|
EVLİYÂ
HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Kâdiriyye
yolu büyüklerinden Şeyh İsmâil Rûmî (rahmetullahi teâlâ aleyh) ilk
tahsilini Tosya’da gören İsmâil Rûmî, aklî ve naklî ilimleri öğrendi. Tasavvuf
yoluna yönelip Halvetiyye yolu mensublarından Şeyh Ahmed Efendiden feyz aldı. Bu
yolda ilerledikten sonra Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin mânevî dâveti
üzerine Bağdat’a gitti. O zaman Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin dergâhında
şeyhlik yapan Feyzullah Efendi hazretlerinin sohbetlerinde ve hizmetinde
bulundu. Tasavvuf yolunda ilerleyip evliyâlık derecesine ulaştı. Abdülkâdir-i
Geylânî hazretlerinin mânevî âlemde; “Yâ Rûmî, Rûm’a (Anadolu’ya) git, tarîkımı
neşret!” emri ve işâreti üzerine, Anadolu’ya gelmek üzere Bağdat'tan ayrıldı.
“Pîr-i Sânî” künyesiyle Anadolu ve Rumeli taraflarını gezerek, gittiği yerlerde
insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlattı. Böylece onların dünyâ ve
âhirette seâdete, mutluluğa kavuşmaları için gayret etti. Tosya, Kastamonu,
Edirne, Tekirdağ, Bursa, Mısır, Siroz gibi kırk yere gitti. Gittiği yerlerde
Kâdiriyye yolu dergâhlarını inşâ ve ihyâ ettirdi. 1611 senesinde İstanbul’a
geldi. İstanbul’da Tophane’de Boğazkesen mahallesindeki Kâdiriyye yolu dergâhını
inşâ ve imar edip, bu beldede Kâdiriyye yolunun esaslarını yaydı. Pekçok kimse
onun sohbetlerinin bereketiyle Allahü teâlânın rızâsına kavuştu. Sultanahmed
Câmi-i Şerîfinin açılış merâsiminde Aziz Mahmûd Hüdâyî hazretleri hutbe okuduğu,
Abdülehad Nûrî hazretleri vâz u nasihatte bulunduğu gibi, Şeyh İsmâil Rûmî
hazretleri de Kâdiriyye yolu usûlüne göre zikir meclisini idâre etti.
Riyâzet
(nefsin isteklerini yapmamak) ve mücâhede (nefsin istemediklerini yapmak)
husûsunda son derece dikkatli hareket eden Şeyh İsmâil Rûmî hazretlerinden sonra
da birçok velî yetişti. Şeyh İsmâil Rûmî'nin erkek evlâdı olmamıştır. Kızını,
İstanbul’a gelip misâfir olan Bağdat'taki Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin
dergâhının şeyhi Seyyid Feyzullah Efendinin oğlu Şerif Şeyh Halil Efendiyle
evlendirdi. Şerif Şeyh Halil Efendi İstanbul’da kalarak kayınpederinin
ihtiyarlığı sırasında vekili oldu. Vefâtından sonra da makâmına geçerek
vazifesini devam ettirdi. Kâdiriyye yolunun İsmâiliyye kolu olarak devam eden
onun yolu son devire kadar devam etti.
|
|