CİLD       ALFABE       KONU       KABR-İ ŞERİFLER

ALFABE - CİLD                      1.   2.   3.   4.   5.   6.
     
 

EVLİYÂ HAYÂTINDAN SAHÎFELER

Son asır Anadolu velîlerinden Şeyh Seydâ (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazreleri, kaba ve sert darvanışlardan şiddetle sakınarak yumuşak davranırdı. İnsanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatma yolunda çeşitli sıkıntılara ve hakâretlere mârûz kaldığı halde, onlara tatlı bir dille ve yumuşak bir edâyla muâmele ederdi. Nitekim kendisini tutuklamağa gelen askerleri hoş davranışıyla yola getirmiş ve nicelerinin de kendisine talebe olmasını sağlamıştı. Allahü teâlâ ona olgunluk ve cemâl yâni yüz güzelliği ihsân etmişti. Sohbetinde bulunan herkes onun cemâline bakmaktan sohbetinden ayrılmak istemezdi. Onun üstünlüğünü duyan herkes kâfile kâfile ziyâretine gelir, Şeyh Seydâ onları şefkat ve merhametle karşılar, bağrına basardı.

Şeyh Seydâ hazretleri fakirlere karşı gayet merhametli ve şefkatli davranırdı. Onlara dâimâ yardım ederdi. Birgün bir köyün ileri gelenlerinden biri gelerek; "Şu işim olursa, falanca arâziyi sana hibe edeceğim." dedi. Şeyh Seydâ hazretlerinin duâsı bereketiyle işi oldu. O kimse, vâdettiği arâziyi Seydâ'ya bağışladı. Şeyh Seydâ hazretleri de arâziyi Cizre'nin fakirlerine paylaştırdı.

Şeyh Seydâ'nın asıl gâyesi talebe toplamak olmayıp insanlara yol göstermek ve onları ıslâh etmeye çalışmaktı. Onun için önemli olan insanların ıslâh olmalarıydı. Bu hususta şöyle buyururdu: "Zamânımızın bâzı şeyhleri, köy ağalarının etbâ (tâbi olan kimseler) toplamaya çalıştığı gibi, talebe toplamaya çalışıyorlar. Halbuki gâye, mürîd (talebe) toplamak değil insanları ıslâh etmek, onların nefsin ve şeytanın kötülüklerinden kurtulmalarına yardımcı olmaktır."