ör: «………………. . » yani «…. . »

Bazen Rübbe (…. . ), müfred, müzekker ve mensûb bir nekire ile temyiz edilen mübhem (merce’i bulunmayan) bir zamir başına geçer. «……………» gibi. Yalnız Kufeliler , zamirle temyiz arasında mutabakat bulunmalıdır diye muhalefet etmektedirler.

Rübbe (…. . ) kelimesine ma (…) i kaffe bitiştiğinde cümle başına geçebilir. Ör: «………………. . » gibi.

 “Vav”ı (…), nitelendirilmiş nekire başına geçer. «……………» gibi.

8. Kasem Vav (…) ı, ancak kasem fiilinin hazfi durumunda kullanılır. Sözkonusu Vav, sadece zahir ismin başına geçer. Aynı zamanda istekli yeminde de kullanılmaz. (Ör: «………. . ve………. » denilmez.

9. Kasem Ta (…) sı: Kasem Vav (…) ı gibidir. Ancak ismi zahirden sadece «…. . » kelimesi başında kullanılır.

10. Kasem Ba (…) sı: Vav (…) ve Ta (…) ya nazaran daha geneldir. Vav ve Ta’nın kullanılmadıkları yerlerde de kullanılır.

Kasem cevabında Lam (…) ı ibtidaiye, İnne (…. . ) ve harfi nefy gelir: «………………. . ve………………. » gibi.

Kasem, mü’terize (cümlenin cüzleri arasında) geldiğinde veya kasemin cevabına delâlet edecek bir şeyin kasemden önce geldiğinde bazen cevap hazfedilir. «…………. ve…………. . » gibi.

11. An (…), «…. . » (geçiş ve ayrılış) içindir. «……………………. »

12. Ala (…), «…. . » (yükseliş) içindir. «……………………. . » gibi.

An (…) ve Ala (…) başına Min (…) kelimesi geçince, ikisi de birer isimden ibaret olur.

13. Kaf (…), teşbih (benzetme) içindir. «………» gibi. Zaide de gelir. Ör: «………»

Bazen Kaf (…) (benzer) manasına gelir. Bu durumda isim olur.

(Cümhur’a göre): Kaf (…), sadece zikir ismin başına geçer Yalnız müberred buna mühaliftir.

14. Müz (…) ve münzü (…. . ), zaman içindir. Bir taraftan geçmiş zamanda fiilin başlangıcı, diğer taraftan hal (şimdiki zaman) de zarfiyeti ifede eder. «……………. . » gibi.

15. Haşa (…. . ), Ada (…. . ), Gala (…. . ), kelimeleri istisna içindir: «…………………. » gibi.

EL-HURÛFU’L- MÜŞEBBEHETÜ Bİ’L-Fİ’L

Fiile benzeyen harfler, İnne (…), Enne (…), Ke’enne (…. . ), Lâkinne (…. . ), Leyte (…. . ) ve Lealle (…. . ) den ibarettir. Bu harfler, Enne (…) den başka-cümlenin evvelinde gelirler. Bunların tersine Enne (…), cümlenin evvelinde yer almaz. Assah görüşe göre: HURÛF’i müşebbehün bilfiil’e ma (…) i kaffe bitişir, onları amel etmekten alıkoyar. Bu durumda fiil üzerine de girerler.

1- İnne (…), cümlenin manasına değiştirmez. Enne (…) ise cümleyi müfred hükmüne sokar. Bu nedenle cümlenin istendiği yerlerde İnne (…) müfredin istendiği yerlerde de Enne (…) nin kullanılması zorunludur. Binaenaleyh:

1. Cümle başlangıcında «…………»

2. “Kavl” den sonra «………………. »

3. İsm’i mevsul’den sonra İnne kullanılır. «………………» gibi.

2- Aşağıdaki yerlerde ise Enne kullanılır:

1. “Enne” cümlesiyle birlikte fâil olduğu yerlerde. «………………………»

2. Mef’ûl olduğu yerlerde: «…………………»

3. Mübteda olduğu yerlerde: «…………………. »

4. Muzafün ileyh olduğu yerlerde: «……………»

5. Levlâ (…. . ) dan sonra: Çünkü «…. . » nın ma-ba’dı mübteda olur: «…………. . »

6. Lev (…) den sonra: Çünkü Lev (…) in ma-ba’dı, mahzûf bir fiile Fâil olur. «…………» gibi.

Eğer cümledeki mahal, hem cümle, hem müfred için kabil ise, İnne (…) ve Enne (…) ikisinin de kullanılması câizdir. «…………………. . » ve şiirin «………………. . » (meğer o, çene ve ensesinin kölesiymiş. )mısra’ı ve benzeri gibi.

