|
EVLİYÂ
HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Endülüs'te yetişen İslâm âlimlerinden ve büyük velîlerden Tâzî
(rahmetullahi teâlâ aleyh) hadîs, fıkıh, kırâat gibi ilimlerle birlikte, Arab
dili ve edebiyâtına da vâkıftı. Ebû Sâlim Tâzî hazretleri, âlimlerin imâmı, söz
ve şiir söyleyenlerin en belîğ olanıydı. Dünyâya düşkün olmayanların, haram ve
şüphelilerden çok sakınanların önde geleni olup, velî, sâlih, ârif ve âbid bir
zâttı. Şâirliği de çok kuvvetli idi. Resûlullah efendimizi medheden çok güzel
kasîdeler yazmıştır. Allahü teâlânın sâlih kullarından idi. Kur'ân-ı kerîm
ilimlerinde imâm derecesinde yüksekti. Lenguistik (dil) ilminde öncü, hadîs
ilminde hâfız, fıkıh ilminin usûl ve fürû'unda söz sâhibi idi. Akâid ilminde
derin âlimdi. Müslümanların imâmıydı. Âlimlerin yüksek ilimlerini, evliyânın
üstün hâllerini kendisinde toplamıştı.
Aklının
kemâlinde, hilminin ve yumuşaklığının yüksekliğinde, ilminin çokluğunda, güzel
ahlâkı ile ulaştığı derecelerin üstünlüğünde, herkesle iyi geçinmekte, akrân ve
emsâlinin hepsinden üstündü. Allahü teâlânın izni ile kerâmet olarak, insanların
hâllerine vâkıf olurdu. İnsanların haklarına çok riâyet ederdi. Sâdece akıl ve
hilmdeki üstünlüğünün darb-ı mesel hâline gelmiş olması, onun büyüklük ve
üstünlüğünü göstermesi bakımından kâfidir.
İbrâhim
Tâzî hazretleri, insanlara hiç sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelen sıkıntı ve
eziyetlere de çok sabreder, hiç karşılık vermezdi. Başkaları onun bu hâllerini
gördükçe; "Biz olsak bu hâle hiç sabredemeyiz." diyerek, onun hâline
imrenirlerdi.
İbrâhim
Tâzî, Allahü teâlânın rızâsı için insanlara iyilik eder, onlara iyilik
etmelerini, başkalarına faydalı olmalarını tavsiye ederdi.
İnsanları
idâre etmekte, yüzlerine gülmekte, onlara iyi muâmelede bulunmakta çok yüksekti.
Herkese açılmış, yayılmış olan iyilikleri ve güzel hâlleri ile insanların
gönlünde taht kurmuştu.
Basîret
gözü ile insanların hâllerini anlar, herkese kâbiliyet ve istidâdına göre
konuşurdu. Onları Allahü teâlânın yoluna dâvet eder, Ehl-i Sünnet âlimlerinin
bildirdikleri şekilde îtikâdlarını düzeltmeleri, Allahü teâlâya çok ibâdet ve
tâat etmeleri ve O'nu çok zikretmeleri için nasîhat ederdi.
|
|