|
EVLİYÂ
HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Evliyânın
büyüklerinden ve fıkıh âlimi Şihâbüddîn-i Sühreverdî (rahmetullahi teâlâ
aleyh) ilim öğrenmek için Bağdât'a gitti. Amcası büyük âlim Ebü'n-Necîb
Abdülkâhir'in sohbetlerinde bulundu. Ondan tasavvuf ilimlerini öğrendi. Aynı
zamanda Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin sohbetlerinde de bulundu. Basra'da da
Ebû Muhammed bin Abdullah'ın sohbetlerine devâm etti. Ebû Hafs Sühreverdî;
amcasından, Ebû Muhammed Hibetullah bin Şiblî, Ebü'l-Feth bin Battî, Ma'mer bin
Tâhir, Ebû Zür'a Makdisî, Ebü'l-Fütûh Tâî ve birçok âlimden hadîs-i şerîf
dinleyip, rivâyette bulundu.
Ebû Hafs
Sühreverdî, fakih, fâzıl, sûfî, verâ sâhibi, zâhid, ârif, ilm-i hakîkatte
zamânın şeyhi idi. Şâfiî mezhebinde idi. Çok ibâdet ederdi. Eline geçen malı
mülkü fakir ve muhtaçlara dağıtırdı. Fıkıh ilmini, amcasından ve Ebü'l-Kâsım
ibni Fadlân'dan öğrendi.
İbn-i
Neccâr onun hakkında; "Ebû Hafs Ömer Sühreverdî, ilm-i hakîkatte zamânının şeyhi
idi. Riyâzet ve mücâhede yolunu tuttu. Fıkıh, mukâyeseli hukuk ve Arab dili ve
edebiyâtını okudu. Birçok âlimden hadîs-i şerîf dinledi. Sonra tasavvuf yolunu
tuttu. Önceleri zikir ve ibâdetle meşgûl oldu. Sonra insanlara vâz vermeye
başladı. Amcasının Dicle kenarındaki medresesinde ders verdi. İslâm beldelerinin
her tarafından onun sohbet ve derslerini dinlemeye birçok âlim ve halk gelirdi.
Onun sözlerinin bereketi ile günahkârlar derhâl tövbe ederdi. Talebeleri, o
zamanda yıldızlar misâli, etrâfa ilim yayarlardı. Onun sultanlar katında sâhib
olduğu mevkiye ve hürmete, başka kimse nâil olmadı. Ömrünün sonunda
rahatsızlandı. Bununla berâber, zikirleri azalmadı. Allahü teâlâyı zikre devâm
etti. Cemâatte yine hazır bulundu. 110 yaşına doğru hacca gitti. Vefât
ettiğinde, geride kefen parası bile bırakmamıştı."
|
|