Maksure olan «…. . », cümle manasını bozmadığından dolayı isminin mahalline merfû’  bir ismi atfetmek câizdir. Artık «…. . » lafzen meksure olsun, «………………» veya hükmen meksure olsun: «………………. » faretmez. Meftuhe olan «…. . » de ise bu ameliye cari olmaz. Yalnız meksure «…. . » nin isminin mahalline merfû’  bir ismin atfedilebilmesi için, haberin, Ma’tuf’tan önce lafzen veya takdiren geçmiş olması şarttır. «………………ve ……………. » gibi. Kufiler, haberin geçmiş olmasını şart koşmazlar.

(Cumhur’a göre haber geçmeden önce) İnne (…) isminin mebni oluşu (söz konusu) atfın câiz olmasına neden olmaz. (Dolayısıyla «………………» terkibi câiz değildir. )Müberred ve kisaiye göre ise câizdir. Bu konuda Lakinne (…. . ) de «…. . » gibidir.

Meksure olan İnne (…. ) cümlenin manasını bozmadığı için –cümlenin manasını te’kîd etmek üzere- İnne (…. ) Haberininbaşına veya fasıla’nın bulunmesı ile «…. . » den ayrılmış isminin başına ya da İsim ile Haber arasına giren fasıla’nın başına Lam (…. . ) i te’kîd geçer.

………………………………………………………» gibi.

Meftuhe olan enne (…. ) nin cümlesinde lam (…)i tekit gelmez. Lakinne (…. . ) nin bulundugu cümlede ise Lam (…) i te’kîdin gelmesi zayıftır.

Meksure olan inne (…. ) , tahfif edilirken Lan (…) lazım gelir. Ve bu durumda amelinin iptali câiz olur. Mühaffef olan :n (…. ) in, başına geçebildiği fiilleri genel tutmaktadırlar.

Meftune olan İnne (…. ), tahfif edilebilir ve tahfif edildikten sonra, mükedder olan Zamir-eş şe’nde amel eder. Bu durumda mutlak cümle üzerine geçer. zamir-eş şe’nden başka diger bir şeyde amel etmesi ise şazdır.

Mühaffef olan En (…. ), geçişli fiil ile birlikte gelirken, Sin (…), Sevfe (…. ), Kad (…. ) veya harfi nefiy’den birisinin bulunması lazım gelir.

«……………………………………………. . . » gibi

3 – Keenne (……), teşbih (benzetme) içindir. Keenne (…. . ) de, Keen (…. . ) şeklinde hafifletilir. Ve assah lehçeye göre amel etmekten mülga olur. «……………. » gibi.

4- Lâkinne (…. . ), İstidrak (edinilen şüphenin giderilmesi) içindir.

Lakinne (……), mana itibariyle biribirinden birbirinden ayrı iki cümlenin arasına girer. «…………. . » gibi. Mühaffef olur. Bu durumda amel etmekten mülga olur. Vav (…) ın, hem Lakinne (……. ) ile zikredilmesi câizdir.

5- Leyte (……. ), temenni içindir. «………. » gibi. Ferra «…………» gibi. Ferra, «………. » şeklinde, her iki ma’mûlun mensûb gelmesini câiz görmüştür.

6- Le’alle (……. ), Terecci (ümitle bekleyiş) içindir. «………. » gibi. Lealle (……) ile ismi mecrûr  kılmak şazdır. . «………. » gibi.

HURÛF-I ÂTIFE

HURÛF’i Atife, Vav, Fa, Sümme, Hatta, Ev, İmma, Em, Lâ, Bel ve Lâkin’den ibarettir.

«………. . ve . . . . . . . . » cem’ içindirler. (Yani iki veya daha fazla ayrı şeyler için değildirler. ) bunlardan

Vav (…. ), mnutlak cemi’ içindir. Yani ondan tertip anlaşılmaz.

Fa (…. ), tertipli cemı’ içindir. Yalnız Sümme (…. ) de biraz gecikme vardır. Hatta (…. . ) da Sümme (……) gibidir. Ancak Hatta (…. ) da o kadar gecikme yoktur.

Hatta (……) nın ma’tufu, ma’tufu aleyh’inden bir cüz’ (parça), tümün güçlü bir cüz’ü olduğu gibi , zaif bir cüz’ü de olabilir. Ör. : «. . . ……. …. ve …. …. …. . » gibi.

