|
EVLİYÂ
HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Tâbiîn
devrinin meşhûr âlim ve velîlerinden Zührî (rahmetullahi teâlâ aleyhâ)
bir zekâ ve fazîlet hârikasıydı. Üstün bir zekâsı vardı. Kur’ân-ı kerîmi seksen
gecede ezberlemişti. Medîne-i münevveredeki Fukahâ-i Seb'a, yâni yedi meşhûr
âlimin bildirdikleri fıkıh bilgilerinin hepsini öğrenmişti. Zührî, Resûlullah
efendimizin mübârek hadîsi şerîflerinin sağlam şekilde zaptedilmesi için, ilk
çalışmayı başlatan büyük bir âlimdir.
Hadîs-i
şerîfi önce o tedvin etmiştir. Hadîslerin toplanması işine, Emevî halîfelerinden
Ömer bin Abdülazîz zamanında başlanmıştır.
Hadîsleri
toplama teşebbüsünün sebebi, Ömer bin Abdülazîz'in, Medîne vâlisi Ebû Bekir bin
Muhammed bin Hazm’a gönderdiği mektupta şöyle belirtilir: “Resûlullah
efendimizin hadîslerini, sünnetlerini, Amre’nin rivâyetlerini araştır ve yaz.
Çünkü ben, ehlinin azalıp, yok olarak, ilmin kaybolmasından korkuyorum.”
Mektupta geçen Amre, Amre binti Abdurrahmân el-Ensârî (Abdurrahmân’ın kızı Amre)
olup, hazret-i Âişe vâlidemizin, Resûlullah efendimizden rivâyet ettiği hadîs-i
şerîfleri en iyi bilen sâliha bir kadındı. Ömer bin Abdülazîz, Medîne vâlisi
İbn-i Hazm’a verdiği bu emri bütün vâlilere göndererek, memleketin her tarafına
duyurmuştu. Bu emri ilk yerine getiren Muhammed bin Müslim bin Şihâb
ez-Zührî'dir. Bu çalışmalar sırasında Zührî hazretleri, bir gün oturmuş,
kitaplarını da etrafına koymuştu. Kendisini o kadar kitaplara vermişti ki, dünyâ
işleri ile uğraşmaya hiç zamanı yoktu. Bunun üzerine hanımı ona; “Vallahi
üzerime üç tane kuma (hanım) getirsen, bana bu kadar ağır gelmezdi. Senin bu
kitapların hepsini geçti” dedi. Zührî, daha hayatta iken bulduğu hadîs-i
şerîfleri bir kitapta topladı. Halîfe bu kitabı çoğaltarak her tarafa gönderdi.
Böylece Zührî, hadîs-i şerîflerin toplanarak korunması husûsunda hayırlı bir
çığır açtı.
|
|