|
EVLİYÂ
HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Evliyânın
büyüklerinden ve fıkıh âlimi Şeyh İbrâhim Ca'berî (rahmetullahi teâlâ
aleyh) Şâfiî mezhebi fıkıh bilgilerini öğrendi. Şam'da Ebü'l-Hasan Sehâvî'den
hadîs ilimleri tahsîl etti. Kâhire'ye gitti. İlim öğretip ders verdi.
Ebü'l-Hasan Şâzilî hazretleriyle görüştü. Onun ölü kalbleri dirilten
feyzlerinden istifâde etti. Kalbi aşkla dolup, Allahü teâlânın nîmetlerinden ve
onlar için nasıl şükredeceğinden başka bir şey düşünmez oldu. Allahü teâlânın
emir ve yasaklarına riâyet ettiği gibi, Resûlullah efendimizin ve Selef-i
sâlihînin hâllerine aynen uymağa çalışırdı. Allahü teâlânın rızası olmayan
hiçbir sözü söylemez, hiçbir işe kalkışmazdı. Vakitlerini ilim öğrenmek ve
öğretmek, Allahü teâlâya ibâdet edip zikretmekle geçirirdi. Tatlı dilli, güler
yüzlü ve çok cömert idi. İnsanlara merhameti çok fazlaydı. Onun işi gücü,
insanlara iyilik etmekti. Haram ve şüphelileri terk eder, mübahları zarûret
mikdârı kullanırdı. İnsanlar tarafından çok sevilirdi. Kâhire'de vâz ettiği
zaman, mahşerî bir kalabalık olur, herkes dersine koşardı. Onun vâzını
dinleyenler çok istifâde ederlerdi. Talebeleri arasında Ebû Hayyân Muhammed bin
Yûsuf Nahvî ve Kemâleddîn Abdüzzâhir gibi âlimler de hazır bulunurdu. Yeri
geldiğinde hakkı söylemekten çekinmezdi. Kalbi bozuk olanlar, onun
celâllenmesinden çok korkarlardı. Allahü teâlânın râzı olmadığı bir işi yapanı,
O'nun emrine muhâlefet edeni gördüğü zaman, hemen emr-i mârûf yapardı. Allahü
teâlânın yasak ettiğini yapmaktan men eder, emrettiğinin yapılmasını nasîhat
ederdi. Allahü teâlâya ve O'nun sevdiklerine olan muhabbetini dile getiren
şiirleri ihtivâ eden bir Dîvân'ı vardır.
|
|