Ev (. . . . . ), İmma (. . . . . . ) ve Em (. . . . . . ), mübhem (belirsiz) olan iki şeyden birinin üzerine delâlet etmek içindir.

Em (. . . . . . ) i müttasile, Hemze’i istifhamla birlikte gelir. Mütekellimce durumları müsavi olan iki şeyden biri, Em’den sonra, diğeri de Hemze’den sonra gelir. Zira söz konusu iki şeyden birisinin sübutu, mütekellimce kesindir, ancak hangisinin olduğunu mühataptan öğrenmek ister. Bu itibarla «. . .. . . . . . . . . » terkibi câiz değildir. (Çünkü durumları aynı olan iki şeyden biri Zeyd, diğeri de Amr’dır. Amr, Em’den sonra gelmemiştir.) Em’i müttasile’nin bulunduğu soruya Evet veya Hayır şeklinde cevap verilmez, belirsiz şeyi belirtmekle cevap verilir.

Em (. . . . . ) i münkati’a, birinciden vazgeçmekte Bel (. . . . . ), ikinciden de şüphe etmekte Hemze (. . . ) gibidir. «. . . . . . .. . . . . . . . » (Gördüğüm şey Deve’dir. Yoksa koyun mudur?) gibi.

İmma (. . . . ): İmma ile bir şey atfedildiğinde Ma’tufu aleyhi’nden önce diğer bir İmma (. . . . . ) nın geçmesi lazımdır. Ev (. . . . ) ile atfedildiğinde ise câizdir. «. . . . . .   . . .   . . . . . . . ve . . . . . . .   . . . . . . » gibi.

La, Bel ve Lakin kelimeleri, muayyen olarak hükmü, Ma’tuf veya Ma’tufu aleyh’e nisbet ederler. Yalnız lakin nefy (olumsuzluk) olmaksızın kullanılmaz. «. . . . . . . . . . . . » gibi.

TENBÎH (UYARMA) HARFLERİ

Tenbih Harfleri, Ela, Ema ve Ha’dan ibarettir. Ör. : «. . . . . . . . . . . . . . . . »

NİDA (ÇAĞRI) HARFLERİ

Nida Harflerinden en fazla kullanılanı Ya’dır.

Eya ve Heya uzak, Ey ve Hemze de yakın içindir.

İCAB (CEVAP VERME) HARFLERİ

İcab Harfleri, Naam, Bela, İy, Ecel , Ceyri ve İnne’den ibarettir.

Naam (. .   . ), öncesindeki ifadeyi doğrular.

Bela (. .  . ), yalnız olumsuzu olumlu kılar.

İy (. . . ), istifhamdan sonra isbat içindir. Ancak kasem olmadan kullanılmaz. «. . . . . . . . . . . . . . . . . . . » gibi.

Ecel (. . . . ), Ceyri (. . . . ) ve İnne (.  . . . ) haber vermekte tasdik etmekte kullanılır.

ZÂİDE GELEN HARFLER

Cümlede zâide (fazla) gelen Harfler şunlardır:

1. İn (. . . . )

2. En (. . . . )

3. Ma (. . . . )

4.   

5. Min (…. )

6. Ba (…. )

7. Lâm (…. )

İn (…), Ma (…) i nafiye ile çok, Ma (…. ) i masderiye ile az olarak zaid olur.

En (…. ) aşağıdaki yerlerde zaid gelir:

1. Lemma (…. ) ile (………. )

2. Lev (…. ) ve kadem arasında (…………)

3. Az olarak da Kaf (…) ile : (…… ……)

Ma’lum olsun ki bu harfler sürekli zaide gelmezler. Ancak bazı zamanlarda zaide gelirler. Aynı zamanda zaide gelişleri, kökten anlamsız oldukalrını ifade etmez. Şöyle ki: Cümleden çıkarıldıklarında manayı bozmadıkları gibi, cümlede bulunduklarında da cümleye lafzen ve ma’nen bazı faydalar sağlarlar.

Ma (…), aşağıdaki yerlere zaid gelir:

1. İza (…. . ) ile:………………

2. Meta (…. . ) ile:………………. .

3. Eyyü (…. . ) ile:………………. .

4. Eyne (…. . ) ile:………………. .

5. İn (…. . ) ile «…. . » gibi. Yalnız sıralanan harfler şart manasını tazammün ettikleri durumda ma (…. ) zait olur.

6. Bazen cerr  harfleriyle:………………. .

7. Az olarak da Muzaf ile birlikte geldiğinde zaid olur:

, aşağıdaki yerlerde zaid galir:

1. Olumsuzluk edatından sonra Vav- i Atıfe ile birlikte geldiğinde «………………. . »

2. En’ i masdariyye’den sonra geldiğinde «…………………. . »

3. Az olarak «…. . » fiilinin evvelinde geldiğinde «…. . »

4. Muzaf ile zaid gelmesi şazdır. «………. . » gibi.

Min (…. . ), Ba (…) ve Lâm (…) ise daha önce açıklandılar.

TEFSİR (AÇIKLAMA) HARFLERİ

Tefsir harfleri Ey (…) ve En (…) den ibarettir. Ancak En (…), “Kavl” manasındaki fiilleri tefsir etmekte kullanılır.

MASDARİYE HARFLERİ

Masdariye harfleri, Ma (…. ), En (…) ve Enne (…. . ) dir.

Ma (…) ve En (…), fiil cümlesi başına geçerler. Enne (…) ise isim cümlesi başına geçer.

TAHDİD (TEŞVİK) HARFLERİ

Tahdid (teşvik) harfleri, Hella (…. . ), Ellâ (…. . ), Levlâ (…. . ) ve Lev-ma (…. . ) den ibarettir. Bu harfler için cümlenin önünde gelme özelliği vardır. Aynı zamanda lafzen veya ma’nen/takdiren fiil ile birlikte gelirler. «…………………. » gibi.

TEVEKKU’ (BEKLEYİŞ) HARFİ

Tevekku’ harfi Kad (…) ten ibarettir. Bu harf müzari’ fiil başına geçince taklili ifade eder. «………………. » (Şüphesiz yalancı bazen doğru söyler)

İSTİFHÂM HARFLERİ

İstifham harfleri, Hemze (…) ve Hel (…) dir. İkisi de cümlenin evvelinde gelir. Hemze (…), hem isim hem fiil cümlesinin evvelinde gelir. Ör: «………… ve………. » gibi. Keza Hel (…) de her iki cümlenin evvelinde gelir. Yalnız Hemze (…) daha genel kullanışlıdır. Çünkü «…………………………. » gibi terkiplerde Hemze (…) kullanılır, Hel (…) kullanılmaz.

ŞART HARFLERİ

Şart harfleri, İn (…), Lev (…) ve Emma (…) dır. Üçü de cümlenin evvelinde gelir. Bunlardan in (…) de ne kadar mazi (geçmiş zaman fiilinin başına geçerse yine gelecek zaman içindir. Lev (…) ise tam aksinedir.

İn (…) ve Lev (…), cümşede bulunduklarında fiilin lafzen veya takdiren bulunması gerekir. Bu nedenle «…. . » ifadesi kullanılır ki Enne (…) den sonraki cümle mukadder fiile Fâil olsun ve haber olan «…………» yerine «………. » fiili kullanılır ki, mahzûf fiile bedel gibi görünsün.

Eğer Enne (…) nin haberi Camid (fiilin kendisinden türemeyeceği ) bir isim ise, o zaman söz konusu ismin haber olmnası câizdir. Çünkü türevi yoktur ki, yerinde kullanabilirsin. «……………………» gibi.

Cümle başında şart harfinden önce kasem (yemin) geldiğinde, şartın lafzen veya ma’nen mazi olması gerekir. Cümlede gelen cevap da lafzen kasem’in cevabı olur. «…………………………. . » gibi. Şayet Kasem, şart veya başka bir şeyin evvelinde gelmesi ile cümle ögelerinin arasında gelirse, o zaman kasem muteber, şart mülğa, şart muteber de addedilir. Ör: «…………………. . ve ………. . »

Mükadder olan kasem, mezkür olan kasem gibi te’sir yapar. Ör: «…. . . . . . . . . . . . . . . ve………………. » gibi. (Yani mukadder kasem, cevabı, şarta ceza olarak bırakmış olsaydı cevaplardaki Nûn (…. ) un hazfedilmesi gerekirdi. )

Emma (…. . ), tafsil (açıklama) içindir. Fiil-üş şartı, sürekli mahzûf olur, yalnız yerine şart cümlesi bünyesinden bir öge mutlak surette kaim olur. Müberrede göre şart fiili yerinde kaim olan öge, mahzûf fiilin ma’mûludur. «……………………………» gibi. Mazeni’ye göre ise, sözkonusu öge’nin ceza başındaki Fa (…) harfine takdimi câiz ise, öge cezanın bir cüz’üdür. Eğer takdimi câiz değilse, o zaman mahzûf şart fiilinin ma’mûludur.

REDİ’ (MEN’ VE ZECR) HARFİ

Redi’ (men’) harfi Kella (…. . ) dır. Ör: Sana bunu yap diyene «…. . » (hayır yapma, dediğinden vazgeç. ) deyişin gibi. Kella (…. . ), bazen hakken (…. . ) manasına da gelir «………………» gibi.

HAREKESİZ  TE’NÎS  TA ‘SI

Harekesiz te’nis Ta (…) sı, Müsnedün ileyh (kendisine isnad edilen) in müennes olduğuna delâlet etmek üzere mazi fiiline bitişir. Eğer Müsnedün ileyh, gayri hakiki müennesten zahir bir isim ise, fiile Ta (…) yı ilhak etmekte ve etmemekte serbestsin. Tasniye, cem-i müzekker ve cem-i müennes alâmetinin ilhakı ise zayıftır.

TENVÎN

Tenvin, fiilin te’kidi olmaksızın kelimenin son harekesine tabi’ olan nun’dur. Tenvin aşağıdaki hususlarda kullanılır:

1. Temekkün: «…. . »

2. Tenkir: «…. . »

3. İvez (Muzafün ileyhi’ye bedel) «…. . »

4. Mukabele (Cem-i müzekker es-salim karşılığı) «…. . »

5. Terennüm (Şiir mısra’larının sonuna lahik olur. )

Bir Alem’e Muzaf olan İbn kelimesi ile Mevsûf olan Alem’den Tenvin, zorunlu olarak hazf olunur. «………» gibi.

NÛN-I TE’KÎD

Tekid Nûn’u, Hafife – Sakine ve Müşeddede olmak üzere ikiye ayrılır. Müşeddede Nûn da meftûh (üstünlü) olur.

Ancak Tensiye Elif’i ve Cem-i müennes ile Te’kîd Nûn’ları arasına fasıla olarak giren Elif ile birlikte geldiğinde meksur (esreli) olur. «………… ve………. . » gibi.

Te’kîd Nûnu, aşağıda gösterilen maddelerin bünyesindeki gelecek zaman fiiline mahsustur.

1. Emir :……………… ve…………………….

2. Nehy:……………… ve…………………….

3. İstifham:………………ve………………….

4. Temenni:………………. ve…………………

5. Arz…………………ve………………

6. Kasem:………………ve……………. .

Te’kid Nûnu, nefiyde az kullanılır. Müsbet olan Kasem cevabında ise zorunlu olarak kullanılır.

«…………. . » terkibi benzerinde (Harf-i şart’ın Ma (…) ile te’kîd edildiği şartta) te’kîd Nûn’u çokca kullanılır.

Te’kid Nûn’undan önceki Harf, cem-i müzekker Zamiri olan Vav (…) nedeni ile mazmum,

Vahdet müennes muhatebe zamiri olan Ya (…) nedeniyle de meksur olur. (………) gibi.

Bunların dışında Te’kîd Nûn’undan önceki harf meftûh olur. (………. gibi. )

Tensiye ve cem-i müennes için iltika-i sakineyn ile hazf olunmaksızın «…. . ve …. . » dersin. Yalnız bu iki sığaya Nûn-i hafife bitişmez. Yunus’a göre ise bitişir.

Her iki te’kid Nûn’u, tensiye ve cem-i müennes dışında bariz zamir ile olan beraberliğinde, tıpkı münfasıl bir kelimenin bariz zamir ile olan beraberliği gibidir.

(Yani lam’ı mu’tel olan fiilin sonu, münfasıl kelime ile hazfedildiği ve makablın maftuh olması halinde de harekelendiği gibi, Nûn’i te’kidin bitişmesi halinde de aynı tasarrufu görür. )

Eğer Nûn’i te’kîd, bariz zamirle birlikte müstetir (gizli) zamirle bulunursa, başka bir ifade ile Nûn, müfred müzekker sığasında bulunursa, muttasıl kelime gibi değerlemdirilir. İşte bu itibarla «………………………… ve……………» denilir.

Muhaffef olan Nûn’i te’kid, harekesiz Harf’e rastladığında hazfedilir. Keza vakf halinde de –makabli meftûh olmazsa- hazfedilir. Bu durumda Nûn nedeniyle hazfolunan harf geri döner. Ör: «…. . den …. . » denildiği gibi.

Ma-kabli meftûh olan muhaffef Nûn ise, vakf halinde Elif’e dönüşür. Ör: «…. . den …. . » denildiği gibi.

SON